AKİS nuna kadar, yalnız başıma da ol- tam, götürmekte kararlıyım!" Bu haftanın ilk günü, AP İl Genç- tik Kolu Başkanının yukarda sade- ce bir pasajı bulunan konuşma- sından tam 15 saat önce de, lâ- civert opantalonlu, naylon beyaz gömlekli, oldukça esmer kırçıl dal- galı saçlarım ikide bir sıvazlıyan or- ta boylu, kırk yaşlarında bir şahıs, Elmadağdaki ünlü Divan Otelinin barında gene AKİS muhabirine sun- tan anlatıyordu: "— Bundan beş-altı yıl öncesi- ne kadar cebinde bir simit parası bulunmayanlar, bugün milyoner ol" muşlardır. Bütün bunlar, Tekinel sayesinde olmuştur. Beni İhraç et- tiler AP'den. Üzüntüm, niçin beni ihraç ettikleri noktasında düğüm- leniyor. Elbette bir nedeni var bu- Divan Otelinin karşı tarafına bir gece önce park eden gösterişli ara- banın sahibinin anlattıkları, bütün İstanbulluları çok yakından ilgilen- direcek in hava taşımaktadır. Dağılan rü gerçekten de, İstanbul teşkilâtında Öylesine bir oyun oynanmaktadır YURTTA OLUP BİTENLER ki, AP'nin en ileri kilit mevkilerini tutanlar dahi bunu bilmemektedir- er. AP Genel Başkanının gözdesi o- labilecek bir mevkie -AP İl Genç- lik Kolu Başkanlığına, gelmiş bir gencin, artık tahammül noktasını aşan bir nedenle AP'den ve bulun- duğu mevkiden istifa etmesi hayli garip karşılanmıştır. o Sanılıyordu ki, AP'deki herkes, birtakım ard dü- şüncelerin tatbik sahasına konul- masına çaba sarfetmektedir. Oysa kazın ayağı hiç de öyle değildir. İstifası oObütün AP teşkilâtında Kafa bu olursa, traş da böyle olur! Son Havadisin yazarı, AP'nin mil- letvekili, İmralının ziyaretçisi, Demirelin şakşakçısı (o -"Demirel konuşurken saatler birer dakika gibi geçiyor. O ne tâlâkat, o ne be- lagat, o ne üslüp, o ne fikir, one ilim, o ne zerafet, one celâdet, o ne teravet.." diye yazmıştır- Tekin Erer, kafasının bazı şeyleri alma- ması yüzünden ve elifi gördüğün- de mertek sandığı İçin komünizm- le mücadele konusunda kriptola- rın | numaralı yardımcısı olduğu bu dergide belirtildiğinden kızmış- tı. Sütununda söylenmişti. Kafanın ne olduğunu herkese gösterecek yeni bir örneği, Erer daha bu haftanın başında, Allah- tan vermiş bulunuyor. Bu yaman adama göre, CHP. Türkiyede bir komünist faaliyetin varlığını kabul etmektedir. Doğrudur. Etmektedir. Bu faaliyetle en tesirli müca- dele yolunun da Ortanın Solu po- litikasının takip edilmesi olduğu- nu söylemektedir. Doğrudur. Söylemektedir. Tekin Erer bunları belirttikten sonra ve C.H.P.'lilerin "Türkiyede komünist faaliyetleri vardır. Ko- münist tehlikesi mevcuttur. Ancak bununla mücadele tarzı A.P.'lile- rin yaptığı gibi olmamalıdır" de- diklerini naklederek şöyle devam etmektedir: "Ya nasıl olmalıdır? Komü- nizmle nasıl mücadele etmeli, bu tehlikeyi nasıl oönlemeliyiz? İşte onların tedbirleri: Milliyetçi gazeteler kapanmalı, hiç olmazsa halk tarafından okun- mamalı, satıştan baltalanmalıdnr. 9 Eylül 1967 Tekin Erer Türkiyedeki bütün komünizmle mücadele dernekleri, buna müma- sil dernekler kapatılmalıdır. Pi- yasayı Lenin, Stalin, Karl, Marks, Nazım Hikmete alt kitaplar dol- durmalı, gazetelerde böyle eserler tefrika edilmeli, milliyetçi kitap ve neşriyat yapılmamalıdır. e Radyo- larda sol neşriyat yapılmalı, T.R.T. ye solcu bilinen kimseler yerleşti- rilmelidir. Okullara din dersleri konulmamalı. İmam - Hatip okul- ları, İslâm Enstitüleri tahdit edil- melidir. Bilhassa devlet ve hükü- met adamları Allah adını ağızları- na almamalıdırlar. Solcu yazarla- ra, komünist bilinen kimselere iti- bar edilmeli, milliyetçi yazarların kalemleri kırılmalıdır. Öğretmen- ler solculardan seçilmeli, bütün teşekküllerin başlarına solcular getirilmelidir." Nasıl, kafa! Bir gerçeği böyle- sine ters anlamak, için insanda ne kafa lâzımdır, değil mi? Tekin Ererin yazdıkları "Bun- lar yapılırsa komünizmin köküne kibrit suyu ekilir" diye kendisinin ve AP.'li borazanların her gün öt- türdükleri türküdür. Ortanın Solundaki CHP'nin ise şöyle dediğini, artık ümmi va- tandaşlar bile duydu: "Komünizmle mücadele böyle olmaz. Bu soyguna ve sömürüye elverişli düzen değiştirilmedikçe, gerekli sosyal ve ekonomik tedbir- ler alınmadıkça, Toprak Reformu yapılmadıkça, zenginler daha zen- ginleştirilip fakirler daha fakirleş- tirildikçe, vergi adaleti kurulma- dıkça, sosyal adalet ouygulanma- dıkça, emekçilerin ellerindeki hak- lar alınmak istendikçe, yabancıla- ra imtiyazlar tanındıkça, partizan- lık yarası işletildikçe siz ağızınız- la kuş tutsanız komünizm denilen illet gelir, memleketin başına her geçen gün biraz daha belâ olur!" Ya, Tekin Erer, biraz kafa bu basit gerçeği anlamaya yeter de artar bile. Kızacak hiç bir şey yok. Kafa dediğin de, ne yapalım, Al- lah yapısıdır. Vâ mı bunun başka türlü-çe- şitli izahı? 1