ARI yemez! > d ledir ki hiris ln muhafazası ı İtalyan site- fından sekte ESİSE “a dı.. ve Vene kavimlerinin lile şarka git ordularını ts Türk 2 pe B yl ie a g i şarktan gar” müverrihle ıblarının yap? ıçlılar ordula nsan kaybet © | Türklerden a "en büyüğünü da mahvoldu. Medeni ve egemen bir mille- tin topraklarına, belâlarını aramağa gelen bu sürü; Türklerden insanlık öğrendi, ya- şamayı öğrendi, medeniyeti öğrendi. Çok geçmedi, evvelce Sara'lılar isti- lâsında olduğu gibi, yeni bir tehlike: Hilâl için dünyayı i fasarlıyan, yedi iklim dört bucakta, ayni bayrak altında ci- hanı efendileştirmek isteyen yeni bir Türk tehlikesi o başgösterdi. Garbin kapısı, bü- lün garp âleminin gözbebeği olan İstan- bul, Türk yumruğunun kuvvet ve kudreti. ne dayanamadı, ve büt zabtetme ün dünyanın gözü önünde Türklerin eline düştü. Şarkın hıris- ürk tabiiyetine girdi- u ândan zamanımıza kadar Ege denizi bir Türk gölü oldu; ve bu büyük su- yun her dalgası, Türk bayrağının aksini di- yar diyar ötelere gölürdü. Ayni'devre doğ- ru, Afrika sahilindeki Faslılar tarafında yeni bir deniz kudreti doğdu Bu sırada kervan yollarile Aarab kör- © fezine kadar, Aksayışarkla cere eden bir yol aranması sırasında, tesadüfi bir ke- şifle « Yeni dünya» meydana çıkageldi. İs- ” panyanın bu yeni dünya üzerindeki hak iddiaları kendi ticaret donanmasının doğ- masina sebeb oldu. Fakat garb hülyası, İngilizlerin enerji- sini de tahrik etti; ve İngiltere ile İspanya mücadeleye giriştiler, Fakat İspanya garb- teki müstemlekelerinin geri e git- tikçe yağlı bir hale geldiği . ve Okyanus yolları üzerinde hâkimiyetini EN muvaf- fak olamadığı cihetle alttan aldı; ve düş- manları olan, Holânda ve İngildere bundan islifade ettiler, Mevcudiyeti deniz sayesin: kaim olan Holânda, cihan ticaret yolu zde ve Aksayı- şarkta büyük bir lokma yakaladı. Holân- danın elde ettiği zengin istifade menbaları, İngilizlerin hırs ve rekabet arzularını alev- lendirdi. Ve sonunda, çok kanlı üç deniz karbinden sonra denizlerin hâkimiyet & âsası İngilizlerin eline geçti. ma ile Fran- su arasında cereyan eden müteakib muha rebeler, ticaret ll arının amir hizi sunda İngilterenin ye ye et- mekten, ve bir tek i a ile, müstemle- Ee iesabübini kele a bir işe d 1. Amerika istiklâl harbinin buhranlı bir ânında deniz mi tini kendi rakibine teslim eden a, bu istisna ile ingilte- renin, müsteri meleke rinin en zenginini ve kaybetmesine sebeb oldu, Müteakib muharebelerde, deniz kuvvetile, tere oldu. Ve bir asırlık bir yarış devresi İşinde İngilterenin dil ve teşkilât dünya- Din fa en hücra köşelerine kadar taammüm etti, Zamanımzda bir kudret, Büyük Britâf- ya tarafından tesis edilen hâkimiyete, ken- nindakinden daha esaslı bir hâkimiyete par- mak ısırttı.. Ve cihan harbi bu hakimeyin neticesi oldu ütün tarihte adalı vaziyelinin - kendi başına kalma - vaziyetinin aksi olduğunu zikretmek faydadan hali değildir. adası Akdenizin uzak sahillerile temasa geçti, çünkü Girid bir ada idi ve sekenesi denize açılmağa mecbur oldu, Ayni suretle, kendisini çeviren dağları ve çölleri ile denizde sahillenen Fenike, RM Herkül diyarlarından öteye türdü. Bunun gibi Atlas denizinde mah- sür kalan İngiltere mallarını, ve dilini arzın her köşe ve bucağına g Demek ki Atlas mizi ya da- ha az ayrılığa hizmet etti, İştirak yolu ol- duğu kadar, yalnız kavgalara sebeb oldu, fakat milletler arasında müşterek menfaat- lar husule getirdi. Korsanlığın ve esir ti- caretinin Jağvı hakkında hususi anlaşma- lar, seyrüsefer nizamnameleri ve buna ben- zer diğer hususat milletleri çok zaman ev- vel, müşterek bir arazi üzerinde anlaşmaya vu , deniz harp meselelerinin halli için enne Mil kanunların yapılmasına da hiz- et elti. Mubasaraya, kaçakçılığa ve bi- taraf milletlerin hukukuna şamil olan