dir. Bütün bunları, tarihin seyri i- çinde, pek kısa süren arızi devirler olarak kabul etmek lâzımdır. Serbest düşünce, hür tefekkür ve demokratik: nizamın inkişafı bütün engellere rağmen daima kuvvetle ve emin adımlarla yürümüştür. Türki- yede de muhakkak yürüyecektir. emokrat Partinin mesul lideri, 1046 yılında, bu tadiller yanında hıç mesabesinde kalan Basın Kanunu ta- dili tasarısı dolayısiyle bu kürsüden şunları söylemişti: "Muhalefete rey verilmesi şüphe ki demokrasiye olan derin" işti- yakın ifadesiydi. Demokrat Partinin başlıca vazifesi, beliren bu inkişafı kuvvetlendirmek ve hızlandırmak ol- mak icabederdi. Halkın hepimizden ve bilhassa demokratlardan bekledi- ği de bu idi. Halbuki Matbuat Kanu- nu tasarısiyle geri bir adım atılıyor. Bu geri adımın daha başka geri a- dunların destekliğini - yapacağından haklı olarak endişeliyiz. Demokrat Parti milletvekilleri Meclıse herhal- de geri adımlara şahitlik etmek için gelmemiş olduklarını en kuvvetli bir iman halinde biliyorlar. Elemle söy- liyelim ki Demokrat Parti bu geri a- dım karsısında vazifesinin ne olabı— leceğini düşünmektedir." diyor. Milletin azmi Demokrat Parti liderinin, muha- lefette söylediklerini biz Hürriyet Partisi şimdi elemle tekrar etmek zorundayız. Türk Milleti bu geri adım karşı- sında nazarlarım mümessillerine çe- virmiş bulunmaktadır. Demokratik düzeni, bütün muesseselerıyle tahak- kuk'ettirmek azm ne, mümessilleri- nin de katılıp katılmıyacagını me- rakla beklemektedir. Her halükarda son hükmü vermenin kendi selahıye- tinde olduğu şuuru ile bu aziz millet, on seneden beri bütün güciyle tahak- kukuna çalıştığı demokratık rejime doğru azimle, cesaretle yürümesine devam edecektir. Kendısıne ayakbuy— aş- duramıyanların husranlarıyle başa kalmaları mukadderdi KİTAPLAR İŞ İŞTEN GEÇTİ (Jean-Paul Sartre'in romanı. Çe- Varlık Ya- Cep Kitapları Serisi No. W. 128 sayfa, viren: Zübeyir Bensan, yınları İstanbul Yeni Matbaa. 100 kuruş). ean-Paul Sartre'in adı memleke- timizde edebi eserlerinden çok ön- cülüğünü yaptığı bir felsefi cereyan - ekzistansiyalizm - dolayısiyle du- yulmuştur. Eserleri dilimize — çevril- mediğinden, yabancı dil bilmeyen o- kuyucular için Sartre'in sanatçı şah- siyeti tamamen meçhuldür. Doğrusu istenirse, ekzistansiyalizm de mem- leketimizde Jean-Paul Sartre'in eser- leri kadar az tanınmaktadır. Geçen ay umumi efkârı bir haylı meşgul e- den "Maçka âlemleri", ekzistansiya- lizmin bazı gençler tarafından pej- mürdelik, — başıboşluk ve — ayyaşlık şeklınde anlaşıldıgını ortaya koydu ve ekzıstansıyalızm den bahse ve- sile teşkil e inci Dunya Harbinin Batı Av- rupa memleketleri gençliği üzerinde- ki tesirleriyle ortaya çıkan ruhi yı- kılışın, bu felsefi cereyanın yayılma- sına hız verdiği bilinmektedir. Jean- Paul Sartre, bu düşünce sisteminin ışığı altında yazan, bir muharrirdir. “İş İşten Geçti - Les Jeux Sont Faits" Sartre'in dilimize çevrilen üçüncü e- seridir. Daha önce Orhan Veli Kanık, muharrırın bir piyesini "Saygılı Yos- ma" adıyla tercüme etmıştı Diğer eser de "Açık urum" adında bir perdelik bır piyestir. "İş İşten.Geçti" şekli ve muhte- vası bakımından yadırgıyacağımız bir roman. Bir defa,öyle tahlildi, tas- virdi gibi şeyler yok Roman âdeta bir senaryo gibi yazılmış. — Şahıslar hep hareket halinde. Roman kısa kı- sa pasajlara bölünmüş. Kitabı okur- AKİS, 16 HAZİRAN 1956 ken insan âdeta bir -film seyreder gi- bi oluyor. Daima hareket ve sahne- den sahneye cüretli atlayışlar, Ame- rikalı romancı Steinbeck'i hatırlatı- yor. Fakat Sartre, daha hareketli, daha cesur "İş işten Geçti", koyu bir dikta- törlük, altında yaşayan bir ülkede ha- zırlanan bir ihtilâli hikâye etmekte- dir. İhtilalin elebaşısıyla, diktatörlü- ğün ileri gelenlerinden birinin karısı arasındaki aşk, romanın iskeletini teşkil ediyor. Bu aşkın ölümden son- ra devamı, ölüler dünyasının insan- lariyle canlılar arasındaki münase- betler okuyucunun alâkasını körük- lü -Zübeyir Bensan'ın tercümesi bu süratli temponun içinde çok zaman aksıyor, yaya kalıyor. Mütercim ese- rin kelimelerine sadık kalmak endi- şesiyle, en mühim unsurdan, akıcı ve süratli - tempodan, fedakârlık yap- mak zorunda kalmış. Fakat, Sartre gibi ünlü bir yazarın dılımıze çevri- len ilk romanını, kitaplarımızın ara— sına katma kuçumsenecek bir hiz- met değildir. BİR DÜNYA Kİ.. "Üç Duvarlı eserisinin dördüncü kitabı. (Yazan: Suat Taşer. Dünya" Seçilmiş Hikâyeler — Dergim' Kitapları 24. Ankara — Son Havadis Matbaası. 130 sayfa, 100 kuruş). Ulrich Damrau tarafından ha- zırlanmış güzel bir kapak içinde satışa arzedilen "Bir Dünya Ki.." ile uat Taşer, tiyatro mevzuundaki dör- düncü eserini yayınlamış oluyor. Suat Taşer, şair olarak, yazar o- larak, aktör olarak muhtelif sanat kollarında gayret sarfeden biridir. uvarlı Dünya" adını verdiği tiyatroya candan bağlıdır. Bir tiyat- ro oyuncusu olarak sahneye seneler- den beri emek verir. Memleketimizde tiyatronun neden diğer sanat kolları gibi zaman zaman da olsa bir ilerle- me, bir parlama göstermediğini araş- tırmayı kendine dert edinen Suat Ta- şer bu kitabında muhtelif konferans- larım ve makalelerini bir araya top- lamış. "Derken" başlıklı önsözde ya- zar, 'Tiyatroyu bir milli kültür da- vası, uygarlık ölçülerinin en sağlam- larından biri olarak benimsediğimiz için bu uğurda gücümüz yetesiye ça- lışmayı, karınca kararınca faydalı olmayı ilke edindik" diyo "Bir Dünya Ki.. tıyatro mevzu- unda hıssedılen bir boşlugu kısmen de olsa, dolduru uyor, "Tiyatroyu nasıl kurtarabılırız" "Teknik arkadan gelsin". "Aktorun Çilesi", zarının çiles Tıyatro ve ahlak" başlıklı makaleler tiyatromuzun için- de bulunduğu meselelere ışık — tuta- cak yazılardır. 19