AKİS taklarının emeklerini daha iyi değerlendirmekte, tüccar ve âmil ta- bir edilen aracılardan fazla para ödemektedirler. Örneğin, tüccar ve âmil, 1000 düğüm başına 50-60 ku- TUŞ öderken; kooperatifler 95 kuruş ödemeğe başlamışlardır. Ayrıca, ü- retici, dokuduğu halikın yok paha- sına aracılara kaptırma endişesin- den de kurtulmuş ve gerçek değeri- ne kooperatiflere satmağa o başla- mıştır. Halkın bu ilgisi karşısında kı- sa zamanda gelişen ve çoğalan ko- operatifler, ortakları olmayan köy- lüleri de uyarabilmek amacıyla pro- pagandaya başlamışlardır. Bunlar- dan Bozkurt Kooperatifi, yayınla- dığı bir broşürde, halka gerçeği şöy- le anlatmıştır: "Patronun önceden verdiği 5-10 liraya boyun büküp e- mir altına girme, emeğini ona ye- dirme! Göz nuru döktüğün işten başkası zengin olurken, sen ancak karnını doyurabiliyorsun. Koopera- tifimiz sırf seni düşündü. Koopera- tüf, senin sırtından adam olanı or- tadan kaldırıp, kân sana bıraktı. Hemen kooperatif ile anlaş, DE hını, ipliğini al, işini evine kur! İstemezük! Ne var ki, aynı günlerde Ispartada bir cadı kazanı kaynamaya baş- lamıştır. Köylülerin kooperatiflere girmesi, kendilerine halı dokuma- ması, satmaması ve işçilik ücret- lerinin yükselmesi karşısında deli- ye dönen tüccar ve aracılar, üreti- ciyi kandırmak ve kooperatifleri kötülemek için açtıkları kampanya- nın bir fayda vermediğini görünce, işi "Yüce Kafa havaleyi uygun bulmuş ve suyu başından kurut- mayı kararlaştırmışlardır. Çünkü bunlar, o güne kadar hem işçiye düşük ücret veriyor, hem kalitesiz malzeme kullanıyor, hem de eksik düğümlü halıları ateş pahasına pi- yasaya sürebiliyorlardı. kısa zamanda milyoner olanların sayısı hergün artmaktaydı. Fakat bu arada Türkiyenin halı ihracatı hızla düşüyor ve yabancı piyasa artık, türk halılarını beğenmiyordu.. Durumdan memnun olmayanla- rn başında, Başbakan Süleyman Demirelin kardeşi Şevket Demirel geliyordu. Nazmiye Demirelin kar- deşi olan bir şahısla Terakki Limi- ted Şirketi adı altında hah ticareti yapan Şevket Demirel, Halı Mü- essesesinin başındaki Zehra Özgü- rün Ispartada bulunduğu birgün, bu konuyu onunla tartışmış ve bu- 9 Eylül 1967 Bu yüzden' YURTTA OLUP BİTENLER Sümerbank Genel Müdürlüğü Devlet kapısı mı, tüccar yapısı mı? radaki iplik Fabrikasının genişle- tilmesini istemişti. Bu çatışmaların keskinleştiği gün- lerde, İktidann Isparta şubesinin Ankara üzerindeki baskısı artmış ve Sanayi Bakanı Mehmet Turgut, orta da hiçbir sebep yokken, o zama Sümerbank yöneticilerine Halıcılık Müessesesinin çalışamaz hale gel- mesi için baskı yapmaya başlamış, bununla da yetinmeyerek, müesse- senin başındaki Zehra Özgürü Ba- kanlıkta bir göreve atamayı de- nemiştir. Fakat Zehra Özgür diren- miş ve Bakanlığa gitmemiş, bunun üzerine yapılan baskılar daha da artmıştır. Yapılan işin Türkiye ve halk yararına olduğunu bilen Sü- merbank yöneticileri de baskıya bir noktaya kadar dayanmışlarsa da, Zehra Özgür, geçtiğimiz öğ yıs ayı ortalarında birgün, görevi: den alınarak, "Teknik Müşavir" adı altında kızağa çekilmiştir. Muhtemeldir ki, önümüzdeki ay- lar içinde Halıcılık Müessesesi ta- mamen dağıtılacak veya iş yapamaz hale getirilecektir. Bunun sonunda Ispartadaki "biraderler" ile, çoğu APli olan hah tüccar ve amilleri yine eski kazançlarına kavuşacak- lar, Sümerbank ve kooperatifler sa- yesinde bunlara haraç ödemekten kurtulan üreticiler, kaderleriyle yi- ne başbaşa kalacaklardır. Cevap bekleyen sorular Türk halıcılığı, böylesi ayak oyun- larıyla baltalanır, binlerce aile- nin ekmeğiyle oynanırken geçtiği- miz haftanın sonlarında "Demirel kardeşler"le ilgili çok ilginç iddia- lar ortaya atıldı: CHP Parti Mecli- si üyesi ve Samsun milletvekili Kâmuran Evliyaoğlu, Başbakan Sü- leyman Demirelin cevaplandırması isteğiyle; Meclis Başkanlığına ver- diği bir soru önergesinde, Şevket ve Hacı Ali Demirel biraderlerin çevir- dikleri işlerin (o açıklanmasını isti- yordu. Soru önergesinde belirtildi- ğine göre, Şevket ve Hacı Ali Demi- rel, ortağı ve yöneticisi bulundukla- rı "Cennet" ve "Sultan" Turizm Şir- ketleri için muhtelif yerlerden 4 milyon 460 bin lira kredi almışlardı. Ayrıca, yine Demirel biraderle- re ait -Nazmiye Demirelin kardeşi de ortaktır- Terakki Şirketine, Ke- ban Barajı inşaatında kullanılacak keresteleri temin ve nakil işi veril- mişti. Kâmuran Evliyaoğlunun, Başba- kan Demirelden cevabını istediği hu- suslardan birisi de, Hacı De- mirelin hissedarı ve müteahhidi ol- duğu Ankara Özel Yükseliş Koleji için 8 milyon liralık kredinin ne- reden ve nasıl sağlandığıydı. AP İktidarının Isparta şubesi o larak bilinen "Demirel biraderler"in, bunlara benzer "türlü çeşitli" işler- den milyonlar kazandıkları herkes- çe bilinmektedir. "En Büyük Demi- rel"in bunlara vereceği cevabı kes- tirmek ise güç değildir: Herhalde, önce, "Yok böyle şey!" ei son- ra peşinden ekleyece unlar, türlü “çeşi söylen- tilerdir. Ancak, ben vâ dersem vaa- dır.. 15