SİNEMA Ama, Muni'nin beyazperdedeki a- sıl başarıları, 1929'dan 1939a kadar uzanan on yıllık dönemde yer al- maktadır ve bu dönemde çevirdiği bir avuç filmiyle Muni, sinemanın hem sahne, hem de perdede aynı başarıyı ve kaliteli oyunu gerçek- leştirmiş sayılı oyuncularından biri- dir 1895'te Polonyada doğmuş olan bu musevi asıllı, ufak tefek yapılı adam, tiyatro oyuncusu olan bir ai- leden gelmektedir. Kendisi, henüz küçük yaştayken, ailesiyle birlikte Birleşik oOAAmerikaya göç etmiş, ilk defa 1918'de New York'taki musevi topluluğu olan "Yiddis Art Theater"da sahneye çıkmıştır. 1926'ya kadar bu toplulukla bütün Birleşik Amerikayı o dolaşan Muni, aynı yıl "Yiddish Art Theater"dan ayrılmış ve ertesi yıl, Burnet ile Ab- bot'un bir polis dramı olan "The Four Walls - Dört duvarcıyla sah- nede ilk büyük başarısını kazanmış. Si Bu piyesteki başarısı; Muni için, nı zamanda başka önemli deği- şikliklere de' yol açmıştır: Aynı pi- yeste başrolü oynıyan Bella Fin- kel'le evlenmiş, e zamana kadar a- sıl adı olan Frederich Meyer Weisen- fround adını o kullanırken, 1929'da sinemaya geçince Paul Muni adını kullanmaya başlamıştır. İki alanda başarı Muni, sinemaya, William K. Ho- ward'ın çevirdiği "The Valiant'- Yiğit"le başladı. Bir süre yalnız si- nemada çalıştı. 1931'de Elmer Rice'- ın "Counsellor-at- Law - Hukuk da- nışmanı" piyesinde ikinci büyük ba- şarısını kazandı ve bu piyesten son- ra 1939'a kadar kendini yalnız sine- maya vererek, bu alandaki en bü- HER ÇEŞİT ESKİ ve YENİ KİTAP ALINIR — SATILIR KİTAP İHTİYAÇLARINIZ İÇİN BIR TELEFON KAPIDIR. 123847 ADRES: BÜTÜNDÜNYA KİTAP SARAYI Selanik Caddesi No: 6/2 (AKİS: 350) yük başarılarını sağladı. Bunların başında, 1932'de Howard Hawks'ın yönetiminde çevirdiği "Scarface - Alkapon" gelmektedir. o "Alkapon", Muni'nin birazdan "uzman"ı olaca- ğı biyografik (o filmlerin ilkidir ve Muni bu filmde, içki yasağı Ameri- kasının en ünlü gangsteri Alka- pon'u bütün gaddarlığı, kurnazlığı ve tikleriyle, en küçük ayrıntıları- na kadar canlandırmasıyla dikkati, çekmektedir. Gangster filmleri (oarasında ilk şaheser (o sayılan bu filmden sonra, Muni, Mervyn Le Roy'un "I'ma Fugitive From a Chain Gang - Ben bir pranga mahkümuyum'u (1932) çevirdi. Amerikan adalet sisteminin sert bir eleştirmesi olan "Ben bir pranga mahkümuyum", Muni'nin başarısına çok şey o borçludur ve filmin, kamuoyundan gizlenen bir- çok gerçeği açığa vurması, ameri- kan infaz sisteminde köklü değişik- likler yapılmasına yol açmıştır. 