den savcı muavinine ve müdahil ve- kiline bu ilam hakkındaki fikirlerini sormuştu. Gerek savcı muavini ve ge- rekse müdahil vekili bozmaya uyul- masını ıstemışl rdi. Kanaatlerınce Ceza Dairesinin hükmü yerindeydi ve Toplu Basın Mahkemesi beraat ka- rarında ısrar etmemeliydi. Bilindiği gibi Akis - Sarol dâvası 1954 yılı sonbaharından beri devam e- diyordu. Hakimler heyeti, içinde suç olduğu iddia edilen yazıları evvelâ ehlivukufa havale —etmiş, ehlivukuf bunlarda suç görmediğine dair rapor vermişti. Fakat mahkeme Metin Te- keri 9 ay 10 gün hapse ve para ce- zasına mahkum etmişti. Verilen hük- me göre Dr. Mükerrem Sarola bu yazılarda vazife ve hizmetinden do- layı müteaddit defa hakaret edilmiş- ti. Boylece taktir edilen 6 aylık ceza 9 ay 10 gune çıkarılıyordu. M idahil Vekili sanığın "demokratik" şekilde küfrettiğini ileri sürmüştü. Sanık ve- killeri kararı temyiz etmişler, U- çüncü Ceza Daıresı mahkumıyetı boz- dıgında kendisine la mu- vazaa isnat etmek" suçu atfolunan Metin Toker, sabık Devlet Bakanının alakasını keser göründüğü Türk Se- si Gazetesi üzerinde haklarını muha- faza ettıgını bir noter mukavelena- i . Bunun üz arihli ılamı ile bu kara- rı da ekserıyetle bozuyordu. [ğyulmasını istemeyen lamın okunmasından sonra başkan, sanık vekili Sahir Kurutluoğluna söz verdi. Metin Tokerin diğer katı Faik Ahmet Barutçu rahatsızdı ve duruşmaya katılamamıştı. Sahir Kutluoğlu sözlerine, verilen TEMYİZ LAYİHAMIZ edilmiş ve hem de tenkidin sadece fiile ve netıceye taalluk eylemesı ve siyasi nezaket hududa içinde kalması halinde tenkit olabılecegıne işaretle, tenkidin tarifi cihetine gi- dilmiştir. Mahkemece şek partili ve de- mokrasinin hakim olduğu memle- ketler ele alınmış olması sebebiyle atbuat hürriyeti ve — hududları zavıyesınden cnebi muellıilerın bu mevzudaki düşüncelerini de be- raber mütalâa ve bu suretle kabu- lün isabetli olup olmadığını tayin etmek zarureti hasıl olmuştur. Jacgues Bourguin'in "La liberie. de la Presse" adlı eserinin 168 ve müteakip sayfalarında: "Matbua tın hadiseler uzerınde halkın surat- le haber alm ı temin etmek v:. zifesinden maada, bir nevı vazıfesı daha vardır ki, bu da ârı umu mıyevı hazırlamak ve ıfade etme k- nün hadiselerini tarafsız olarak neşretmekle kalmayıp, bu hadıseler üzerinde münakaşaya karışarak, bu münakaşada taraf tatar ve mu- yyen bir fikir müdafaa eder. Tas- vip veya ihtari mahiyette reddeder. Halkın kendisine bir amme vazi- fesi verilenlerin, veya amme işle- rinin ifasında rol sahibi olan kim- selerin, kendı ıtımatlarına lâyık o- lun lma sı bakımından bilgi sa- hibi olmasında elbette ki, menfaat vardır. Zira bunların durumu, sa- dece halkın itimadına dayanır. Mat- buatın bu sahadaki suiistimalleri i- şaret ederek bunun devamına mani olmak suretiyle halk menfaatına hizmet etmesi vazifesidir. Herhangi bir makale ile bir siya- set adamının noksanlıklarının be- lirtilmesi, sahibinin ikinci koyması, matbuat hürriyetinin te- min ettiği garantilerden mahrumi- yeti icap ettirmez"; sayfa: 205'de AKİS, 22 EYLÜL 1956 de: "Matbuat hürriyeti şahısların hususi hayatına mudahale hakkını bahşetmez ancak, r şahıs siyasi hayata karıştığı zaman matbuatın vazifesi başlar. Burada matbuatın müdahalesini meşru — kılan sebep, zedel miş bir siyasi faaliyetin evcudiyetidir. — Filhakika toplulu- ğun, kendisini idare eden veya siya- si hayata müessir olan şahısların, itimada lâyık olup olmadığım öğ- renmek ve bilmek