Eski Rusyadan Bir Hikâye: KURNAZ ADAM Çeviren ; NAZMİ ATASOY ar Aleksandr aksi ve huysuz bir bükümdardı. Fakat, bazan bunun aksine olarak neşelendiği zamanlar da olurdu, Perm şehrinde yeni inşa olunan bir kilisenin açılma resmi yapılıyordu. Çar hükümet konağında tertib olunan bir kabul resminde, davetlilerden bilhassa Vali ve Belediye reisine karşı iltifatta bus lundu. Mülâkat esnasında Çar, hoşnut suzlukla Belediye reisine : — Nasıl olur da büyük şehirde hayat ve hareket bu kadar sönük ve donuk olurl. diye sorunca Belediye reisi: — İHaşmetmeab, bunun sebebini, aha linin ecdadından gördüğü şeylere sıkı bir surette bağlı olmasında aramalıdır. Herkes babasının mesleğine devam edi- yor. Halbuki eskiden ahalinin ekserisi #iraatle meşgul, ve bir ksımıda san'at erbabı olduğundanişimdi yetişen nesil de aynı işle meşgul olmak istediklerinden, şehirde ticaret ve hayattan eser görül- miyorl... mukabelesinde bulundu. — Şu halde ahaliyi ticarete teşvik etmeli; fakat şehrin ileri gelen memur- ları bu hususta gayret göstermezlerse.... — Bu hususta haşmetmeabınız bile bizim kalın kafalı halkımızı yola getire- mezl. — Bakalım, bir kere tecrübe etmek isterim, diyen Çar, maiyet zabitine yols dan geçen Jâalettayin birisinin huzuruna getirilmesini emretli e in diz çöken sade bir köylüy mon eyi seninle bir hab ei isterim. Köylü bir istavroz çıkardıktan sonra: — Benimle bir ticaret yapmak mı? Ben bir köylüyüm, tacir değilim,'benim ecıladımın hepsi de basit ve sade bir çiftçi idiler. . — Beniiyi dinle Simon Petropetroviç, © ticaret yapmak, sihirbazlık yapmak de» © mek değildir. Meselâ bu şehirde birçek imseler var ki inekleri yok, fakat tere © yağına ihtiyaçları var. Şimdi ben sana kis > losu bir buçuk rubleden yüz kilo tere “yağı satarım, sen kilosunu üç rubleden , satarsın, ve böylece yarıyarıya kâr eder- n. 26 Köylü ikinci bir istavroz çıkardı! — Ben nasıl yüz kilo tereyağı satın alabilirim, bütün servetim iki ruble elli kapikten ibaret. — Ben tereyağını sana veresiye ve» ririm, parasını, sattıktan sonra ödersin mu yapayım? Allah sakla- sın, ecdadım hiçbir zaman borç yapma” miş, ni de yapam etle: ai ki gitl.. diye köylüyü huzurun. dan defeden Çar, yukarıya bekleyenler- den bir kunduracının getirilmesini emr- etti. — Ticaret yapar mısın? — Ticaret mi?,, diye korkarak bağı» ran kunduracı, ilâve etti. €Ticaret yap» e tehlikeli bir iştiri. e e hiç te te 2 Ben sana çifti üç e iki yüz çif kundura satarım, sen de çiftini altı rub- leye satar para kazanırsın, — Ben kendi kendimi mahvedemem, Çar hazretleril.. Eğer ben hazır ayakkabı satarsam kendi elimle yaptığım ayakka- bilarne olacak?. teşekkür ederim haşmet meab, babam ve büyükbabam gibi ben de eski san'atımda kalmak isterim. Pena halde hiddetlenen Çar! — Sen bir eşeksin, İvan Feodoroviç, defoll., diye bağırdı. Sırasiyle bir terzi, bir marangoz, bir demirci nezdinde hep aynı muvaffakıyet. sizliğe uğradı. Hiçbirisi ondan mal sa. tın almak istemiyor, hepside