1 Mayıs 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 24

Bir kolleksiyon me- raklısı olan Ruthrford ai İngiliz, bu- utlaka bulmak mile .- * ahar geldi... Tabiat baştan başa, bir taze gelin gi- bi, çiçeklere büründü, Kuşlar, bülbüller ötüyor!... Renk; koku, ses ve neşe içinde yüzü- OTUZ, Unutmayınız ki bahar, sade biz insan- ların değil, fakat bütün mahlükların, bü- tün varlığın bayram mevsimidir Hele çiçekler Ve hele, onlardan; ahengine dayanılmaz bir nağmeye tutulmuş da kopmuş, havalan- mış gibi uçuşan kelebekler... Kelebek ki çiçekle doğar, çiçekle ya- şar, çiçekle ölür, tamamen bir bahar yav- rusu, bir bahar süsüdür. Fakat, kelebek diyip geçmeyiniz. Şu ânda bağlarda, kırlarda; gözlerini- zebir renk ziyaleti vererek.. sessiz sedasız uçuşan kelebeklerin peşinde, mini mini yavrulardan, şakrak genç kızlardan, ak sa” kallı ihtiyarlara kadar binlerce insanın ko- şuştuğunu unutmayınız. Bunlar, kelebekleri niçin kovalarlar? Şüphesiz aralarında oyalanmak, vakit geçirmek için siğirtenler yok değildir. An- cak Yeryüzünde balık, kuş, valışi hayvan avcıları gibi, kelebek avcıları bulunduğu- nu da hatırlamanız fena olmaz. Evet rahatını, uykusunu, işini gücünü feda ederek, hattâ bir sürü masrafa girerek her sene ba- har gelince dağ, bayır, or- man yollarını: düşen proles. yonel ve meraklı kelebek av- cıları vardır, Bunlardan bazılarını koş- türan önüne geçilmez bir kol- leksiyon merakı ise de, bir. çoklarını yoran para kazan. mak hırsıdır Size, parmaklarınız AE bir ânda mahvederek bir tutam toz haline getirebi- leceğiniz bu kelebekler arasında, tanesi 10,000 lira edenler bulunduğunu söyler- di BAHAR ve Yazan: Feridun K. sem, belki inanmazsınız; ama hakikat bu- Ur, Bu hususta bir fikir edinebilmeniz için, pul topliyanları gözlerinizin önüne geli- riniz. Pek âlâ bilirsiniz ki: bir avucu'beş kuruş bile etmeyen pul olduğu gibi, tanesi binlerle lira eden pullar vardır İşte kelebek de böyledir. İçlerinde sü- rü sürü gezenleri, adım başında rastgeli- nenleri olduğu gibi, aylarla diyar diyar arandığı halde bir türlü bulunamıyan na- dirleri de vardır. Meselâ 1782 tarihinde 'Afrika'da bu: lunduğu haber verilen bir cins kelebek, yıllardır nesli tükenmiş zannedilerek artık bulunmıyordu. Bir kolleksiyon meraklısı olan Ruthrford ismindeki İngiliz, bunu mut- laka bulmak azmile Afrika'ya kadar git Bahar geldi... Tabiat baştan başa, bir taze gelin gibi, çiçeklere büründü. Renk, koku, ses ve neş'e içinde yürüyoruz.