netmiyoruz. Hele bizde Devlet Baş- kanlarının şahıslarını ortaya koyarak taahhüt altına girmeleri mümkün de- davranmaktadır. Ürdün yaptığı bir beyanatın sebebıyet ver- diği komplıkasyonların hatırası henüz pek tazedir. O, dış politika sahasında karışıklıga sebebıyet vermiş ve Dış- işleri Bakanı Prof. Fuad Köprülü Meclis kürsüsünden beyanatın huku- ki bir mâna taşımadığım ve Türki- yeyi taahhüt altına sokmadığını bil- leri temsilcilerine karşı sarfedilen sözle de mali sahada bir takım Pou- jade'ların türemesine yol açmıştır. Celal Bayarın muhataplarına defter tutmamalarını tavsiye etmediği aşi- kârdır. Ancak sarfettiği cümlelerin bunu doğuracağı da aynı şekilde a- çıktır. tavrı lüzum Başbakana gelince, onun hakkında bir şey söylemeğe yoktur. Esnafı deftere bağlayan hü- kümet kendisidir. Şimdi, bunun ha- tasının anlaşıldığı mucip sebebiyle kararından caymaktadır. — Kendisine sorarsanız, ihtimal ki hatasını görüp anladığı ve israr etmediği içki bir de alkış tatmamız gerekmektedir. esnaf vergisi, fıılen kalk- mış vazıyettedır ve hiç bir esnaf def- ter tutmamaktadır. Ya, Meclıs tadi- latı kabul etmezse ne olacakta*? Ba- kalım bu keşmekeş, dana ne kadar devam edecek? B.M.M. Malum karar arşamba günü, Büyük Millet Mec- lisinin müzakere salonuna terk e- den milletvekillerinin muhakkak ki en neşelisi, en memnun ve müsterihi, saçları omuzlarına — dökülmüş, kısa boylu ve lâcivert elbiseli olan Samet Ağaoğlu dört saate yakın de- vam eden müzakereleri dikkatle, ba- İyi İdare Edilemiyoruz? karak kendim rahat bır hayat ıçın- de bulmayan bir kimseye, cenn giden yolların cehennem taşları ıle bezendıgını iddia ederek gelecekte- ki iyi günler için sabır tavsiye et- mek, tıpkı bir uykusuzluk hastası- na iyi ece temenni etmek gibi onun ıstırabiyle zalimane alaydan başka bir şey ifade etmez. Topluluk hayatında derin kuv- vetlerin nüfuzuna idare edenlerin görmemezliği bedbahtlık sebebi o0- lur. Sosyal realitelere ve vekayiin ihbarlarına kör ve sağır kalmayarak durumun ısterlerım araştırmak lâ- zımdır. Niçin iyi idare edilemiyo- Acaba bu bir eşhas meselesi mi- dir? Sevk ve idarede eşhasın rolü birinci derecede mühimdir. Uzak gö- rüşlü olm ayan kimselerin elinde Devlet gemisinin ıyı sevküidare edi- lebılmesının mucizeye mütevakkıf lduğunu söyleyenler daima hak kazanm ışlardır. Demokrat Partının seçkin zevatı ekseriyetle iktidardan uzak bulun- durulmakla beraber haksız ve in- safsız olmamak için söylemek lâ- zımda* mokrat Parti hükü- metlerının ıçınde ferden liyakatları münakaşa edilmeyen zevat eksik ol- mamıştır. Ancak deruhte edilen va- zifede memleketin büyük davasında geniş görüş toptan ihmal edilmiştir. Büyük dava, topluluktaki tekâ- mülün vasıl oldugu merhalelere uy- gun olarak, rejim reformunun tacili idi. — İnkıla, çılann güdümlü cum- huriyeti, — devrini — tamamlamıştı. Demokrasinin daha ileri merha- lesine geçiliyordu. Yei devrin ruhuyla telifi mümkün mayan müesseseleri ayıklamak, demokrası esprisine zamanla galebe çalacak AKİS, I1 OCAK 1956 şahsi idare temayüllerinin barına- bılecegı yuvaları dagıtmak ve de- mokrasi ruhunun 'Devlet idaresine nüfuzunu sağlayacak müesseseleri kurmak icap ederdi. Büyük vazife Anayasayı ona göre tadil edip İkin- ci Cumhuriyeti kurmaktı Cumhu- riyetçilerin Cumhuriyçi bu teka- ul hak kazanmıştı. t çarklarında seneler boyu demırlemış olan tek parti ruhunun ir daha hortlamaması için temel tedbırlerı tamaml amağa, ne yazık i, zamanı imkan hasıl