Türkiyenin Geniş Topraklarına Sığamıyan Bir Türk: KOCA SİNAN 4 Mim dehasının en yüksek merte- besine çıkaran li bittiği "zaman, koca mimar, Kanuniye: —Padişahım!,. dedi. Sana bir cami yaptım ki, rm Hallaç Man- sur; gelip dünya yüzündeki dağları, hallaç kiamandaa pamuk gibi attığı zaman bu camiin kubbesi, Mansurun yay çilesi önündeki top gibi yuvarlana- ca Kudretini en canlı bir ifade ile an- latmağa çalışan Sinan, tam ve kara gözlerile impratorluğun dört bir yanında muhteşem âbideler yapmakla geçirdi. Serhadlerde dövüşmekle başla- yan hayatı, sonunda gökyüzüne doğru heybetle e minareler ve kubbe- ler önünde $ Sinan, ME geldiği zaman İm- paratorluk şan ve şöhret içinde yüzü- yordu. Hudutlar alabildiğine genişlemiş, Türk denizcileri Akdenizin mavi sula- rında hür ve mütehakkim.. zaferden za- fere koşmağa başlamıştı Bu sırada Sinan, acemi oğlanlıktan Yeniçerilocağınalgirmiş, 30 yaşında genç bir askerdi. Ordu sefere kalktığı zaman o da Belgrad ve Rodos önlerinde Türk kılıcının kudretile beraber çarpıştı; ser- hadlerden denizlere, kalelerden şehir: lere koştu. Mahaç ovalarında atlı sek- yürüdü, Rönesansın Budapeşteyi süsle- yen eserleri karşısında sanat kabiliye- * Yazan: RAP ŞE Vi İd — —© a o, kira asrı, , göğsünü kaplıyan beyaz sakalları | ve kara gözleri t bir. | y: minareler | önünde e rd, iğ ni tinin bütün alâkasile hayran kaldı. Muh. teşem kiliseler onda harpculuktan bam. başka hisler uyandırdı. Ordu İstanbula dönerken Sinan, de hasının ilk nüvvelerini taşıyordu. Bira; sonra Kanuni Sultan hurma SİM ve berrak varlak kubbeler 2 mimari alâkasının i taze akislerini yap kılıç, elde hançer Van kale. sine kadar uzanan Sinan, Haseki mey. kiini elde ettikten sonra Barbaros Hay. rettin ile beraber Korfo seferine de gitti, PUP Akdeniz ve Adriyatik sahillerini kap- a Roma ve Rönesans devri zi koca Hasekinin kafasına hâkoluy: padişahla beraber iştirâk ettiği seli de ordunun geçmesi için köprüler ya- pıyordu. Hele Prut nehri üzerinde on üç günde e köprü padişahın bile hoşuna gitm m Bu kö öprüyü biz gittikten sonra kâfir harap etmese de, bir kule yapsal muhafazası için bir miktar adam tey sak!, demişti. Sinanın ikbal devrini açan eser, ölen Ayas paşaya yaptığı bir türbe olmuştur. Yeni Sadrazam Lütfü paşa Yeniçeri ağa sına; — Mimar, Haseki olan Sinan subi şi olmak gerektir, bu kâre kadir kimes nedir, diye haber gönderdi. Yeniçeri ağası derhal Sinanı çağırttı: — Paşa hazretleri seni mimar etmeği mukarrer etti. Câiz e a bir başkasını tedarik eylel. inan, o sırada ölen ha asse mimarı Acem Alinin yerine geçmiş, İstergondeki yyen bir kiliseyi cami Devrin şaşaası ve İmparatorluğun kud. reti yavaş yavaş genişliyor, zaferlerini yi dilhun eden bir hadise, Sinana büyük eserlerinden birini yapmak fırsatını ver mişti. “Şehzadei muazzez ve mükerrem sultan Mahmet, vefat etmişti. Padişali oğlunun ruhunu taziz için Eskiodalar civarında bir cami yapılmasını istemiş, Sinan narin ve zarif iie cami , ini 5 yılda tamam etmiş Sinan daveamdan? yeni yeni eserler vücude getiriyordu. Bir türbeye başlar ken, bir başka imareti ikmâl ediyor, buna mukabil ikbal tahtına daha geniş bir liyakatle kuruluyordu Sinan, tam dokuz yıl uğraştıktan 406 ra nihayet su kemerleri ile İstanbulu bol bir suya da kavuşturmağa muvaffak ok muştu. Kırk çeşme, şehir solaklarındı —— >.