hakindir"; 213 üncü sayfada da: "Demokratik bir devlette, umumi menfaati alâkadar eden bir mesele üzerine dikkati t top- lamak ve bu mesele hakkında iza- hat istemek, matbuatın vazifesidir. Hatta bu vesıle ile, şahsiyet zarara maruz kalsa bile, matbuatın vazi- fesi, bertaraf edilemez. Bu zarar- dan matbuata bir mesuliyet tevec- cüh etmez" denıl ektedir. İsviçre matbuat hurrıyetı anlayı- ını ifade eyleyen bu fikirler gös- termektedir ki, matbuat hürriyeti, kararda izah olunduğu şekilde yapı- cı olması, neticelere inhisar eyleme- si, fııllere taalluk etmesi, yıkıcı olma ması hallerinde suçluluğun mürtefi olabılecegı şeklinde mutalaa oluna- maz. Hususı hakaret kasdına mak- run olmıyan ve sadece amme mü- lahazasına istinat eyleyen ahvalde, şahsi menfaal ar zedelenmış olsa bile, bu suretle sucun tekevvün ey- lemesı mumkun maz. 4 — Müdafaamızda bu hadiseye mümasil bir dâvada- kı bılırkışı tetkikatına ve onun ne- ticesine taalluk eyleyen hususa işa- retle hakkın tevzıınde, ayniyet prensibi zaviyesinden, işin bu yol- dan tetkikinde fayda mulahaza e- dılebılecegını ılerı su tük. da iyet ıfade eyle- yen h ususa maksur görülecek ah- valden bahisle, bu mudafaamız da nazara alınmamıştır. Hal , yazı medlülü külli itibariyle tetkıke tâbi tutuldugu zaman, ne tahkir ve tez- BASIN ilk beraat kararının yerinde olduğu- nu ifadeyle başladı ve bir açıklama— a bulundu. Açıkladığına göre Tem- yiz Üçüncü Ceza Dairesi beraat ka- rarını görüşmeden Metin Toker hak- hangi yazılardan dolayı D kında r. Sa- roldan muvafakatna ıstendıgını a- raştırmak lüzum hıs Fa- kat dosyada buna aıt esıka buluna- mamıştı. Mesele şuydu: Ankara Sav- cılıgı Dr. Saroldan Akiste Çıkan han- gi yazılardan dolayı muvafakatname talep etm deydi? olduğunu bildirmiş, Adalet Bakanlı- ğından istenmiş, orası da bu talepna- menin kendisinde mevcut olmadıgını ifade etmişti. Bunu ne Cez. Daıresı bır ara karar alarak do: sya- mül — ettirilmesi için" Temyız Başsavcılıgma iadesini uy- yif ve ne de itibar kırıcı vasıfta ol- , bir halin tasviri, ve bir zihni- ıbaret olduğun- bir tetkike tabi tutulması da haklı bir talepten iba- ret iken, bu husus da nazara alın- mamış, usulü tahkik bakımından bir eksiklik olarak tezahür eylemiş bulunmaktadır. 5S — Tatbikat zaviyesinden, A- gâh Erozan'ın Büyük Millet Mec- lisi Reis Vekilliğine '“tayini" sebe- bıyle, resmı sıfatından dolayı ışlen- miş bir suçun mevcudiyeti kabul e dilerek cezada arttırmaya gıdıl miştir. Yazı, baştan aşağı okundugu za- man gorulecektır ki. Agâh Erozan- m Grupta Reis Vekıllıgı namzetliği u yo ldakı seçım dolayısıyle ka- b bledir ki seçilmesi hususuna ve seçilmesine takaddüm eden zaman ve şartlara taalluk ey- lemesi bakımından tatbikde de isa- bet edılememıştır 6 — Yusuf Zıya Ademhan dan mütemmim — müdafaa — alınmasına zaruret gorulmuş, kendisi de vekili ıle goruşmeden bir şey diyemiyece- ğini beyan etmiş iken bunu takip eden celsede maznunun bulunma- masına rağmen mahkümiyet kararı verilmek suretiyle usulün 258 inci maddesi ihlâl edilmiştir. — Metin Toker hakkında, mu- ddel 5 inci ve Basın Kanununun 16 ıncı maddel eri çöz önünde tutu- larak, Ceza Kanununun ikinci mad- desi serahatına binaen artık bir para cezası tayin edilmemesi ikti- za ederken bu mü d faa da nazar- an uzak tutulmu Netice: Yukarıda arzedılen se- beblerden ve resen tesadüf oluna- cak dıger lıallerden dolayı, mahkü- bozulmasını say- gılarımla ve bılvekale rica eylerim. 13