olama- mıştır. Sebeplerı ne olursa olsun i- tiraf edelim ki demir tavında iken dövülememiştir . Demokrat Parti hükümetleri ise, demiri iyice so gutm şlarda. Prog- ramlariyle, nazari olarak, demokra- tik tatbikatın en doğru anlayışını benımsedıkle ri halde icraatta eski itiyadları eski düsturların, eski muesseselerın mukavemetım kur- maktan sistemli surette içtinap e- derek demokrasi ruhu ile eski ru- hun mücadelesinde büyük vazıfenın dünunda kalmışlardır. Küçük parti hesap ve —menfaatları ıktıdarda çengellenip kalmak için keyfiliklere revaç kazandırmak meyilleri maa- lesef zamanla umumi düşüncelere galebe çalmıştır. Demokrat Parti siyasi iktidarı- nın o Mayıs seçimlerinden bu yana uğradığı sür'atli manevi kudretsiz- lik hiç hayret — uyandırmamalıdır. Bu kudretsizlik vekayii sürükleyen derın kuvvetleri ve hakikatları gör- meyi red etmenin bir neticesidir. İktidarın ve memleketin bugünkü buhranı bu neticenin tabii arkada- ıdır. Maddi hayatın sıkıntıları için- de meselelerimizin ve buhranlarımı - YURTTA OLUP BİTENLER şından sonuna kadar takıp etmiş, her “mesuliyet umumidir, üç bakanın nında başka bir bakan daha vardır sözünde irkilmişti. D okrat Parti Meclis Gurubu- nu! üç bakan baklan- da Meclıs tahkıkatı açılması hakkın- da vermiş olduğu karardan ra, Samet Agaoglu ıçın çılelı bir ıntızar devresi başlam Gurup, Sıtkı Yır- calı, Fatih Rüştü Zorlu ve Hasan Po- latkan hakkında Meclis soruşturma- sına karar vermişti. Bu kararın Mec- liste Demokrat Parti tarafından de- ğiştirilmesine imkan yoktu, fakat ne de olsa heyecanlanmamak imkânsız- dı. Çarşamba günü Meclisin bütün sıra- ları dolmuştu. Muhalefetler yerlerini celsenin açılışından çok evvel almış- lardı. Hükümetin bütün uyeler yer- lerinde idiler. Üç Bakan bakland tahkikat istiyen önerge okunduktan sonra eski bakanlar birer birer ko- nuştular. Sıtkı Yırcalı heyecanlı, mü- teessir ve zaman zaman sert idi. Ko- Faik Ahmet BARUTÇU zın iktisadi oldugu san ılır. Bu, me- selelerimizin bir iyeden görünü- şüdür. Iktıs di zaruretın ne derin bir kuvvet olduğu söz götürmez. Po- litik keyfı miılahazalarla ihmale uğ- rıyan iktisadi zaruretlerin büyük ka- rışıklıklardakı derin nüfuzu aşikâr makla beraber bizim asıl buhra- nımız bütün — keyfiliklerin menşei olmak üzere, tamamlanan bir tekâ- mülün neticelerini tercih etmek is- temeyişimizden, keyfiliğe realiteleri kurban etmekten ileri geliyor. Hükümet etmek için açık görmek lâzımdır. Bu memleket, eski geri Turkıye değildir. Toplul ğumuz hurrıyetın tadım öylesine almıştır e tek parti devrinin mümessili farzedılen bir iktidarı reyleri ile de- ğiştirerek hakımıyetın ve kendı ken- dini idarenin zevkini öylesine ruh- lara yerleştırmıştır ki tükenen eski bir rejim üzerinde israr eden poli- tik bir sınıfın devamlı buhranlar ve dahilt skandaller neticesinde tüken- memesi imkânsızdır. Bugünkü tan- siyon bunun arazından başka bir şey deği Bu tansiyon devrine nihayet ver- mek için süratli bir uyanış iradele- ri sarmalıdır. Eski devrin geri vası- tal arı ile T rkiye Cumhuriyetinin idaresi buhrandan kurtulamaz. Bir tekâmülün neticesinde Birinci Cum- huriyet gibi yeni bir tekâmül mer- halesinde İkinci Cumhuriyet de mil- KH selâmetin temel taşı olacaktır. Vatanpeı'verlık fikri, duşuncelerımı- mumi menfaatların samimi şe- kılde hakım olmasındadır. — Parti menfaatlarıyle memlekete hâkim ol- mak yerine milli bir gayret kadro- su içinde memlekete hizmet etmeyi sevelim, Bu bütün günahları silme- ye kâfi gelir.