ntihan olay. bakınız: Bi, <en Dolma. sadüfen bu. O yürümü: im. Avluyu nan Dil Ku. Jenaral Kö ı gördü; na. mide uzaflâs nuz?.. dedi, arı yetiştir hakkınız ve yor, hem de ne, bacakla» de vazifem. eti şairane, vardır. Bal. 1 “Valdem, in N Er ıl eledi mi £ âleminde o kadarını bütün düş” ü hayran br çıkacağı da eta altı yedi bu şiiri bar . u nasıl keş danın sezi len üç dört e Bana inde, inde?/. e a turi Fa bir beyik doğrusu şw Arasıra atınız | de liye korku aykadan da mırıldandı" diye haykırmıştı. Ölüm deriz o hakikat ne hüb şeklinde! Tuhaf; Hömidin « Arziler» inde Kam burla Dilşadın tayfları, kırkıncı asırda arzı ziyarete gelirler; medeniyet o ka. dar ts#kâmül etmiş ki seyyareler arasında seyahatlar Hele tababet 6 hale gelmiş ki bütün hastalıklar töpye- kün ortadan kalkmış. O ki Makberde; «Ölm ekse garaz maraz ne lâzimi» yapılıyor. Artık ortada maraz ” yok; peki ölüm: © ölüme giriveriyorsunuz. * yudu ve uyuyup Bilmem ki var mı yok mu ölüm; var fakat ölen! Hiç belli olmdyor Bir gun eN ne demek anlamak sızın, Bir leyl olur nihayet subhu, mesanızın. £ ölen var amma ölüm yok gibi; gi ii geceye girer gibi babersizce Karkıncı asir- & daki bu ölüm ona, işte tıpkı fasvir et- tiği ve istediği gibi geldi. marazla gelmekten utanmış. Ölüm bile Ölüm ona saygı göstererek ona gelmeyip o, bir uykudan öteki uykuya geçer gibi ölüme geçivermişti. Hâmit ölmedi, sadece u- duracak Ön altı yaşında eline aldığı kelemi ölünceye kadar elinden bırakmıyan Hi. mid. tam yetmiş yıl kafasının içinde Al. lahla cenkleşerek, büyük muammayı bals s o kadar. Şi letmek için; bir kahramanına dedirttiği ibi, gözlerile geceyi yarıp gecenin ar- olığı yırtarak seladaki hakikat güne sini göreceğim diye çırpındı: Tarassud eylemedir ziyayi nurani, Bu mevcei siyeh üzre garaz sebulımdan! Evet, karanlık bir dalga üstünde, o nuraBi hakikati görebilmek için, deniz fenerini arıyan gemici gibi, yetmiş yıl e röniİgenini, o kara dalga Üs den, © karanlıktaki nura dikti ,ö. mi ? Hani önüne bir dağ çıkar, orayı tırs manınca bütün ovayı göreceğim sanır» n; fa tepeye çıktın, birde bakarsin ondan yüksek bir dağ var, gene in, gene Gayretle tırmanıp çıkar âdem sukut için, Hayret çıkar öbür yanı divarı hayretin! iel Kazmak tırmana. yetmiş yal, Allahla çekler bu dağları sama bu yel e a roludur pilin büyüklüğü yürüdüğü yolan vi iyor. e > e m baka bi 1rŞ$i karanlığı karşımda bizle abi ieiler | e biyiz. gmki ie başka bir” şey söremiğeta z. Öyleysi Murum benim ey ilâh e Görsem yeridir seni karanlık. Ve Allah ta karanlıkta kalınca ona haykırdı: Ey büyük hiç, hiçi bipüyan! Ve en son: Allah derim gelir mecalim! Dedi ve kuvvetini gene Allabta bul- du: Dün, onün cenazesi! Akardı pâyine mahşer - misal bir millet!., misraini ne güzel canladırmıştı... mahşerdi o; geniş caddeleri da- racik Li getiren, geniş caddeler ide yüzbinlik halkı yatağına sığmaz nehir- ler gibi dolu dolu akıtan mahşer. Bütün o caddeler dolu.. ve © aa ve ranların gözleri dolu, Büt bu ışığa köşan perviv eler Si ona ri Tan mey di? O ki i, bi piyesinin kahr rama” nı olan hükümdara: Halkı benden ziyade et tebcil! Ona hürmel bana riayetlir. Dedirtti. O ki, Hafız Şirazinin İisas nından ? — Cem'iyeli şah eyleyiniz! Diy ndann otuz yıl önce cumhur. luğu balkan başına bir tac gibi Ai H ei kime ve niçin gittiğini pek i bil öğ tabutu e bk nasıl indi? O ki ilk büyük sevgili i şöyle demişti: Fakat ölürse o, GE benim tahaccür edip, Düşer bu âleme göklen mezar şeklinde. Yetmiş yıl göklerde ve kehkeşanlar da dolaşan bir mübayyele; sandık ki o İ ir gülen inerek geldi; ve befan sukakliz abri gördük: Mezara benzemiyor gördüğün bu hüki siyah, Denir bu haki siyah ösümanda bir yerdir. Yerdeki makber de bize göke kalkı» yor gibi göründü: Şu kâinatı kemalâta bak: Ne hey'ette? Mezar şekline girmiş semaya sad hayret! o gün, bütün bir halk bir semanın ie mezar şekline e gördü. yapıyor ? Ne demişti 6? Ölen eseyile için ne demişti: Canan mıdır aceb uçuyur pembe bir nefes! Evet Hâmid, sevgililer, dediğin gibi, ii ven e pembe nefesler gibi u- Uyor. Din runun dm O embe netess Ter amda ilâhi ve serpen büyü bir nu gi ibi uçsun. z Abdülhak “Hamide air : — Üstadim! Seni ce- © naze merasiminde yö- emedim? > — Azizim! GÖ ana baba “gününde, hiç biribiri- mizi görmeğe imkan mi “vardı... Ne idi o kala balık? — Ne olacak üstadım? Cenaze merasimin - den iş: — Bayan!.. Bu gün ce- naze merasiminde o ka- dar çok eölüs den. «makber» den babsolur- du ki... Bende kendimi #gilmiş ebede gelip e- selden» kafilesinden bir fani sandiıml. — Ne tuhalfsın Bay | Cenaze merasiminde an, müzikten konuşulmaz ya PI.. El- bette ölüden, makber- den bahsolunacak!... Bunda şaşılacak ne var ki?l.. İki emektar yazıcı arasında: — Göte, Viktor Hügo 83 yaşlarında ölmüşler- di. Bizim milli şairimiz 86 yıl yaşadı; istibdat - meşrutiyet - Büyük harp facialarından sonra, Atatürk güneşinin nur- lartaltında gözlerini ha- yata yumdu... Ne mutlu bu türlü yazıcılaral — Azizim, ömürleri- mizi matbaaların al olmadık?.. Mayıs bayramında: | — Yahu böyle erken er- | ken, iki dirhem bir çekir- dek süslenerek yola dö- külmüşsün? Hayırdır inşal- lahP.. —Bu gün İ Mayis bay- ramı olduğunu uruttun mu? «Çalışan kızlar» kurumu- nun bir vapur A Kn arımı: «Bizim dair me arı bir gezinti terki ei larla birlikte git- meğe mecburum» diyerek . anlarsın yal..... «Çalışan Kızlar» urumuna beni de yazdırsana!| Parasız gezinti u- lü ü: Çocuk — ege ri rafa gezmeğe idi yor... Baba — Oğlum! Sen de «Tut ki yedim»