ı sonra başla ilem LI tu adi bir- bnde gl ; içi n yaptıktan son- | e muvaffak o- ak. anlatan genç | ; onbiösine di u eserimi sana isvzu senin, i dolan acı bir gibi, yerinden çal kızım, di- durmasın isti- tamamlıyor: varsa hepsini bu gece baş- alihsiz kadını, uralımış, ince Ee Çocuk iniltileri, Yalnızlık, ece Ve rat bir adam hoy Sünlaii bir tek ses halide yarat küçüğüm. enç kız, koşarak Uğurun boynuna sarılıyor. Onu birçok öptü ükten sonra: — Sonu sa sadete mi bitecek Uğur; söyle bana; diye yalvarıyor. — Hep böylesin' Sevgi. Önce eserin sonunu öğrenmek İsteain. Bü defa söylemiyeceğimi; — Öyle ise ben de piyanoyu ka: payacağım. Anne, aralarını buluyor Öyle bir saadetle bitecek ki... Uğur am or — Sonun ökiieşun zaman çalıştı- ğım kadar, sana ein bütün yor- gunlukları unutacaksın Genç kız piyanoya geçti. İnce parmaklarının ucundan yürek paralayan bir acı dökülmeğe başladı. Kapının önünde titreyen postacı, mer- divenlere oturarak cep defterinden ko- pardığı kâğıda birşeyler yazmağa b ladı., “Oğium. Eserinin adı (Gönül Sarhoşu) olsun. Elindeki saadeti, bir hiç uğurunda söle düşkün bir adamın son arzusu Mektup bırakmak için yaklaştığım kapının zilini çekemedim. İçerden ge- len piyano sesine daldım. Sonra tüllerin arkası in sizleri gom m, Hertürlü zak temiz, mesut bir aile iv itin ötredi. yazmağa hazırlandığını öğrendim. Ve mevzuunu kalbim parçalanarak dinledim, Benim de tıpkı böyle bir romanım vardı oğlum. Yıllar arkasında yuvamın değerini ölçemeyecek kafam, her eğ- lence arkasında koşan varlığımla ben de bir genç kadının ömrüne kıymış, iki yavrumu o zavallı kadının zayıf omuz- larına yükleyerek kaçıp gitmiştim. Ben, çocuklarımı sevmeği bilmedim. Kadınımın değerini ölçemedim. Gençlik hataları ile yoğrulan baş döndürücü bir e kapıldım. Zevkin her çeşidini tattım. Saadeti başkalarının kadınların- da aramağa koştum. u Gönül Sarhoşu, gençlik rüyasın- dan ayıldığı zaman kendisini kaldırım- larda aç ve pek kimsesiz buldu. Bir zamanlar yaka silkerek terkettiğim yav- rularımın da izi kaybolmuştu. Aylarca sokaklarda süründüm. Es- kiden ardına kadar açılan zevk kapıları, şimdi yüzüme birer tokat gibi çarparak kaspanıyordu. Benim diye tutacak tek dalım kal- mamıştı. Güçlükle bu küçük işi bula: bildim. Ve yıllarca memleket memleket gezdim Yeni ayak bastığım bu şehirde te- sadüf beni, senin kapına düşürdü Sanki aci geçmişimi sensei di mek mukaddermiş benim i Gözlerimde yaşlarla kaleme sar Idım, Saadetiniz, saadetim gibi titreye titreye yazdım bu A arı. serinde, Gönül Sarhoşunu hiç affet- me oğlum!,. O, hertürlü kötülüğe hak kazanmıştır.,, ostacı, getirdiği zarfa kendi küçük kağıdını sararken kapı açıldı. Genç adam gülümsiyerek: Mektup mu var? Diye kendisine yaklaştı. Yüzü ölü gibi sararan, gözleri yaşlı postacı, ye mi ile kendi kâğıdını e ak zarfı u gençromancının ni sabırsızlıkla bek- ii mektuptu. en bütün sevinç ve saadetinin taşkınlığı ile kollarını ü- zatarak ürkek adamın omuzlarını okşadı. — 7 ol oğlum!.. Şimdi içerden şen, cıyıl cıvıl bir ses piyanonun oynak ses dalgalarına katı- larak birşeyler yi em iz bir anilar bi- isini tekrarlaya tekrarla- ya kaldırmlara. oradan “kenar sokak- lari sonra akşam karanlıkları koyu- laşan boş ve uzak kır yollarına daldı, gitti. Cebinde kalan kâğıdı parmakları a- rasında buruşturuyor, şimdi onu pence- reden bırakmadığına seviniyordu. yle ya.. sevgili çocuklarının, ha- yatlarını yapmış, saadeti benimsemiş bu can yavruların yaşayışlarına bir kere daha gölge düşürmeğe hakkı var mıydı? 9