s P O R Futbol Lig maçları Y eni sezonun ilk maçını geçen haf- ta Çarşamba günü Mithatpaşa Stadında Fenerbahçe ile Beyoğluspor oynadılar. Hususi — karşılaşmalarda rakiplerine bol keseden 7-8 gol atan SarıLâcivertliler, oyunun mühim bir kısmında nisbeten zayıf bir hüviye- te sahip Beyoğluspor takımı ile başa- baş gittiler. Hele bir ara buhranlı an- lar geçirdiler, öyle güç — durumlara düştüler ki tribünleri dolduran ta- raftarlarınır,yürekleri ağızlarına gel- di. Bunca transfer, bunca masraf ve sonra böyle çabalama.. Bir an içinde aşırı kulüpçülerin sert tenkitleri tri- bünleri kapladı. Gerçekten tenkit e- denler haksız değillerdi. Çünkü Fe- nerbahçe gayet kötü bir futbol ör- neği veriyordu. Bazı futbolcuların lâ- kayıt hareketlerı en miyop tarafta- i gözünden kaçmıyordu. Topa gıı'mıyorlar, koşmuyorlardı. — Allah Allah!... Bu nasıl profesyonellıktı" "Bir futbolcu formsuz olabilir" d liyordu. Ama koşmamak, kasten topa girmemek ve verilen pasları alma- mak; bunu "Profesyonel" kelimesi ile izah etmek imkânsızdı.' Fenerbahçe çetin bir mücadeleden sonra rakıbını 3-0 mağlüp etmeye muvaffak o Oldu ama işte öyle... Ertesi gün Mıthatpaşa Stadında gene kalabalık vardı. Karşılaşan ra- kipler ise Adalet ile Beykozdu. Yani mahdut sayıda taraftara sahip olan kulüpler. Acaba bu kalabalık neden- di? Her iki kulüp bu kadar kısa bir zaman içersinde bu derece taraftar mı kazanmışlardı? Hayır.. Gelenle- rin ekserisi kulüpçü olmaktan ziya- di vvetlerin mücadelesini görmek ısteyen sporseverlerdı Nite- kim böyle düşünüp te Mithatpaşa Stadının yolunu tutanlar neticede haklı çıktılar. Bir buçuk saat topun bir mekik dokur gibi iki kale arasın- daki seyrini zevkle seyrettiler. İlk haftanın bu çetin maçı 3-3 beraber- likle neticelenmişti. Cumartesi günü 24 bini aşan bir seyirci kitlesi Beşik- taş - Vefa maçında da ayni heyeca- nı duydu. Yeşil-Beyazlı takımın transferden kazançlı çıktığı daha ilk dakikalarda belli olmuştu. Kaçırdık- ları sayısız fırsatların biraz şanssız- biraz da beceriksizlikten ileri geldıgı soylenebılırdı Eğer bunların bir tanesini kullanabılmış olsalardı netice şüphesiz ki 0-0 beraberlik ol- mıyacaktı. Haftanın lig karşılaşma- ları Pazar sabahı yapılan Emnıyet - Kasımpaşa maçı ile son b e ka- bılıyetlerı meçhul elemanlarla lıgle- re katılan Emniyetliler çetin rakip- leri Kasımpaşa ile 0- 0 berabere kal- maya muvaffak oldu! Kulüpler 50 yıl sonra e pazar günü Mithatpaşa Stadının tribünleri tıklım tıklım dolmuştu. İstanbul Valisi Gökay mik- rofonun başında heyecanlı bir konuş— ma yapıyordu. Bu seferki konuşması şehir işlerine ait değildi. Ne bir çeş- me yapılmıştı, ne bir mektebin te- meli atılıyordu, ne de bir kurdele ke- siliyordu. Bu konuşma sportifti. Ga- latasaray'ın 50 yıllık hizmetleri belir- tiliyordu. Gerçekten Gökay bu mev- Dinamo Galatasaraya gol atıyor Turgaya ellinci yıl hediyesi AKİS, 22 EYLÜL 1956 Beşiktaş — Vefa, İtiş - kakış!. zuu kavramış ve hakikaten benımse- miş olarak konuştu: "Dile kolay bu, diyordu. Yarım — asır Turk hizmet etmek. Hem de her bakımdan şerefli ve iftihar edilmeye değer ; Kısa süren konuşması zaman alkışlarla kesildi. Galatasarayı se- venler, Sarı-Kırmızılı renklerı gonul- lerinde yaşatanlar, Türk una yaptığı büyük — hizmetleri takdır e- denler onu alkışlamaktan geri kal- ar. Merasim Gökay'ın sözleri ile başlamıştı. Yaşlılar yani, kulübün kuruldugu günden bu yana hadisele- rin içinde yaşayanlar, Şeref tribü- nünde yaşlı gozlerle birbirlerine sa- rılddar. "Ağabey" diye anılan diğer nesil bugünün heyecanını bir kerre daha yaşadı. Genç nesil ise bu sami- mi havayı, ruhlarına sindire sındıre teneffüs ettiler. Vali Gökay mütea- kiben eski ve yeni. futbolculara ma- dalyalarını vererek. çekildi. Celal Bayar Şeref locasında görüldü. Geliş, büyük bir tezahürata vesile teşkil etti. Tekaütler maçı Cıcı Necdetlerı, Arslan Nihatları, Avnileri, Boncuk Ömerleri, Esat- ları ve Osmanları sahada görenler es- ki gunlerı hatırladılar Dünün şöhret- leri, göbekli ve kır saçlı insanlar olu- vermışlerdı. Eğer şakaklar ağarma- mış ve biraz kalınla aşmamış olsalardı bu şöhretler, oyun itibariyle bugün- külerle pek âlâ mukayese edilebilir- lerdi. Verdikleri paslar, — yaptıkları ince hareketler, dünün bugünden fer- den kuvvetli olduğu kanaatim uyan- dırıyordu. Sarı-Lâcivertliler ezeli ra- kiplerini gafil — avlamışlardı. Kadroları onlara nazaran daha genç futbolculardan kurulu idi.