baba ve büyükbabalarının hazır mal satmadığını ileri sürüyordu. i Bu sırada kendiliğinden gelip Çarın huzuruna girmek isteyen birisini, maiyet zabiti odaya salıverdi. Bu, Rus Ermeni lerinden biri idi. Çar, bu kendiliğinden gelen adama sordu: — Ne istiyorsun Boğdan Boğdanoviç? — İşittiğime nazaran haşmetmeabı- nız iş yapmak istiyormuşsunuz? Acaba benimle bir iş yapmak istemez misiniz? r neşelenerek güldü. Ve ne satın almak istiyorsun azizim? diye sordu. — Hepsini, ne almak mümkünse: şarap, deri, zahire, damızlık, hepsini... « bu kurnaz adama bir oyun oy» namak istedi; ve “kirli sulaçıda satın. alır mısın?» diye sordu. Adam hiç şaşır madı. «Kirli sumu?* bunu daha ziyade memnuniyetle satın alırım. Meselâ haş- metmeabınızın yıkandığı, veyahut mu- kaddes ellerinizi yıkadığınız suyun bes her bardağına bir altın ruble veririm. Çar. kahkaha ile gülerek! “ne kurnaz adami, diye düşündü. — Fabrikaların da kirli sularını sa tın alır mısın? Adam bir lâhza şaşalar gibi olak — Maalmemnuniye, vilâyetteki bü, tün fabrikaların kirli sularının fiyafı nedir? a — İki yüz ruble. — Peki haşmetmeab, işte iki yüz ruble. Hlaşmetmeabınızın imzasıyle, bü. tün fabrikaların kirli sularının bana ait olduğuna dair, bir ferman vermenizi rica ederim. — Peki, Boğdan Boğdanoviç: fakat | bü parayı kaybedersen ne yaparsın? — Tehlikesiz ticaret olmaz haşmet. meabl.. # “. Çarın fermanı cebinde olduğu halde en yakın fabrikaya gidip direktörün ya. nına girdi. — Bay direktör, niçin fabrikanın kirli sularını toplatmıyorsunuz? Hemen bu günden itibaren çimentodan büyük bir havuz inşa ettirmenizi, ve kirli suları oraya biriktirmenizi talep ediyorum. Direktör bağırarak : — Kendinizde lâtife etmek cür'etini mi buluyorsunuz. Defolunuz, yoksa sizi kolunuzdan tutup dışarı attırırım Cebinden Çarın fermanını çıkararak: — Hırslanmayınız, Haşmetmeabın fer. manına göre fabrikanızın kirli suları bana aittir. Eğer siz fazla bir kelime daha söylerseniz pişman olursunuz. Direktör fermanı okuyarak sarardı. Ve mırıldanarak ; e Ekkiimiz var Fakat bir bayizun| inşasına çok para ister Siz bunu Çar ile görüşünüz. Ben kalkın olan kirli suyu isterim. — Acaba sizinle uyuşamaz ayri Size beşyüz ruble versem,. — O, bu iş bana teklif ettiğinizden fazlaya maloldu; fakat sekiz yüz rubleye razı olurum, Boğdan Boğdanoviç sekiz yüz rub. eyi aldı. Ve diğer fabrikaya gitti, sonra bir üçüncüye. dördüncüye... veher fak rikadan bu minval üzere epeyce para aldı. Birkaç hafta sonra zengin bir adam a ay sonra Perm köylüleri alay | alay kai Çarın nezdine gittiler, ve bundan sonra kirli suların kendile rine verilmesini rica ettiler, Çar: — Ya, şimdi mi aklınız başınıza geldi. mademki siz o zaman benim tereyağı, kundura ve diğer mallarımı satın ale rak ticaret yapmağı reddettiniz; öyle ise sizin için babadan kalma eski işi © nize devam etmekten başka yapacak g bir is yoktur. Kirli su ticareti sizin memlekette yalnız bir defaya mahsustu. diyerek hepsini huzurundan kovdu.