DÜNYADA OLUP BİTENLER. TO da bir gevşeklik devresi içine gir- miş bulunuyor. Bu bakımdan, kan Eisenhower, komünist kuvvetleri karşısında tesirli bir gü- venlik sisteminin kurulması lüzumu- na işaret ederken, şimdiye kadar sar- fedilmiş gayretlerı inkâr etmemiş ol- maktan başka bir şey düşünmemekte- dir. Mesajın diğer kısımlarından da açıkça anlaşılacağı gibi, Amerikan dış siyaseti, gayretlerini bundan böy- le ikinci bir nokta üzerine teksif et- mek niyetindedir. Bu nokta şudur: Dünya çapında müşterek bir güven- lik sisteminin yanı sıra, mevcut çı- banbaşlarnıı tesbıt ederek bunları milletlerarası bir anlaşmazlığa yol açmadan ortadan kaldırmak. Bu ise, bir bakıma, Truman devrindeki Ame- rikan dış polıtıkasına avdetten baş- ka bir şey değildir Eisenhower, mesajında böyle bir dönüşü açıkça söylememiştir. Ancak dış yardımların arttırılması gerek- tiğine işaret ederken meseleye dola- yısiyle temas etmiş bulunmaktadır. Eisenhower'e göre, Orta Doğu ve As- ya'daki memleketlerin Amerikan yar- dımının devam edeceğine kani olabil- meleri gerekmektedir. Bu bakımdan, bu memleketlerin iktisadi gelişme programları için gerekli mal! yardım hususunda, Amerikan hükümetine, birçok seneler için peşinen taahhüde girebilmek yetkisi — verilmelidir. Bu memleketler, gerçekten, Amerika ta- rafından tasvip edilen ve tahakkuku senelerce sürebilecek kalkınma proje ve plânlarını tatbik için, Amerikanın iktisadi yardımının devam edeceği hususunda teminata muhtaçtırlar. O iktisadi yardım ki, başlangıçta 1956 yılında sona erdirilmesi düşünülü- yordu. Başkan Eisenhower'in bu son a- çıklaması, ilk hareketleri ile tam bir tezat teşkil etmektedir. Eisenhower, iş başına geçer geçmez, ilk iş olarak yabancı memleketlere yapılan dış yardımlarda büyük kısıntılar yap- - O zaman bu kısıntılara iki se- kadar bilinen ateşli silâhlar devri kapanmış, atom silâhları devrine gi- rilmişti. Yapılacak yardımın geri kalmış memleketlerin atom silahla- riyle teçhiz edilecek bir duruma gel- mesine imkân hazırlaması beklene- mezdi. Amerika için tutulacak en doğru yol, büyük ittifak — şebekeleri tesis etmek ve topyekun güvenliği sağlamaktı. Yoksa her devletin ayrı ayrı kendi güvenliğini sağlıyabilmesi, yapılacak yardım ne kadar büyük o lursa olsun, duşunulemezdı Yardım— ların azaltılması için mucip sebeple- rin ikincisine gelince, yabancı mem- leketlere yardıma girişildiği zaman Amerika'da mevcut bulunan harcan- mamış bütçe tahsisleri; Eisenhower hükümetinin mali müşavirlerine gö- re, yeter derecede azalmıştı. Dış yar- dımların kabarık bir. seviyede tutul- ması Amerikan mali politikasını güç 16 Foster Dulles Bol yardıma selam duruma düşürebilirdi. Bu iki sebep birleşince, Eisenho- weridaresi, 1953 ylında Başkan Tru- man tarafından 7,6 milyar dolar ola- rak tesbit edilmesi İstenen dış yar- dım masraflarını, 1954 mali yılında 5,1 milyar dolara indirmiş, hükümet- ten daha ileri giden Kongre ise bu rakamı 4,5 milyar olarak değiştirmiş- ti. Bundan sonra dış yardım her yıl biraz daha azalmış ve 1955 yılında 2,8 milyar dolara, 1956 yılında ise 2,7 milyar dolara indirilmiştir 1957 mali yılı bütçesi tesbit edi- lirken dış yardımların gene alçak bir seviyede