Hem bunu ben istiyorum Bülend, bunu çok istiyorum, Beni düşünme, Ben, nasıl olsa küçük yaşdanberi acı çekmeğe alışmış bir kızım. Okurum, seya- hat ederim. Kafası ile yaşamak için hayata az çok hazırlıklı bir kız; elbet kendisini oyalıyacak, bağlıyacak bir iş tutar Bülend. Hi elli olmazki.. belki bir gün bu genç kızlık rüyasından tamamile uyanmış, hayatı daha maddi gözlerle görmeğe baş- lamış olurum. «Ebediyen seni seveceğim ve seni hiç- bir kuvvet karşısında unutmıyacağımı. u söz romanlarda yaşayan kahraman- ların ağızlarına çok yakışıyor ve ne ka- dar da güzel görünüyor. Fakat hayatta bu var mı bilmiyorum?.. Bu sözde duruluyor muP onada pek inanamıyorum. Dünya ku- ruldu kurulalı herkes, severken daima se” veceğini ve ne olursa olsun birgün sev- gilisini unutmıyacağını, kırmıyacağını san- mıştır. Fakat gündelik olgular, akla yel mez rasllayışlar verilen sözleri bir duman gibi alıp gitmemiş midir ? Kaç arkadaşımı biliyorum ki içli bir sev- giyi orta zamanların bir hastalığı gibi kar- şılıyarak, ona uğrayanlara kahkahalarla gü- lüyorlar, n ilk sevgimsin. Belki son sevgim olarak kalacaksın. Belkide birgün bekle- nilmiyen herhangi bir tesadüf karşısında Yaşayışım büsbütün başka bir yol bulacak. Belki kalbimin' en ince köşelerini görüp bana bağlanacak bir dosla ellerimi uzat- maktan çekinmiyeceğim. O zaman genç kızlık rüyamı ona saygi ile anlatacak.. ve yaşadığım kadar leke düş- memiş bu gönül acısını temiz bir hatıra olarak saklıyacağım. Bir gün bütün bunlar olmazda. ne ki- kitap, ne seyahat, ne de gündelik olgular ve İlerhargi bir dostluk beni oyalamaz, bağ- İıyamazsa.. o zaman bir ihtiyar kız olarak ölmeğe mahküm olduğumu kabul eder, ka- erime razı olurum, Bu tabii çok acı, güç katlanılır birşey.. hele ölünceye kadar ço- cuk sevgisi ile kivranarak yaşamak, anne 24 go. 7 olamamak., fakat ne çare. Alın yazıları- mıza karşı koymak elden gelmeyince, ne yapılır 71. Duyuşlarım, marazi denecek kadar ileri varmış hassasiyetim nasıl anneme çekmişse, talihim de öyle Bülend, Şu ayrılıkla ki.. o- nun sevgisi, her bağı çürük bir yumak gibi arkada bırakacak kadar kuvvetli gelmiş.. yürümüş, gitmiş. Benimse. kalbimdeki his tarafını ağır bastırmamağa çalışan acı çekmiş kafam, bi- raz daha kuvvetli, Elbetki bunda annesiz: liğin acısının ne demek olduğunu bilmek- ten gelen birşey var. ui acıyı bilmeseydim, yakından duy- masaydım ve nihayet yıllarca için için e- riyerek annemi aramasaydım.. belki bugün bende onun gibi yapacak, sevgimden başka hiç birşeye kulak asmıyacaktım. Ayrılıyoruz Bülend. Bu böyle dostum... yolun, talihin açık olsun, Unutmaya çalışa- lim. Birçok geceler derin göklere baka- rak, oradaki sayısız yıldızlara dalarak sa- adetin için dua edeceğim, Sana yakın o- lanları güldürmek, mes'ut etmekde ayrıca bir zevk, ve tadı başka bir saadettir. Buna biraz yardım edebildiğimi düşünmek bana- da ayrı bir teselli olacak. i Bağlanmıyan ellerimiz, bir daha birbi- rine sarılmadan ayrılırken. düştüğümüz yol- larda bizi bekliyen şey; dilerim ki pek kat- lanılmaz bir ağırlıkla ufkumuzu kapamasın. Bu ayrılan yollarda bir daha başımızı arkaya çevirmeden yürüyelim, yürüyelim Bülend. Geride kalan gönül dolusu sevgi- mizi düşünmeden ve yaptığımıza acımadan yürüyelim... #6 Bülende herhangi bir tesadüften, kal- bime yakın bir dosttan bahsettim, Belki bir gün hayatımda bir değişiklik olabilece- ğini, saadetimi bir başkasının başında bu- lacağımı söyledim. Bu düşüncem onu in: sitmiş olabilir. Fakat Ayşenin kurtuluşu ba- kımından bu lâzım. Yaptığım fedakârlığın hayatıma malolacak kadar benim için acı olduğunu ne Bülend, ne de benden başka kimse bilmemeli.. Onunla bütün bir gün başbaşa, her kay- gıdan uzak yalnız birbirimizi nekadar sey- diğimizi ve beraberliğimizin ne gönül dol. durucu bir saadet olduğunu tadamadan ay- rıldık, Buna acıyorum. Ne kadar isterdim. Bir gün, şu birbi rine eş günlerin, şu ayları yıllar yapan #- kıcı gün sürüsünün içinden birini çalmağı.. bir tek gün onunla, onun göğsü üstünde yaşamağı ne kadar isterdim. Konuşma. dan, sevgimize İeke düşürmeden başbaşı kalmağı.. ve sonra hayattan bütün nasibini almış insanların tokluğu ile ondan ayril- mâyı ne kadar isterdim. Bülend sözümü dinledi, Telefonle, derinliğinde yaşlar titriyen bir sesle tutuk tutuk birkaç şey söyledi «Çiğdem! İkimize de çok yazık oldu. Şeni gölgeli, hicranlı bir hayatta incitmemek çin gidiyorum. Anladım ki benim geçmiş hatıralarım, şekil bağlılığım seni hiçbir g un dilediğim gibi mes'ut etmiyecek. Sözünü tutuyor ve uzaklaşıyorum. Belki bir gün dediğin gibi daha pürüzsüz bir saadele W laşırsın. Bütün dileğim budur sevgili Çiğ- dem Bundan sonra hayata, kitaba, tabista düşmanım. Zehraya dönüyorum. Bir taş gibi. Ayşeye gidiyorum. Bir makine hissir- liği ile. n sonra senin sevginle kül olan Bülend, toprakla uğraşacak, ve hiç birşey: den tat almıyacak kaybolmuş bir adamdır. Çiğdem, canım, benim, gözbebeklerim- de yanan Çiğdem. Bir kerrecik gözlerini öpmeden mi hayattan göçüp gidecekdim?7! Sonra bir hıçkırık. Telefon başında yerlere serilmişim. Beş günlük şiddetli bir baş ağrısından sonra