KADIN bır. Eskı kavgaları tazeler, erkeklere azı. unutkanlıkları, hususları dram haline getirerek anlatır. Hele kocasının ufacık bir alâkasızlığı, bir sözde sadakatsizliği ne kavgalara se-< bebıyet verir, ne büyük sözlere, ne geçmiş sukselere kaçırılan fırsatlara anlatma zemini rlar Böylece kavga zemını üzerine ku- rulan evlerde, erkek başının rahatı için ergeç susar... ve siner. Fakat bu bir felakettir. 4. ham perisi kadın B u tip kadın da, tıpkı üstün kadın gibi kocasının her işine karışır, o- u idare etmeye uğraşır. Fakat bunu otorıte ıle degıl de, daha ziyade tat- hlı anibe ile, yardım yoluyla ya- Mesela önce kocasının yazıhane- sini dekore etmekle işe başlar. Belki kadm daha zevklidir, belki yazıhane- dekı kübik koltuklar çok çirkindir a erkek, arzu etmedikçe, kadının kocasının çalıştığı odaya müdahale etmesi çok beyhudedir. Oda tanzim e- dilince, kadın kocasının işlerile de lü- zumundan fazla akadar olmaya başlar. Muşterılerle konuşur, kocası- nın mesleğine ait kitaplar okur.. Ga- yesi kocasına yardım etmektir; fa- kat bu aynı zamanda gizli bir hâki- miyet arzusu, gizli bir ihtiras, mev- simsiz doğan bir istidat iddiasıdır. Bu şekilde hâkimiyet altına giren erkek bayağı tahrip olur, mahvolur. Kendi kendine, mesleğine itimadını kaybeder, kendi kendinden ve etra- Hayatın fındakılerden şuphe eder. manâsını kaybeder. I şte en masum manzaralar arze- den bazı kadınlar, böylece bir me- lek olmaktan çıkar, bır şeytan olu- verirler. Fakat işin en f ekseri bu kadınlar yaptıkları fenalıklardan bıhaberd l sa vdıgı şeyi tahrip etme- ş ınsa evdiğine hürmet et- meli onun hareketlerını ve fikirleri- ni hür bırakmalıdır. Kadınlar zayıf erkekleri ezme temayülleri gosterır- ler. Bu, onların fenalığından değil, bir kompleksten ılerı gelmektedır Çocukluktan beri, f ola- rak telakki edılmış olmaktan doğan bir kompleks... Ve gizli bir hakımı— yet arzusu. Erkeğe yardım etmek, şefkat gostermek çok g zeldır ama onun şahsiyetini yok etmeye çalış- mak çirkin ve tehlikelidir. Sosyete Ankara Palasta iki balo nkaranın balo müdavimleri, — iki adır cumartesi akşamları, An- kara Palasa taşınıyorlardı. Bırıncı balo Karayollarının balo- su idi ve tam manası ile "rahat" bir balo ıdı Evvela kıyafet bakımından, kimse kendisini eziyete sokmamıştı. Etek bluzla gelen hanımlar, büro el- bisesi giyen erkekler mevcuttu; fa- kat en çok eğlenenler de muhakkak ki ardı.. Erdoğan Çaplının müzi- ği ile coşup mambo, samba yapan 22 lar, eski zamanın çarliston' unu ıhya edenler, hep bunlardı. Bir neşe İ- çinde, 'dans etmenin butun zevkini çıkaran Danimarkalı mühendisler.. Fransız trupunun gösterileri baş- ladığı zaman Colette'e en çok hanı ların rağbet ettikleri görüldü.. Bır- çokları tuvaletleri ile yere çömelip merakla seyrettiler ve alkışladılar. aloda sakin sakin dans eden bir çift nazarı dikkati celbediyordu: Ke- mal Zeytinoğlu ve siyah tualetli, ren- garenk inci kolyelı eşi. Cazip hanım- lar piyango' biletleri satmaya uğra- şıyorlardı, yazık ki piyango pek cazip değildi. S ll bir Danimarkalı mü- hendise bir kutu jilet çıktı.. Bir ev hanımına da elektrikli ıskara, tırnak cilâsı, el için krem Dans edilecek yerler tamamiyle serbesttı ve kenarlarda oturulacak bolbol rahat koltuklar vardı. Fakat her nedense, bu son günlerde