tutulması bekleniyordu. An- cak geçen yılın sonlarına dogru yet- kili Amerikan çevreleri — tarafından yapılan bazı açıklamalar, bu mali yıl içinde Amerikan dış yardımının bir- den arttırılacağını göstermiştir. Yet- kililerin söylediğine göre, Amerika'- 1956-57 mali yılı içinde yapacağı dış yardımın, 1955-56 mali yılında yaptığna nisbetle 2,3 milyar dolar- lık bir artış kaydetmesi isteniyordu. Gerçekten, Amerikan Kongresi, Ei- senhower hükümetine geçen mali yıl- da yabancı memleketlere sadece 2,7 mılyar tutarında bir dış yardım yap- ması için müsaade vermişti. Hükü- met, yetkılılerın yaptıgı açıkla- maya göre, bu mali yıl için Kongre— den 5 milyar dolarlık bir tahsisat is- tiyecekti. Bu ani artışın sebebi o zaman pek keşfedilememiş ve bir takım mali ve ıktısadı endışelere bağlanmak isten- ti. Başkan Eisenhower'in Kong- reye yolladığı mesajdan sonra durum aydınlanmıştır. Artık Amerikan dış politikasında Dulles tarafından des- lendirilen grup tarafından takip edil- mesi istenen geri kalmış Orta Doğu ve Asya devletlerine iktisadi yardım politikası almaktadır. Başkan Eisen- ower, mesajında, bu görüşü benim- sediğini açıkça anlatmaktadır. Eisen- ower'e göre, "Az gelişmiş bölgeler- deki fakirlik ve huzursuzluk sebe- biyle, bu memleketler, milletlerarası komünizmin dikkatini bilhassa çe eken hedeflerdir. Bu bakımdan gerı kal- mış memleketlerin komünizmin teh- dit veya vaitlerine karşı bagımsızlık— larını müdafaa edebilmelerine yar- dım için iktisadi gelişmelerini sağla- mak elzemdir." Bu görüş, başlarında Başkan Yardımcısı Nixon ve Harold Stassen'in bulundukları "Jön Türk- ler" grubunun goruşlerınden farksız- dır. "Jön Türkler" e göre, Orta Do- ğu ve Asya Devletlerine iktisadi yar- dım sağlandığı takdirde, dünyanın bu nazik bölgelerinde patlak vermek is- tidadını gösteren çıbanbaşları gide- rilecek, böylece anlaşmazlıklar beşi' ğinde bastırılmış olacaktır. Başkanın "Jön Türkler”" in görü- şüne yanaşmasının sebeplerini anla- mak güç değildir. Şimdiye kadar ta- kip edilen Cumhuriyetçi dış politika başarılı semereler vermemiştir. Or- ta Doğu Devletlerinin bir kısmı ile Güney Asya Devletlerinin çoğunluğu, başlıcaları iktisadi olan — sebeplerle Sovyet Rusya saflarında yer almak üzere bulunuyorlar. Bu Elsenhower idaresi için öğünülecek bir netice ol- masa gerektir. Başarısızlığının sebep- lerim araştırmaya çalışırken, Cumhu- riyetçi idare, geçen sene şaşkın ve mütereddit bır pohtıka takip etmişti. Bu görüş yanlış bir görüş de de- ğildir. Gerçekten Demokrat idare dış politika sahasındaki başarısının bü- yük kısmını dış yardım — doktrinine borçludur. O kadar ki, iktisadi yar- dımın dış politikada kazandırdığı ve- rimli ve çabuk elde edilen neticeleri gören Ruslar bile, geri kalmış mem- leketlerde nüfuz kazanabilmek için bir kere de bu Amerikan silâhını de- nemeye karar verip, derhal tatbika- ta girişmiş bulunuyorlar. böyle iken Eisenhower'in bu yola yakın bir tarihte eski siyasetine veda etmesi Başkam ve partisini oldukça sarsacaktır. Demokratlar, Cumhuri- yetçi idarenin dış politika konusun- daki tereddüt ve kararsızlığını gös- termek için bu son dönüşten istifa- deyi elbette unutmayacaklardır. AKİS, 14 OCAK 1956