YURTTA OLUP BİTENLER Karşılayıcılar da kızgın-- beylik nutuk dın- vilâyet olma hususunda Onlar da dan ayrıldı. dılar. Bu soğukta, lemiye değil, vaad almaya gelmışlerdı küsüp çekildiler Fakat çile henüz tamamlanma- mıştı. Üçüncü merhale olan Ereğlide de aynı levhalar devlet erkânım kar- şıladı: "Vilayetlik istiyoruz". Sanki bütün Konyalılar ayrı vılayet haline getirilmek için yemin etmişlerdi. E- reğlide de tezahürat, bu vaadi almak içindi. Fakat Adnan Menderes orada da halka, milletvekilleriyle temas et- melerini tavsiye etti. Bütün ümitler kırılmıştı. Yola çıkılırken Başbakanın arzusu Hürriyet Partisine ağır bir darbe vurmaktı, halbuki her şey alt- üst olmuştu. Bazı ölçüsüz sözler, bu- nun sebebiydi. — Akşehirin vilayet o- lacağı vaadinin Konyalıları kızdıra- cağı, buna mukabil öteki kazalardan le bir vaadde bulunmak hatası bir ke- re yapılmıştı. Öyle devam edip gitti. Ya Atatürk inkılâpları ? Adnan Menderes, Konyada başka kullanmayı tasarlamıştı olan "ortaokullara din dersleri koy- mak" fikri başbakana hiç bir prestij temin etmedi. Bilâkis bütün yurtta rulacak mühim bir tarafı vardı. Adnan Menderes, orta okullara din derslerının koyulacağı haberini nyayı seçmişti. Zira dindarlıklariyle tanınmış vatandaşlarımızdı. Vaad, bir tavizden aşka mana taşımıyordu Tıpkı Baş- bakanın kendi s Grubuna soy- lediği rivayet edilen "siz o kadar kuv- vetlisiniz ki, isterseniz halifeliği bile geri getirebilirsiniz" cümlesi gibi.. Bu hareket tarzı, ister istemez Atatürk- ün büyüklüğü her gun biraz daha iyi anlaşılan Atatürk'ün - böyle ah- vallerdeki tutumunu akla getiriyor- du. Atatürk bütün inkılapları içinde belki de en fazla reaksiyon uyandıra- cak olan şapka inkılabını haber ver- mek için en dindar bilinen Kastamo- nuyu seçmişti. Yani bir inkılâbı, o in- kılâbı en zor kabul edeceği zannedi- len yerde gerçekleştiriyordu. Mende- res ise, tamamiyle aksi şekilde hare- ket edıyor ve tavizlerini münasip san- dığı hava içinde veriyordu Bunun son derece tehlikeli bır yol olduğu gözden kaçmamalıydı. Adnan Men- deres halen hükümet başkanı sıfa- tını taşımaktaydı ve sözlerinin, hükü- metini ilzam etmesi gerekiyordu. işin bir diğer noktası. Başbakan Adnan Menderes Konyada bu nutku söylerken Atatürkün — arkadaşlığını yapmış olan ve ona bağlılık duyduğu- nu belirtmek fırsatlarından hoşlanaıı Celal Bayarın, hem de Devlet Başka- nı sıfatıyle D P. Genel Başkanının 6 Kapaktaki çilekeş Hikmet Bil A KİS okuyucuları evinden dakıka SİZİ valı çagırı- tam t gazetesinin muharrir- leri arasındadır. 1918 de Kocae- lide doğmuştur. Babası Hüse- yin Hilmi Bil, İstiklal Savaşın- da Adapazarı ve valisinde Mudafaaı Hukuku kuran zattır. tahsilini Galatasarayda yapmış, müteakiben Hukuk Fa kültesini bitirerek — avukat ol- muştur. Ailesi Adapazarına bir çok belediye başkanı vermiş ve havalide tanınmıştır. Hikmet Bil Örfi İdare mah— pushanesine götüren, gazete liktir. Galatasarayı bıtırdıkten sonra evvelâ Cumhuriyet gaze- tesinde çalışmış, bilâhare Hu- kuka devam — ederken Anadolu Ajansında memuriyet almış- Rahmetti Sedat Simavinin dai- ma yanında ve en yakınında fa- alıyette bulunmuştur Hâlâ d n kurduğu gazetede, onun dâvalarından biri olan Kıbrıs meselesini savunurken bir tesa- düf eseri olarak Kıbrıs Türk- tür Cemiyetinin Genel Başka- nı olmuştur. Tesadüf, Hikmet Bilin Genel Başkanlığına aittir. Ama tuttuğu yol, onu başından Kıbrıs dâvasının hararetti bir müdafii yapmıştı ve neticenin buraya çıkacağı aşikardı. Gele cek sayımızda — o “Adli amir" başlıklı yazısını bu- lacaksınız. 