DÜNYADA OLUP BİTENLER Elizabeth II. Operaya geliyor Parislilerin yeni aşkı yanlar televizyon kiralama yoluna gi- diyorlardı. Böylece bütün Parisliler Kraliçenin Seine nehrindeki şahane gezisini takip edebildiler. Nehrin iki kıyısını, dünyanın en güzel şehrinde yaşamakla mağrur Parisliler doldur- muştu. 78 saat 55 dakikanın mühim bir kısmi karşılıklı nutuklar ve zıyafet— lerle eçtı Bir zıyafette Zkirpi"nin de menüye girmesi, Majestelerinin Paristeki Büyük Elçisine endişeli sa- atlar yaşattı Büyük Elçi, Kraliçenin "kirpi" yemekten pek hoşlanmıyacagı kanaatini besliyordu. "Kirpi"nin bol trüflü foie gras'dan başka bir şey ol- madığını öğrenmeden gönlü rahatla- Majestelerinin Paristeki üç günlük ikametleri sırasında — gazetelerde bu hadıseye ayrılan sütunların uzunlugu ise yarım kilometreyi buluyordu. İtalya Fikir sahibi başkan D ış İşleri Bakanı Martino'nun, Cumhurbaşkanı Gronchr'nin me- YARATILAN MUCİZE Dr. Zeki BALİ Kitapçılardan arayınız.... 14 sajını Eisenhower'e ulaştırmayı red- detmesi, geçen hafta bütün İtalyayı meşgul eden siyasi bir mesele oldu. Cumhurbaşkanının bilhassa dış poli- tika bahsinde İtalyan hükümetinden farklı görüşlere sahip olduğu kimse- nin meçhulü değildi. Gronohi'nin Baş- kan Eisenhower'e göndermek istedi- ği mesajda bu fikirler açıklanıyordu: Cumhurbaşkanı Gronchi, Orta Do- ğuyu Batı ve Doğu arasında bir re- kabet mevzuu olmaktan kurtarmak için, İtalyanın arabuluculuk yapması- nı arzu ediyordu. Bundan başka Gronchi, Almanyanın birleşmesi mev- zuunda İtalyanın müsbet bir rol oy- nıyabileceğini düşünüyor, Orta Avru- panın tarafsız bır bölge haline geti- rilmesini istiyor Dış İşleri Bake_ını Martino, mesa- jin muhtevasını İtalyanın takip etti- ği dış politikaya aykırı bulmuştu. Ka- bine de Dış İşleri Bakanı gibi düşü- nüyordu. Bu sebeble başkanın mesa- jinı sansüre tutma kararını almıştı. Ama Gronchi kolay kolay baş eğe- cek tipte bir adam değildi. Sansür haberi derhal basına duyuruldu. Ga- zetelerin çoğu Cumhurbaşkanının ta- rafım tutuyorlardı. Geçen sefer 5 oy farkla itimat ala- rak iktidarda kalan İtalyan hüküme- tinin bu hâdiseden sonra yuvarlan- ması beklenebilirdi. Fakat Gronchi daha yıllarca İtalyanın Cumhurbaş- kanlığını yapacaktı. Mısır Tehlikeli alâkalar Gecen hafta Mısır ve İsrail arasın- daki yeni bir kavga, mevcut bin meseleye bir yenisini ilâve ediyordu. Haftalık bir Mısır mecmuası, Birleş- miş Milletler askerlerinin Israıl hudu- dunda üniformalı İsrail kızlarıyla sa- mimi şekilde eğlenmelerini, danset- melerini gösteren bir yığın fotoğrafı neşrediyordu. Mısır subayları bu aşi- kâr dostluktan endişeye düşmüşlerdi: Sarışın Birleşmiş Milletler askerleri, hududun öte tarafındaki esmer güzeli İsrail kadın askerlerin cazibesine tutul muşlardı. Üniforma ile güzelliği mec- zeden İsrailli genç kızları bağırlarına basan Birleşmiş Milletler askerlerinin vazifelerini icap eden bitaraflıkla ifa edememelerinden hakikaten korkula- bilirdi. Mısırlılar şikâyetlerini gizlice, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin şefi General Burns'e bildirdiler. Birleşmiş Milletlerin genç askerleri, artık üni- formalı İsrail güzellerini bagra basa- rak vazifelerini ihmal etmiyeceklel!. İngillere Dul kadınların doktora T. Adams'ın ismi artık Lan- dru gibi şöhretli canilerin ara- sında sayılamayacak. Zira İngiliz ada- let tarihinde uzunluk rekorunu kı- ran bir muhakemeden sonra, 12 kişi- lik Jüri heyeti geçen hafta oy birliği ile Eastbourne'lu doktorun mirasları- na konmak için ihtiyar hastalarım ze- hirlemediği kanaatına vardı. Maamafih bütün dünyâ basım, Dr. Adams'tan çok, bu beklenmedik mu- vaffakiyeti elde eden avukatla meş- guldü.. Avukat Geoffrey Lawrence, Dr. Adams'ın sadece suçsuz olduğunu değil, itimada şayan bir hekim oldu- ğunu, doktorun cani olduğuna çabu- cak inanan İngiliz halkına kabul et- tirmeye muvaffak olmuştu. Lav/rence, ilk defa bir cınayet dâ- vasına giriyordu. Buna rağmen daha ilk günlerde yaman bir avukat ol- duğunu hissettirmişti. Çabucak tıbbi bilgisini genişletmiş, Dr. Adams'ın hastasını bilerek öldürdüğünü iddia eden iki meşhur hekimin yanıldıkları- nı ortaya koymuştu. Şahitleri sorgu- ya çekmekte de Avukat Lawrence gö- rülmemiş bir maharet göstermişti En ağır ithamları, ustalıkla sorul- muş birkaç sualden sonra, iskambil- den kuleler gibi devirivermişti. İşin en hoş tarafı Dr. Adams'ın gösterdiği serinkanlılıktı. BEastbour- ne'lu doktor cinayetle itham edildiği zaman nasıl kılı kıpırdamadıysa suç- suz olduğu bildirilince de o kadar sa- kin kalmasını bildi. Avukat Lawrence'in üstadça mü- dafaası sayesinde sadece hürriyetine değil, aynı zamanda büyük bir şöhre- te de kavuşan Eastbourne'lu doktor Adams, şimdi hatıratım kaleme al- makla uğraşmaktadır. İşin hoş tara- fi, dul kadınlar cinayeti hikayesiyle aylarca sütunlarını dolduran Londra - nın en büyük üç gazetesi, doktorun hatıralarını kendi gazetelerinde neşre- debilmek için âdeta yazış etmektedir- ler. Dr. Adams gazete okuyor “Bakalım ne yazmışlar?” AKİS, 20 NİSAN 1957