1936'da Pearl Buck'ın, o vakitler "best-seller" niteliği kazanan "The Good Earth - Toprak ana" -veya "Sarı esirler" romanının beyazper- deye aktarılışında Louise Rainier ile birlikte başarılı bir çinli kompo- zisyonu yaratan Muni, 1936'da, hep- si de William Dieterle'nin yöneti- minde çevirdiği ünlü (biyografik filmler serişine başladı. (o Bunların ilki, kendisine bir Oscar kazandı- ran "The Story of Louis Pâsteur- Pasteur'ün hayatı"dır. Tıp alanının ünlü kişisini yarattığı bu filminden sonra Muni, ertesi yıl, bu defa ede- biyat alanının ünlü kişilerinden Zo- la'yı 'The Life of Emile Zola . Emi- le Zola'nın hayatı"nda canlandırdı. Nihayet 1939'da, John Huston'un bir senaryosu üzerine hazırlanan "Juarez"de, Meksikanın yerli asıllı büyük liderini unutulmaz bir usta- lıkla canlandırdı. Muni, 1939'da yeniden sahneye döndü ve sahne ile perde çalışmala- rını birarada yürütmeğe başladı. Ama bu defa ağırlık noktası artık sahneye kaymıştı. Nitekim bu dö- nemde filmlerinden çok, piyesler- deki oyunuyla ününü sürdürdü. Bunlar arasında özellikle Maxwell "Key Largo", Wanted - Ne istediklerini biliyor- lardı ve "Death ofa Salesman - Sa- tıcının ölümü" piyesleri başta gel- ip Ancak, kalbinden rahat- ız olan Muni, 1953'te "Inherit the Mind - Rüzgârın mirası" piyesinde- AKİS ki başarısından sonra sahneden de, perdeden de çekildi ve geçen hafta bir kalp krizinden bayata gözlerini yumuncaya kadar, çok sevdiği bu iki alandan da ayrı yaşadı. Sabır, titizlik ve çalışkanlık Birçok meslektaşının aksine Muni ne sahnede, ne de perdedeki meslek hayatında hiç bir "metod"a bağlı kalmamıştır. Eğer "metod" adı verilebilirse, Muni'nin uygula- dığı tek metod sabır, titizlik ve yo- rulmak bilmez bir çalışmadır. Per- dede bir avucu aşmıyan filmlerin- deki unutulmaz kompozisyonların- da da, sahnedeki başarılarında da hep bu ilkelere bağlı kalışının büyük payı vardır. Muni'nin çalışma tar- zının en iyi örneklerini, biyografik filmlerine hazırlanışında görmek mümkündür. Yılda kendisine su- nulan dört senaryodan istediği iki- sini seçen Muni, senaryoyu sadece, bir "ham madde" olarak kabul e- der, senaryonun dışında bir sürü kaynaktan yararlanmadan film çe- virmeye yanaşmazdı. Emile Zola'yı canlandırmak için yaptığı hazırlık bunun güzel bir örneğidir. İşe önce fizik benzerlikten başlıyan oMuni. Zola'nın bellibaşlı bütün fotoğraf- larını incelemiş, bu cansız fotoğraf- lardan aynı zamanda Zola'nın dav- ranışlarını, hareketlerini çıkarmaya çalışmıştır. Zola'nın bütün eserleri- ni okumuş, Zola hakkında yazılan başlıca kitapları incelemiş ve Zo- la'yı zamanının olayları içinde ele almıştır. Filmin içinde önemli bir yer tutmasına rağmen, yine de Zo- la'nın hayatının sadece bir bölümü- nü meydana getiren Dreyfus dâva- sı için senaryodaki bölümle "yetin- miyen Muni, Fransadan bu dâvanın bütün duruşma tutanaklarının foto- kopilerini getirtip incelemiştir. Ay- larca süren bu titiz çalışma sonunda filmin çekimi ogerçekleştirilirken. artık kameranın karşısında oyuncu Ptul Muni değil, her yönüyle müm - kün olduğu kadar Zola'yı andıran bir ihsan bulunmaktaydı. Operatör Doktor MUZAFFER ARGUN Kadın Hastalıkları Mütehassısı Tel: 12 79 43 (AKİS: 351) 9 Eylül 1967