Bankaya kan Veren bir gönüllü Hayırlı "— Böyle bir teşkilâtın kuruldu- ğunu duyar duymaz karar verdim. Ben bir asker karısıyım." Dünyanın birçok yerlerinde, açılan kan merkezleri İkinci Dünya Harbin- de ve Kore savaşlarında, cephedeki yaralı asker ölümünü çok büyük bir mabette azaltmıştı. Amelıyatha— nelerde bulundurulan kan, bugün a tık operatörün ve amelıyatlının en bu— yük yardımcısı, bazan yegâne ümi- diydi. Ameliyat neticesi bütün kanı- nı kaybeden bir hastaya operatörler bazan 4-4,5 kilo kan vermek mec- buriyetinde kalıyorlardı. Birçok kimselerde ise kan aldırmak bir ihtiyaçtı. Eski zamanda sülük ya- pıştırarak, hacamat usulüyle kan al- ırmak bir adet şeklini almıştı. Bil- hassa baharda bu kan aldırmak âdeti sıhhat için çok faydalı sayılıyordu. Demek ki kiminin aldırılacak fazla kanı vardı, kimi ise kan almaya muhtaçtı. Kurulan bir teşkilât, bu iki 1htıyacı bir arada karşılayıp insanlı- ğa büyük bir hizmette bulunabilirdi.. Hele alınan kanın kuru plazma halin- de 10 sene müddetle muhafaza edile- bilmesi, kan alıp verme meselesine çok büyük bir kolaylık getiriyordu. Kân verebilecek durumda olan her vatan- daşın kan merkezine uğraması mem- leket için olduğu kadar kendisi için de faydalıydı. Bu sayede herkes ken- di kan grubunu öğrenecek ve âcil bir vak'a karşısında, meselâ bir kazada kolaylıkla kan alabilecekti. Bugün bırçok memleketlerde, pasaportlarda insanın göz ve saç rengini bildiren hanelerin yanında kan gruplarım bil- diren kayıtlar da vardı ve bu, mu- hakkak saç rengi kadar mühimdi. AKİS, 20 NİSAN 1957 yatırım Kan veren birçok kimseler büyük bi rahatlık hıssederdı Cildin güzelleşti- ği de bir hakikatt Kızılay memlekette kan merkezle- ri açma teşebbüsüne giriştiği zaman bin kadar gönüllü kadın, yardıma hazır olduklarını bıldırmışlerdı gün Ankarada açılan ilk merkez- de muhtelif vazifeler alan gönüllü kadınlar arasında 75 tanesi ünifor- malıydı. "Mavi melekler" ismiyle a- nılan bu mavi Üniformalı kadınlar çok kısa bir kursa tâbi tutulduktan sonra derhal vazifeye başlamışlardı. Kan vermek üzere merkeze müraca- at edecek olan vatandaşları bu mavi melekler karşılıyor, — onların soyun- malarına, giyinmelerine yardım edi- yor, kan alma odasında onlara refa- kat ediyorlardı. Kan alma işi bittik- ten sonra onları istirahat odasına gö- türerek ikramlarda bulunuyor, bil- hassa meyva yu içmelerine itina gösteriyorlardı.. Haftada birkaç gün, azan bir kaç saat çalışmakla insan- lığa hizmet edebılmek herhalde zevk- li ve güzel birşeydi Kan vermek çok kolaydı ve vatan- daşların buna kolaylıkla alışabilecek- leri muhakkaktı. Yalnız insanların ihmalkâr olduğunu hatırdan çıkar- mamak gerekirdi. Kan vermek arzu- sunu duyan birçok kimselerin uzun zaman bu işi ihmal edip, sonra da u- nutabilecekleri bir hakikatti. Bu ba- an kan vermek isteyen gönüllü- lere bazı kolaylıklar gösterilmeliydi Meselâ bir telefonla bu işi halledebil- meliydiler. Öyle ki kan vermek isteyen gönüllü, telefonla kan merkezine mü- racaat etmeli ve bu müracaati kay- KADIN dedilerek, kendisi muayyen bir saatta servis arabası ile evinden veya işin- den alınıp gene servis arabası ile ye- rine götürülmeliydi, Bu hem hizmet- te bulunmak isteyen vatandaşların arzularını tatbik sahasına koyabi- len bir kolaylık olur, hem de bizde henüz pek yeni olan bir teşebbüsün propagandasını yapmak bakımından fayda sağlardı. Moda ürk - Amerikan Kadınları Kültür Derneğine mensup birçok hanım, gecen hafta sonunda selânik cadde- sinde bir evde toplandılar. Saat 2.30 du, Ankaralı ev kadınlarının mutad ziyaret saati.. Fakat Derneğe men- sup hanımlar bu ziyaret saatini hem zevkli, hem de istifadeli bir de geçıreceklerdı Nevvare vinde o gün Bütçeye Uygun Giyim Kolu faalıyet gösterecek, — enstitü mezunu bir üye, Şen Kılınç aksesu— arlar, gece çantaları, kemi e k maş şapkalar hakkında bır konuş— ma yapacak, yapılması kolay pratik bazı aksesuarların — patronlarını çı- karıp üyelere gösterecekti. Toplantı bir hayli kalabalık olmuştu. Çünkü bir ay evvel, aynı öğretmen tarafın- dan verilen eldiven dersi çok muvaf- akiyet kazanmış ve az para sarfederek şık — eldiven sahibi olan üyeler aynı şartlarla şık çanta ve ka- mer sahibi olmak arzusuna kapıl- mışlardı. Aksesuar Şen Kılınç, aksesuarın giyimde ne kadar ehemmiyetli bir rol oynadığını izah ederek söze başlamıştı. Düz bir Şen Kılınç On parmakta marifet 25 on