KADIN Aile Vahşi kuş! A vrupada "Melek veya Şeytan", Amerikada "The Shrike" ismi ile oynayan bir film son ayların en mu- vaffakiyetli filmlerinden biri olarak kabul edilmiş ve muazzam bir sük- se kazanmıştı ama, muhakkak ki ev- li kadınların bir hayli huzurunu ka- çırmış, onları uzun uzun düşündür- müştü... "Shrike" vahşi bir kuşun ismi- dir. Avım yakalar ve onu, dizi diri yuvasının civarında, bir çaldıgın di- kenlerine batırır. Fılmde, vahşi kuş sıfatım kazanan kadın 1deal va- sıfları haiz görünen, model addedile- ilecek bir evli kadındır. FFakat bu kadın aslında, kocasının bütün şah- siyetim adeta emmiş, boğmuş Ve öl- dürmüştür. Onu bir, yandan severker bir yandan, manen yok etmeye ça- kşır. Filmin sonunda erkek, nihayet bu vahşi kuşun pençesinden kurtula- bilmiş ve seyirciler ve hatta, bütün kadın seyirciler, geniş bir nefes al- mışlardır. Fakat hikâye burada bit- mıyor Bırkaç hafta sonra, bır kadın s Home Companion" a şöyle bir mektup yolluyor: "Dün akşam, kocam eve gelince, bana dedi ki: — Geçenlerde sana bahsettiğim i- şi hatırlıyor musun? İşte, mesele halledildi x ile bir kontrat imzala- B ktım hocam bir çocuk gibi neş- eli idi, bir tuhaf oldum Deh misin dedım neden bana danışmadın" Dogrusunu istersen O x demlen adam, bana kafiyen emni- yet aşılamıyor. Kocam bir hayli bozulmuştu. Bir- den sustum. Biraz evvel kocama söy- lediğim kelimeleri, ben daha evvel nerede duymuştum? Fena oldum. Bir bahane ile yatak odama kaçtım. Tıtrıyordum çünkü hatırladım. Ben ıpkı o filmdeki gibi konuşmuştum. Butun seyircilerin nefretle seyrettik- leri kadın gibi. Bu, benim için bir a- larm işareti oldu. Ben ekseri kocama bu tarz şeyler söylerdim; ben ki, çok iyi bir eş olduğuma kaanı idim. Aca- ba yanılıyor muydum İyilik ve fenalık esele burada idi, —bırçok kadınlar kendilerini fevkalâde bir eş ola- rak görürler. Hatta bırçokları bir bakıma fevkalâde sayılabilirler. Me- selâ kocalarına sadıktırlar, ekonomi- ye riayet ederler. Evleri temiz, ço- cukları bakımlıdır. Fakat bütün bu vasıflarım ve meziyetlerini çürütecek bir fena huyları vardır: Kocalarını manen yok etmek arzusu... u ar- zu, bazı kadınların tahteşşuuruna o derece gizlenmiştir ve o kadar deği- şik şekilde tezahür eder ki, bu şahsi- yet mücadelesinde iyiyi kötüden ayır- mak bile adeta imkânsızdır. "Melek veya Şeytan" yalnız bir filmin ismi degıl ir. Bu, her evli kadın için za- man zaman sorulabilecek bir sualdir ve her evli kadın bir melek mi yoksa bir şeytan mı olduğunu bilmelidir. Erkeğin şahsiyetini yok etme ar- zusu kadınlarda 4 tip şeklinde teza- hür ediyordu: 1. Anne kadın B u kadın kocasının karısı değil, eta onun annesidir. Onu kor- kunç bir şefkat, ihtimam ve alakayla mahveder: - Eşarp aldın mı? Bu ye- mek sana dokunur, eyvah gene boğa— zın ağrıyacak, bu kravatı talana.' Ya- rabbi ya ben olmasaydım Anne tipi kadın, kocasını koruma işini o derece üzerine almıştır ki, za- vallı adamcagız cidden onsuz yapa- mayacağına yavaş yavaş inanır. Ka- rısına danışmadan yiyemez, içemez, 1k1 arkadaşile bir mektep toplantısı— a gidemez, ya üşütürse, ya terlerse, ya midesini bozarsa, ya olmıyacak birşey söylerse. 2. Kuvvetli kadın B © kadın, otoritesini bir evvelki gi- bi şefkatle ve koruma hislerile veya bahanesı ile degıl, doğrudan doğruya kuvveti, yani inandığı kabi- liyetleri ile kurar. O herşeyi kocasın- dan iyi bilmektedir. Settin almayı, satmayı, emretmeyi, karar vermeyi. Bu kadının kocası hiçbir zaman, ser- bestce kendine bir elbise seçmemi - tir, serbestce tatilim — geçirecekleri yer hakkında fikrini bildiremez, ne bir eşya satın alabilir, ne de bir de- met çıçek daima tenkide ugramıştır Bu "üstün kadın" yalnız eve metmekle kalmaz, kocasının buro ve meslek hayatına karışır, fikir verir ve evde oturduğu yerden, onun işleri- ni idare eder Bu tip kadınla yaşıyan erkek bir müddet karışı ile iftihar eder, sonra şaşırır, 'kendi kendisinden — utanır, kompleks sahibi olur. Ta ki kendisi- ne fikir danışan, sade, hanım hanım- cık basit bir kadına rastlayıncaya kadar. İşte yalnız, bu vaziyette, üs- tün kadın, kocasına söz geçiremez ve onun başkasını sevmesine mâni o- lamaz.! 3. Kavgacı kadın u tip kadını kim tanımaz?. O her cemiyette, mebzulen — mevcuttur. Hiçbir zaman bu kadının memnun ol- duğu görülmez. Her hadise onu sinir- lendirir. Fevkalade alıngandır ve "anlaşılmamış Zzavallı kadın" dır. Bir toplantıda, davette bile, ufacık bir hadiseye alınıp kocasile kavga e- der ve ahbaplarına "iç yüzlerini" an- latmakta mahzur görmez. Kendisini haklı çıkarmasını mükemmelen bi- AKİS, 10 ARALIK, 1955 Sofra başı sefası İyilikten — maraz 21