ni- zamlar senelerce evvel yapıldı. Fakat her harbin isbat ettiği gibi, kuvvetli harib devletin arzusu karşısında, beynelmi- lel kanun, kendi nizemlarının icabatını ka- bul ettirmek a yüksek bir otoriteye ih. tiyaç göster Bu derde eye bulmak «Milletler cemi- yelinnin gayelerinden biridir. Deniz böyle ehemmiyet kesbetti, ondan istifade eden milletler tarih yarattılar; ve cihanın diğer kısmını fikri, ticari ve siyasi hakimiyetleri altına aldılar. Hakikaten deniz tarihi, medeniyet ta: rihidir. bir mu- II « Deniz hâkimiyeti » tabirinin ne demek istediğini hulâsaten anlamak için burada; durmak faidelidir. « Tarihte deniz hâkimiyetinin te- siri» isimli kitabın müellifi Amerikalı de- niz subayı Mahan tarafından; şöhreti şuyü bulan ve yerli yersiz kullanılan - tabiri ca- izse - « Ağyarını mâni, efradını cami bir kelime » dir. O halde bu « Deniz hâkimi" yeli» tabiri neyi ifade ediyor? Bunun elemanları nelerdir ?. İki kelimeden ibaret olan bu tabir, &- şikâr olarak, kendi arzularını deniz saye- sinde zorla kabul ettirmek isteyen bir mil- letin kudret ve kabiliyetini ifade etmektedir. Yüksek harp kabiliyetini haiz bir denir kuvvetini ifade eden tabir, bu kuvvetin, kendi düşmanı olan milletler. karşısında haiz olduğu durumu ifade eder Fakat savaş halinde bulunan bir donan- manın erzak ve mühimmalını temin etmek, ve bu donanmayı beslemek ve mağlübiyet halinde ona bir melc'e bulmakla mükellef operatif (Sevkulceyş - stratejik) üsler de yine bu tabirin şumulü dahilindedir. Üssübahriler arasında, düşman fından vaki olacak bir muvasala kat'ına karşı, himaye edilen muvasala yolları bu» lunmalıdır. Meselâ düşman kuvvetleri ta- rafından işgal edilen Panama e Süveyş kanalını; veri da mevaddı mahruka, kö- mür NG zot menbalarından Bia. bir rebe ladüsi tasavvur edin Damak oluyor ki deniz hâkimiyetinin bellibaşlı elemanı harp donanmasıdır; fa- kat en büyük bir donanmaya mâlik olmak, ne zaleri, ne de hâkimiyeti garantiliye- mez. Donanmanın büyüklüğü kendine göre büyük ehemmiyeti haizdir; fakat tarihin kaydettiği büyük deniz zaferlerinden mü- him bir kısmının, iki donanmadan en kü- üğü ile kazanıldığını zikretmek faideli bir Büyük bir harp denizciliğinin tesiri evvelâ ir sonrada kullanıldığı ve sevk ve idare edildiği tarza, ve üçüncü olarak da düşmün muvasala yollarına ye- tişmek kudret ve kabiliyetine tabidir. Bir denizciliğin keyfiyeti iki şeydir: Keyliyet insan ve maddeyi şamildir. Mad- de olarak, modern zamanların büyük me- selesi, e yaşadığı devir terakkıya. tının en üstünde tutmaktır. Bir harb de- nizciliği için tehlike, işin muhafazakârlık ve kırtasiyecilik cihetine yanaşmakla kar imdir. En zaif bir kudretin, eski silâhları kullanarak değil, fakat bu eski silâhları atalete uğratacak yeni bir silâh icad ede- rek, çok kuvvetler karşısında zaler kazan- ması gibi bir ihtimal de, mevcuttur, Her mes- tara- iştir. kil stmokcadir. En sonunda bu sanatkâr, ba- badan kalma şeylere hiç kulak asmıyan ve bunları yıkıp deviren amatör bir sanat'kâr karşısında müdafaasız kalır, ai harbini kontra icatlar, deniz san'atı ile müna- sebeti olmıyan insanlardan neş a etmiştir. enizcilik hususunda Kartacalılar mer» tebesine çıkmaktan âciz olan Romalıların, uçlarında karga gayasına benziyen çen gelli bir gaga taşıyan, göğüs göğüse mu harebeye müsait olan rampa iskelelerinin, « Karga » denilen demir kancanın icadile Keten bu denizcilik hassalarını yok meleri bu nevi ii Grejuv. si denilen e ai iz küçük Bizaı di fakat Saatlari ve islâmların sa- yısız gemilerini de mahvetti, ğer Amerika nifak harbinde, cenub devletlerinin. lüzumu kadar sınai menbaları saydı, onların kale duvarlarını yı Oral koç başları, şimal “devletlerinin döl nizciliğinin varlığına ve ayni zamanda İar- be nihayet verirdi. ( Arkası gelecek sayıda ) 11