Anka- Meşhur Colette Arzuyu umumi üzerine rada koltuklara pek az kimseler rağ- bet edı Palastakı ikinci balo Yar- dımsevenleı'e aitti. Birincinin aksine olarak, tıklım tıklım dolu idi. Güzel tuvaletler bıle bu kalabalıkta kaybo- luyordu. Hava teneffüs edilemiyecek kadar sSICA| tı dans arasında halk guruplar halınde toplanıyor ve derhal kabine meseleleri görüşülüyordu. Fakat rad- yo gazetesının cansıperane gayretle- rine rağmen, zubahis olan Fran- sadaki degıl Turkıyedekı vaziyetti. Baloda bulunanlar arasında, bilhas- sa mdan meraklı nazarları ü- zerlennde toplayanlar Reısıcumlıuru esi, kızı ve damadı, Korur, Hayrettin Erkmen ve eşi, Muammer Çavuşoğlu ve eşi idi. Hayrettin Erkmen çifti bir ba- kımdan daha dikkat nazarlarını top- luyordu; çünkü Bayan — Erkmen'in pembe dantelli elbisesi balonun en guzel tualetlerinden biri idi. Dr. Re- cai Ergüder'in eşi de sarı lâme elbi- sesi ile nazarı dikkati celbediyordu. Muallâ Abut'u da gecenin en gık ka- dınları arasında saymak icabediyor- du.. Bir hafta evvelki baloya beyaz tualetle gelen "Zinnur hanım" bu se- fer siyahlar giyinmişti; zarif ve hoş- t Bu çok kalabalık balodan erken- cecik kaçıp başka yerlere eğlenmeğe gidenler çoktu. Bu hem gidenler, hem kalanlar için iyi oldu. Saat ikiye doğru pist oldukça açılmış ve halk nihayet eğlenmeğe başlamışt Moda Sidonie'nin tavsiyeleri terzilerinden Paristen yeni çay içmeye A nkaranın tanınmış Matmazel Sidonie geliyordu. Ahbaplarına . Tesadüfen orada bir gazeteci . Sanatkâr terzi konuşuyordu. Gazeteci sessiz sessiz dinledi: Mat- mazel Sidonie diyordu ki: Cidden, orada insanın gözle- rini kamaştıran kumaşlar, — renkler, dikiş ve modeller - gördüm. Nazarı dikkatimi celbeden şeylerden biri öğ- leden sonra elbiselerinin, birkaç se- nedir gözlerimizin alıştıgı olçulerden kısa oluşu idi. Gece elbiselerinde de, dar biçimler, her seneye nispetle fazla idi.Önden dar bir zeden birçok uzun elbıselerın bollu— ğu arkada toplanıyordu. Ekseri bu muhteşem elbiseler inci, taş, bon- cuk ve simle, birer sanat eseri gi- bi işlenmişti. 'Fakat bütün bu zengin elbiselerin yanında geceleri, bol bol, ayak bileklerinde biten dans elbisele- ri de giyiliyordu Bu sene Pariste, beni en çok cez- beden şey renkti, diyebilirim. Tabii renklerin kralı her zamanki gibi ge- ne siyahtı ve bir gri füme bunu ya- --ndan takib ediyordu ama, gece el- biseleri için adeta sihirli renkler icat edilmişti. Meselâ Dior'da Vizon ren- gi, bir zümrüt yeşili nazarı dikkati celbediyor ve bronz rengi adeta ka- pışılıyordu. Gece elbiseleri için en çok aranan kumaş satendir. Sarı, beyaz, pembe ve bilhassa gümüş rengi bir mavi saten. Ögleden sonra elbiselerinde yünlü çoktur, jerse gene gözdedir. Teni modanın en çok tutunan şe- yi muhakkak ki, üç dört parçalı her işe yarayan, kag büroya, yeme- ğe, gece dansa gıdılebilen takım el- biselerdir. Fransız kadını, artık yal— nız bu çok iş gören elbıse - tayyö kombinezonu — içinde yaşamaktadır denebilir. Bu takım elbiselerin 1 numaralı parçası güzel bir yünlüden yapılmış kısa kollu, çok açık yakalı bir sade el- bisedir. Bu elbise gece dansa gide- bilir, fakat takımın 2 numaralı par- çası ile mükemmel bir büro elbisesi de olur. 2 numaralı parça aynı ku- maştan yapılmış zarıf bir küçük e- AKİS, 10 ARALIK, 1955