Gül", yazarın Pulitzer mükâfatı kaza- nan şohretlı "A Streetcar Named De- sire - İhtiras Tramvayı" adlı eseriyle büyük benzerlikler gösteriyor. Hatta onun bir komedi versiyonu da sayıla- bilir. Olaylar çene Amerikanın Gü- ney devletlerinden birinde -bu sefer Florida'da- ve İtalyan göçmenleri a- rasında geçiyor. Kahramanı Serafina elle ose, "İhti Tramvayı"nın Blanche Dubois'sı gıbı kırkının üstün- de bir kadın. Onun gibi kocasına kuv- vetle bağlı. Blanche'ın kocası homo- seksüel olduğu meydana çıkınca inti- har etmişti; kadının yıkılışı, hayal kırıklığından, melankoliye ve çılgın- lığa giden bir hat takip ediyordu. Se- rafina ise, kocası devrilen kamyonun- da öldükten sonra uzun bir müddet cin si temayüllerine karşı koyuyor, erkek cinsiyeti karşısındaki mağlübiyeti ko- casının sadakatsızlığını öğrendikten sonra kolaylamıyordu. Her iki durum a da Stanley Kowalski ve şoför Al- varo gibi hayvani duygularıyla iki erkek: bir dans müziği yahut döğme bir gül gibi eski kocayı hatırlatan şu- uratlı sembolleri büyük yer tutuyor. Kırmızı Gül"ün "İhtiras Tramva- ' ndan zayıf olmasına sebeb sadece mevzu benzerliği — değil. "İhtiras Tramvayı" yıkılan bir kadının dramı- nı başarıyla yaşatıyordu. New Orle- ans'taki çevre ustalıkla çizilmiş, ka- panık, monoton ve boğucu havanın kadın üzerindeki tesirleri ustalıkla verilmişti. Blache'ın Kaderi böyle bir atmosfer ıçınde kaçınılmaz hale geli- du. "Kırmızı Gül"de de aynı şey- ler aşağı yukarı olmakla beraber bir maksada hizmet etmiyor. Bu da dav- ranış piyeslerinin en büyük kusuru olan plansızlık ve olaysızlık mesele- sini daha belirli olarak ortaya koyu- yor. "Kırmızı Gül" film olarak da 'İh- tiras Tramvayı"ndan daha zayıf. Da- da önce bir başk Mood Flay'ı, William Inge'in "Come Back Little Sheba"sım sinemaya adapte eden Da- niel Mann, Tennessee "Williams'ın e- serini de Tıyatro esaslarından ayrıl- madan filme almış. Oyuncu üzerinde hakimiyeti ve başarısı bilhassa An- na Magnani'nin Serafina kompozisyo- nunda sivriliyor. Rossellini ve Viscon- ti gibi rejisörlerle büyük oyunlar çı- karan Magnani'nin "Kırmızı Gül"de- ki başarısıyla Amerika ve İngilte- re film akademileri mükâfatını kazan- malında Daniel Mann'ın payını ara- mak yersiz sayılmaz. Ay rejisörün "Come Back Little Sheba" ile Shirley Booth'abiroskar, "Tll morrow- Yarın Aglıyacagım ile n Hay- ward'a Cannes Festivalinde mükafat kazandırdığı unutulmamalıdır. Fakat Daniel Mann'ın kamera üzerinde o- yunculardaki gibi tesirli bir hakimı- yeti yok. Kamerası tiyatro sahnesiyle seyirci arasındaki mesafeyi daraltmı- yor. Serafina'nın davranışlarını uzak- tan tesbit edip gerekli vurguları ka- çırıyor. Kazan'ın "İhtiras Tramvayı" nda yarattığı atmosferi de "Kırmızı v ül'de aramak boşuna. AKİS, 20 NİSAN 1957 nanı siklet — aktris Ann Ağır Bir İtalyan neo-realist rejisörünün elinde lokal sahneler ve yerli halkla daha çok başarılı olabilecek çevre kompozisyonu, Daniel Mann'ın mizan- seninde dekor ve iyi idare