yacak, ayni zamanda Devlet bütçesi için de gayet gelirli bir menba yaratılmış olacaktır. Müstahsıl Devletin bütçe pınarları da istihsalden gelir. Hal- buki şimdi bütçemizi en ziyade besliyen menba istihlâktır. İstihlâki tazyik eden bütçeler ise daralmağa mahkümdur. İşte bir taraftan iktisadi istiklâlimizi tamamlamak, diğer ta- raftan Devlet bütçesini besliyecek ve genişletecek yeni, yeni menbalar temin etmek için Devletin aktif bir tesis ve istihsal faaliyetine geçmesi artık bir zaruret halini almıştır. Meseleye ihracat cephesinden bakınca, bu zaruret daha âcil ve daha şedit bir manzara arzeder. İhracatımız kıymet itibarile seneden seneye azalıyor: 1925 1926 1927 1928 1929 1930 1931 (Milyon lira olarak) YÖZA ” 186:da e VSR A — EAAD 1AS Z S LA 1272 (1925 senesi 100 itibarile) 100 96 82 90 80 718 66 Yani 1931 senesindeki ihracatımız 1925 senesine nisbetle ", 44 kıymetten düşmüştür. Zaten kronik bir tarzda menfi olan ticaret muvazenemizin bu suretle büsbütün menfileşmesi tehlikesidir ki, memleket iktisadiyatını koruma kararnamesile başlıyan devri açtı. İhracat kıymetlerimizin sukulunu —üç esaslı sebebe irca edebiliriz: 1 — Fiatların düşmesi. 2 — Rekabetin şiddetlenmesi, 3 — Pazarların kapanması, Fiatların düşmesi, irademizin fevkinde bir hâdisedir. Bununlaberaber, belli başlı ihracat mallarımızın hemen hiçbiri için dünya piyasa fiatlarının azamisini alamıyoruz. Bu, ya pamukta, yünde, deride olduğu gibi, kalite fenalığından, ya yumurta, arpa, fındık ve üzümde olduğu gibi, standart ve ambalaj tekniğimizin geriliğinden, ya tütün ve afyonda olduğu gibi, satış teşkilâtımızın noksanlığından ileri gelmektedir. Rekabetin şiddetlenmesinde bir taraftan dünya piyasalarına yeni, yeni rakiplerin çıkması, diğer taraftan büyük ticaret şartlarına intibak edemememiz âmil olmaktadır. 16