AKİS yağma edilmesine bu budalaların, yüzlerce pogromisti, yahudi kadınla- rın memelerini kesmeye, çocukla- rını boğmaya, kafataslanna çivi çak- maya zorlamadıktan açıktır. Bu ca- navarlıkları daima, kütlelerin ken- di inisyatiflerinin bir eseri olarak kabul etmek gerekir. Peki ama, XIX. yüzyıl rus ede- biyatının bütün dünyaya o kadar güzel ve ikna edici bir dille anlat- tığı akıllı-uslu, halim-selim ve iyi rus köylüsü, bu yılmak nedir bil- mez, gerçek ve adalet düşkünü in- san nerededir? Gençliğimde, bu tanıma uygun bir insanı Rusya köylerinde çok a- ramış, fakat ne yazık ki bulama- mışımdır. Köylerde daha çok, işine geldiği zaman saf görünmeyi mü- kemmelen beceren gerçekçi köylü- "koca ihtilâli yapan adam 9 Eylül 1967 lerle karşılaşmışımdır. Tabiat, rus köylüsünü budala yaratmamıştır ve o, bunu bilir. O, çetin hayatım en iyi şekilde yansıtan birçok hüzün- lü şarkı, birçok gaddar ve bayağı masal ve binlerce atasözü yaratmış- tır. Mujik, hiçbir zaman, aptal de- ğildir. "Şeytandan korkma, insan- lardan kork", "yakınlarını döv, ya- bancılar seni sayarlar" gibi sözler, hep onundur. Doğruluk kavramı hakkında pek de iyi bir kanaati yok- tur; "gerçek, insanı beslemez", der; “eğer iyi yaşıyorsan, yalanın ne Ö- nemi var?", der; "doğru adam, bir budala kadar zararlıdır", der. Rus köylüsü, kendini her işi yap- mağa muktedir ve yetenekli saydığı için, şu m yaratmıştır: "bir rusa vur; na hemencecik bir saat a "vurmak, dai- ARAŞTIRMA ma vurmak lâzımdır!", "insanın ye- mek için kudreti vardır da, çalış- mak için yoktur", vs. gibi... O, bu çeşit binlerce atasözüne, tekerlemeye sahiptir ve bunları us- talıkla kullanmasını bilir. Bunları çocukluğundanberi duyar ve içle- rinde saklı bulunan hüznü, acıyı, gerçeği, kendi kendisiyle alayı ve in- sanlara karşı birikmiş kini çok iyi kavrar, insanlar ve özellikle de şe- hirde yaşıyanlar onu çok rahatsız e- derler. Bunlar, mükemmel birer tu- feylidirler ve onun alınterini ve ka- nını emerek semirmişlerdir. Bu yüz- den o, âdeta ilâhi bir sevgiyle bağlı bulunduğu bu topraklar üzerinde boşuna yaşadığına inanır. Rus köy- lüsü, etiyle, kanıyla bağlı bulundu- ğu bu toprakların, kendisinden zor kullanarak çalındığı inana içinde- dir Vladimir İliç Lenin. Onu bu kıyafet in böylesine "kendini bırakmış", bir kanapede oturur halde görüp de, 'di ? e hayret etmemek mümkün 'mü? İşte, Bolşevik İhtilâlinin bir özelliği de, halktan ayrı düşmemeğe "çalışan liderlere sahip olmasıdır. Dışın e me bakıp da için uysal- lığına hükmetmek, rus halkını tanımamak demektir