edilmiş o yunlarla tabit canlıhktan çok tıyatro canlılığı kazanıyor. Şoför Alvaro ro- lünde Burt Lancaster hiç İtalyan ol mayan tipi yüzünden film boyunca boşuna şaklabanlık yapıp, İtalyan şivesiyle Ingılızce konuşmaya çalışı- yor. Lancaster'in oyununda göçmen Alvaro'yu yaşatma — çabasından çok taklit etme gayretini sezmek müm- Ün. "Kırmızı Gül"ü başından sonuna kadar sürüyüp götüren Anna Magna- ni. İtalyan kadınlarına has davranış- ları, rolünü her sahnesinde yaşaması temelı çürük filmin yıkılmasını ön- lüyor. "Yaz Bekârı - Seven Year Itch" de Broadway'de çok tutulduktan sonra Hollywood'un el attığı piyeslerden. Üstelik öbür iki komediye göre per- deye aktarılması daha da güç. Çün- kü olayların büyük bir kısmı birinci şahsın ağzından anlatılıyor. Michael Curtia ve Daniel Mann'a nisbeten da- ha akıcı bir anlatışı olmasına rağmen, Billy Wilder işi pek ciddi tarafından almıyor. Zaten "Yaz Bekarı" da bu- na imkân bırakmıyacak kadar hafif ve tipik bir Amerikan komedisi. Ge- öorge Axelrod'un piyesi Amerikan ti- yatrosunda gişe şampiyonluğu sağla- mak için formül haline gelen bütün unsurlara sahip. Bu unsurlar şöyle sıralanabilir, sosyal bir fon: Evlilik, psikolojik bir durum: Zina teşebbüsü; psıkanalız Yedi yıllık gızlı arzular. cinsiyet: Üst kâttaki kız SİNEMA Bütün bu unsurlar tipik bir Ameri- kan romantizmi ve iyimserliği içinde üst kattaki kız Mari lyn Monroe'nun mümkün mertebe "sex olmasına hususi ihtimam gösterilerek — işleni- or. "Yaz Bekarı", suya sabuna do-' kunmayan bütün cilalı Amerikan ko- medileri gibi sağlam bir kuruluşa sa- hip. Fakat tiyatro için bir değer olan bu kuruluş sinema hareketinden uzak olarak filme alındığı zaman neticesiz kalıyor. Billy Wilder'in kamerası evi- nin içinde kendi kendine konuşup do- laşan, hayal kurup endişelenen, Toni Ewell'i boşuna bir gayretle takıp edı yor. Sağlı sollu panlar "Yaz Bekârı" nın tiyatroluğunu hissettirmemek i ıçın kafi gelmiyor. Cinemascope perdesi uzun üste çekimlerle verilen hayal sahnelerine elverişliyse de, Marilyn Monroe'nun cazibelerini daha tesirli olarak gösterecek yakın plânlara ge- çilmesine imkân vermiyor. Bu arada Billy Wilder'in de pek fazla montaj oyunlarına girişmeksizili, senaryoyu en basit şeklinde filme çekmek iste- dıgı anlaşılıyor. "Double Indemnıty Ş The Lost Weekend" ve "Sunset levard"ın usta rejisörü bir tıyatro e- serini sinemaya adapte etmekteki güç- lükleri, iyi bir film çıkarmanın he- men he men imkânsız olduğunu, bü- tün işin tiyatroda olduğu gibi oyun- culara dayandığını göz önünde bulun- durarak, akıcılık sağlamaktan başka bir Sinematik ifade gayreti gütmüyor. EMNİYET SANDIĞI 1957 Yllı tasarruf Hesapları İkramiyeleri Çiftehavuzlarda APARTMAN DAİRELERİ Bahçelievler'de ARSALAR Zengin PARA İKRAMİYELERİ İkişiye 120.000Liralık AYLIK GELİR ikrâmiyesi ÖĞRENCİ Hesaplarına 35.000 Liralık TAHSIL İkramiyeleri olarak en az 5 0 0 . 000 Liradır. Ayrıca 2 Milyon Liralık Mesken Edinme Kredileri (İpotek Karşılığı) 33