S | Türkiye Il sandalye *l1 masa — | film Bir ülkede film enflâsyonu, man- tar biter gibi çoğalan gecekon- du yapımevlerinin sinema endüstri- sini sarmasıyla kendisini gösterir. Genellikle, yapımevi başına düşen film sayısı 1-2'yi geçmez. Çoğu za- man yapımevleri, tek fimi çevirmek için kurulmuştur. Zaten çoğu da, bu tak filmi çevirdikten sonra or- tadan kaybolur, yerini bir başka "mantar" yapımevi alır. Bunun tam karşıtı gibi ogörünmesine rağmen aslında "1 sandalye * 1 masa — film" formülüne hiç de aykırı gö- rünmiyen bir şekli daha vardır. O da, yukarıdakinin aksine olarak, bir yapımevinin normalin üstünde fi çevirmesidir. Yılda yarım düzine- den iki düzineye kadar film çevi- ren, gerçekte kapasitesi 1-2 filmlik- ten başka olmıyan yapımevlerinin çalışması bu sınıfa girer. Yukarıda- ki formül, böyle bir durumda şu- nun için bozulmuş sayılmaz ki, or- taya konan bu yarım düzine, bir düzine, iki düzine filmin hepsi "çır- pıştırma"dır ve hepsi sıkılsa, için- den bir filmlik malzeme ve emek ya çıkar ya çıkmaz. Sinemamızın, özellikle 1948'den Fora döneminde rastlanan vi rum, "I sandalye * | masa — | film" formülüne tıpatıp uygun geçi- yordu. Yanlış koruma sistemi, or- taya birdenbire bir sürü yapımevi çıkarmıştı ve bu yapımevlerinin her biri, yılda 1-2 film meydana getiri- yordu. Nitekim, 1950-59 arasındaki on yıllık dönem topluca ele alındı- ğında, her yılın yapımevi başına düşen ortalama filminin 1.Si aşma- dığı görülür. Yine bu dönemde ve aynı zamanda sinemamızın tâ başlangıcından o 1960'a kadar yılda 5 filmden fazla çeviren yalnız bir yapımevi ortaya çıkmıştır ki, o da çok ve ucuz çırpıştırma film çevir- mekle ün yapmış bir yapımevidir ve o bile yılda 5 filmlik rekoru iki se- ferinde 6, bir seferinde 8, bir sefe- rinde de 9 filmle kırmıştır. 1960'tan sonraki dönemde, "1 sandalye * 1 masa — | film" for- mülünün ikinci versiyonu, ilkinin yerini alır. Yani oyapımevlerinin meydana getirdiği yıllık film sayısı bazan çok büyük rakamlara yükse- lir ama, yukarıda da belirtildiği gi- bi, bunların hemen hepsi çırpıştır- ma filmlerdir. Nitekim 1966 yılın- 9 Eylül 1967 NEM A daki durum yakından incelendiğin- de, bu gerçek iyice belirmektedir. 1966 yılında sansüre tamamlanmış olarak sunulan filmlerin sayısı 231'dir. Bu 231 filmi 85 yapımevi meydana getirmiştir. Yapımevi ba- düşen ortalama film sayısı 2.7ye yükselmiştir. Ama bu yükse- liş, gecekondu yapımevlerinin, ka- pasitelerini çok aşan sayıda çırpış- tırma filmler meydana getirmele- riyle sağlanmıştır. Nitekim 1966 yı- lı içinde 7 yapımevi 6'şar film, 2 ya- pımevi 7'şer film, 3 yapımevi 8er film ve yeni bir rekor olarak 2 ya- pımevi de 1l'er film çevirmiştir. O- nar yıllık arayla ele alınacak üç yıl- da sinemamızın durumu, yapımevi ve film yapımındaki bu enflâsyon- cu gelişmeyi, aynı zamanda formü- lün değişik kılığına rağmen, filmle- rin değişmiyen niteliğini ortaya koymaktadır: 1946da film yapımı- na fiilen 4 yapımevi katılmış ve 4 film ortaya koymuştur, yani her yapımevine | film düşmektedir. On yıl sonra 1956'da film yapımına fi- ilen 37 yapımevi katılmış ve 49 film meydana getirmiştir. Her yapım- -ine ortalama film düşmekte- dir. 1966'da ise, yukarıda belirtildi- ği gibi yapıma 85 yapımevi katılmış ve 231 film meydana getirmiştir, her yapımevine on yıl öncesinin iki ka- tı film, yani 2.7 film düşmektedir. 1946'da 4 yapımevinin her biri l'er ---a film çevirir ve 1956'daki 49 filmin 31'ini yine 31 film şirketi meydana getirirken, 1966'da 231 filmin yalnız 39'unu 39 yapımevi meydana getir- miş, geri kalanı, her. yapımevine 2'şer, 3'er, 4'er... I1l'er olarak dere- ce derece yükselmek şartıyla düş- müştür. Bütün bu rakamlar, yirmi yıldanberi sinema endüstrimize hâ- kim olan anlayış ve uygulamanın, bazan dışarıdan bakınca şaşırtıcı o- lan görünüşüne rağmen, hiç değiş- meksizin süregeldiğinl ortaya koy- maktadır. Bazılarının "sinemamız- da gelişme" dedikleri şey de, işte bu kof rakamların altında yatan, değişmiyen gerçektir. Sinemacılar Bir oyuncunun ölümü Sinema seyircilerinin en gençleri, Paul Muni'yi ancak, son filmi o- lan 1959'daki "The Last Angıy Man - Son kızgın adam "dan tanırlar. Ama uzun yıllar perdeden ayrı kalmış, son filmleri büyük bir özellik gös- termiyen Muni'nin değerini "Son kızgın adam"la anlamak hayli güç- tür. Yine sinema seyircilerinin ço- gu için Muni, Charles Vidor'un 1945'te çevirdiği ve Chopin'in haya- tim anlatan "A Song to Remember - Unutulmaz şarkı"da Chopin'in ho- cası rolünü oynıyan adamdır. Muni, bu filmdeki kısacık rolüyle, zama- nın moda oyuncusu Chopin - Cor- nel Wilde ile Georges Sand - Merle Oberon'u rahatça silerek dikkati çekiyordu. Muni, "Ben bir pranga mahkumuyum"da Beyazperdede unutulmaz roller 27