DÜNYADA OLUP BİTENLER Saar Conrad Adenauer Usta politikacı Ortadan kaldırılan diken Geçen hafta içinde Luxemburg'da buluşan Fransız ve Alman. Başba- , Avrupanın dikenli meselele- rinden birisi daha hallettiler. Saar meselesınde Fransa ve Almanyanın r anlaşma zemini bulmaları ve Guy Mollet ile Adenauer'in dünya mesele- leri hakkında fikir teati etmeleri, görüş birliğine varmaları şüphe yok ki, dunya sulhu için ferahlatıcı bir i- şare Saar meselesinin bugüne kadar çözülmemesi, Avrupada hakiki ma- nada bir birlik kurulmasına mani ol- maktaydı. Almanya ile Fransa arası- na sıkışmış, zengin yeraltı kaynakla- rına sahip bu küçük endüstri bölge- sinde yaşayan ahalinin yüzde 90 1 Al- man aslındandır. Bölgenin sahip ol- duğu, zenginlikler öteden beri Fran- sanın iştahım uyandırmakta ve bu bölgeyi Fransaya bağlamak arzusu- nu kuvvetlendirmektedir. Saar'ın Al- man ahalisi böyle bir yakınlaşmayı arzu etmemektedir. Bunu, yapılan i- ki plebisitte de açıkça ifade etmiş- tir. Birinci Dünya Harbinin muzaffer İdevletlerinden biri olan Fransa, har- bin sonunda hem Saar'ı işgal etmış, hem de Almanların harp borçlarına karşılık bu bölgedeki madenlerin iş- letme imtiyazım almıştı Fransanın Alsace ve. Lorraine'de kurulmuş bu- lunan endüstri bölgesinin en hayati ihtiyacı olan kömürün Saar'da bol miktarda mevcudiyeti Fransız ları bu harekete sevketmişti. Sulh anlaşma- sına, Saar halkının 15 yıl sonra ya- pılacak bir plebisitle Saarın müstak- bel statüsünü tayine hakkı olacağı hükmü de konmuştu. Bu hükme gö- re 1935 de yapılan plebisitte halk, Almanya ile birleşme arzusunu izhar etmiş ve Saar, Fransız hakimiyetin- den çıkmıştı. İkinci Dünya Harbinden sonra da Fransızlar ayni saiklerle Saar'ı ele geçirmeye teşebbüs etmişlerdi. Harbi müteakip kurulan, Fransızlara mü- temayil, kukla Hoffman hükümeti, her fırsattan istifade ederek Saar'ı Fransaya bağlamaya çalışıyordu Fransa ile Saar arasındaki gümrü anlaşmaları kaldırılıyor, Saar parası Fransız frangına bağlanıyor, Fran- sızlara her turlu kolaylık sağlanıyor- du. Harpten yeni çıkmış, mağlüp ve zayıf Almanya bu duruma itiraz e- demiyordu. Fakat Almanlar yavaş yavaş kuvvetlenip Avrupa meselele- rinde söz sahibi olmaya başlar baş- lamaz seslerini yükselttiler. Saar'ın hali hazır statüsünün hiç de kabule şayan olmadığını ileri sürdüler. Al- manlara göre, Fransa ve Almanya- nın bu mesele hakkında bir anlaşma- ya varmaları kaçınılmaz bir zaruret- ti. Aslen Alman olan Saar halkı da bu gelişen duruma ayak uydurarak Fransız makamlarım tazyike başla- mıştı. Almanyanın NATO'ya girme- sinin mevzuubahis edilmesi Saar me- selesinin hallini daha süratlendirdi. Geçen yıl Pariste karşılaşan Alman ve Fransız başbakanları bir uyuşma zemini hazırladılar: Saar Avrupalı- laştırılacaktı.. Kurulacak Saar hükü- meti savunma ye dış münasebetler- den gayrı bütün meselelerde serbest- çe söz sahibi olabilecek, bu iki mev- zu ile de Avrupa Bırlıgı Bakanlar Konseyi tarafından seçilmiş bir ko- miser ilgilenecekti. Fakat her şey- den evvel Saar halkının reyirıi almak icabediyordu. Tapılan referandumla Saar'lılar bu projeyi tasvip etmedik- lerini bildirdiler. Bu durum karşısın- da Fransaya mütemayil Hoffman is- tifa etti. Alman taraftarı Dr. Ney hükümeti- iş başına geçti. Dr. Ney hükümeti Saar'ı Almanyaya bağla- mak istiyordu. Bu arazi Alman çev- relerinde de vardı. Fakat Fransanın buna muhalefet edeceği biliniyordu. Zira Fransa, ihtiyaç duyduğu kömür ve demiri bu bölgeden ucuzca elde e- diyordu. Saar Almanyaya geçtiği takdirde kömür hususunda çekeceği müşkülât Fransanın meçhulü değil- di. Bunun için Fransızlar ağzı kendi topraklarında olan, fakat Saar ara- zisinin altına tesadüf eden Warmdt ocaklarından 1980 yılına kadar 90 milyon ton kömür çıkarmak selahi- yetinin kendilerine tanınmasını 1s- rarla istiyorlardı. Bundan başka Lor- raine bölgesinde istihsal' edilen mal- ların ucuza naklini temin için de Mo- selle nehrine bir kanal açmak isti- yorlar ve bu işe Almanların da para yatırmasını arzu ediyorlardı. Fransa ancak bu şartlar tahakkuk ettikten sonra Saar'ın Almanya ile birleşme- sine göz yumacaktı manya — şansölyesi — Adenauer, Fransızların bu arzularım makul bu- luyordu. Fakat işe bazı tazyik grup- larının karışması anlaşmayı güçleşti- riyordu, Saar'lılar kendi toprakların- da bulunan bir madenin Fransızlar tarafından işletilmesini hoş karşıla- mıyorlardı. Demiryolu şirketleri de bu bölgedeki nakliyat inhisarcılığının kanal projesiyle ellerınden çıkacağım düşünerek buna yanaşmaması için Başbakana tazyıklerde bulunuyorlar— dı, İnce ve akıllı bir diplomat olan A- denauer, Fransa ile iyi münasebetler idame ettirmekteki menfaatini hiçbir zaman göz önünden uzaklaştırmıyor- du. Bu sebeple demiryolcuları ikna etmiş ve Wrandt madeni meselesinde de bir hal çaresi bulmuştu. Luxemburg'da 1mza1anan son an- laşmaya göre Fransızlar, andt madeninden 1980 yılına kadar 60 mil- yon ton ömür çıkarabilecektir. Fransanın ihtiyacı olan diğer 24 mil- yon ton Almanya tarafından temin edilecektir. Bu suretle Saar halkı da madenden istifade imkânına kavuş- muş olacaktır. Moselle kanalının a- çılmasım Almanya kabul etmekte ve 300 milyon markla masraflara katıl- maktadır. Buna mukabil 1 Ocak 1957 de Saar Almanyaya ilhak olunacak ve Saar ile Fransa arasındaki güm- rük ve para anlaşmaları 1960 da yü- rürlükten kaldırılacaktır. Şimdiye kadar Fransız - Alman münasebetlerini daima çıkm rükleyen Saar problemi halledıldık— ten sonra bu iki memleket müşterek tehlike karşısında birbirlerine daha Saar referanduma Fransa'ya "Hayır !," AKİS, 16 HAZİRAN 1956