116 günlük macera- dır ve Hikmet Bil ile arkadaşla- rının çektıklerının sebebini teş- rih etmektedir yanında bulunmasıydı. Bunun mâna- sı büyüktü ve çok şey gosterıyordu. Kabine — haberdar — mıdır? Geçen — haftanın en mühim hâdisesi- nin Devlet Başkanı ile Hükümet Başkanının bu yurt seyahati oldu- ğundan zerrece şüphe yoktur. Şimdi, ortaya son derece ehemmiyetli bir Anayasa meselesi çıkmaktadır. Be- yanat boyunca Başbakan tarafından irad edilen nutuklar kimin fikirlerine tercüman olmaktadır? D.P Başkanının mı, yoksa Başbakanın mı ? Adnan Menderesin, Cumhur baş- kanının refakatinde bulunması ikinci ihtimalin doğruluğunu göstermekte- dir. Başbakan Antalyada muhalefe- te ve basma en ağır şekilde hücum etmiş, onları şiddetle itham etmiş, çok yakışıksız kelimeler kullanmış- tır. Kabine bunların — mesuliyetini yükleniyor mu? Yani Dördüncü Men- deres Hükümetinln muhalefete ve ba- sına karşı hareket tarzı. Menderesin taşıyacaktı? Başbakan Menderes Kon- yada, orta okullara din derslerının konulacağını bildirmiştir.. Dördüncü Menderes hükümetinin Eğitim polı- tikasına bu husus dahil midir? Yan kabine orta okullara din derslerının konulması suretiyle lâiklik prensip- lerimize çok ağır bir darbenin ındırıl- mesini tasvip etmiş midir? Üçüncü- sü: Başbakan Adnan Menderes, Ak- şehirin vıla et haline getirileceğini soylemış Bundan Menderes lıuku- metinin haberı var mıdır? — Kazala hangi esaslar dahilinde vilayet lıali-, ne getirilir ve buna kim karar verir? Başbakan her gittiği kazada "sizi vi- lâyet yapacağım" derse, oralar vilâ- yet mi olacaktır? Dorduncu ende- res hükümetinin bu husustaki politi- kası nedir? Daha Dördüncü metinin kurulusu gunlerınde, bineye bilhassa yem a rın büyük mesulıyetler aldıklarını be- lırtmış tik. Çok ediyoruz, Mümtaz Tarhanlar, Şem i Erginler, Esad Budakoğlular, Arif Demirerler, Ahmet Özeller, hattâ Muammer Ça- vuşoğlular orta okullara din dersleri- nin konmasını tasvip ediyorlar mı? Başbakan bu vaadi, kendı tasviplerini Menderes hükü- bu ka- leri alınmışsa, bu husus bir hükümet programı olarak söylenmişse, mesu- liyetine iştirak ediyorlar demektir. Yok, tasvip etmiyorlarsa, kendilerine sorulacak bir başka sualin bulunması zaruri olur: O halde Dördüncü Men- deres hükümetinde işleri nedir? Gazetecilerin — oyunu bu sıradadır ki, İstanbulda çı- kan Yeni Sabah gazetesinin pazar günleri nöbetçi olarak çalışan genç muhabiri Milli Eğitim Bakanına bir oyun oynadı. O sabah Ankaradan ge- len Bakanı daha trenden inerken ya ka adı. ve ortaokulla ra dııı de slerı- bunun nin ki rektörü olan yeni bakan 0- muzlarını silkti: — O da nereden çıktı? Yok öyle Öyle şey vardı. Nitekim, muha- ir Başbakanın Konyada böyle bir nutuk verdiğini — bildirince — bakanın AKİS, 14 OCAK 1956