Cilt : XXIV, Sayı : 408 AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI 23 NİSAN 1962 YURTTA OLUP BİTENLER Millet İki politika anlayışı Bitirdiğimiz haftanın içinde, mille- ibretle açılmış gözü Önünde İki politika anlayışı bir defa daha kar- şı karşıya geldi ve bir defa daha bun- lardan dürüstü, ötekini altetti. 22 Şubat hadiselerine karışanlar- la alâkalı bir af teklifi, o geceyi takip eden hafta Büyük Meclise gelseydi milletin temsilcileri ayağa kalkacak- lar ve tasarıyı hiç münakaşasız, alkış- lar arasında kabul edeceklerdi. Tıpkı, dramatik akşamın ertesi günü, mille- tin makus talihini yeniden yendiğinde zerrece şüphe etmedikleri, hatta bu orada kendi talihlerini de kurtardığı için şahsi minnet hissiyle dolu bulun- dukları. İsmet Paşayı ayakta, alkış- larla karşıladıkları gibi.. 22 Şubat gecesi, A. P. Genel Başkanı Ragıp Gümüşpalanın, badireyi atlatabilmek için hiç bir tavizi kâfi bulmadığı, o- rıunla birlikte bütün partili arkadaş- larının her fedakârlığa hazır oolduk- ları artık hiç kimsenin meçhulü de- lildir. A. P. Genel Başkanı Ragıp Gümüş- pala ile partili arkadaşlarının, aynı ruh haleti içinde oldukları bir gece daha vardır. 22 Şubat gecesinin üze- rinden iki ay geçmişse, o birinci ge- cenin üzerinden altı ay geçmiştir. Bü- tün politikacılar, Türk Silâhlı Kuvvet- lerinin temsilcileriyle karşı (o karsıya geldikleri o gece hiç bir itiraz sesi yükseltmemişlerdir. Bir (o protokolun altında, gösterilen yere imzalarını bas- mışlardır. Bir tek istisnasıyla: İsmet Paşa. Sâdece İsmet Paşadır ki politika an- layışından, devlet anlayışından, sözü anlayışından, Anayasa hakimi- yeti anlayışından en ufak fedakârlığı kabul etmemiştir Ama, ne zaman? O en kritik akşamlar! Bundan altı ay önce, eğer İsmet Paşa vaziyet almasaydı, bugünkü af şampiyonları Kayserinin kapılarının e- bede kadar kapalı kalmasını o kabul edeceklerdi. Bundan altı ay önce, eğer İsmet Paşa vaziyet almasaydı, 147'ler hak- kındaki her tssarruf bir proto- kolün ihlali mânasına gelecekti. 4 Unutulmaz 22 Şubat gecesi yola, dizilen askeri vasıtalar Hafiza-i beşer nisyan ile malül dedikse de... Bundan iki ay önce, eğer İsmet Paşa vaziyet almasaydı bir Albaylar Juntası, memleketin başında olmasa da, Ordunun içinde bağdaş kurup otu- racak ve bir Gölge İktidar gibi fetva- lar verecekti. Bu juntanın, kendisine verdirdiği önemi şuradan anlayınız ki koca Kara Kuvvetleri Komutanı -Or- general Muhiddin Önür- Nuri Beşer hâ disesiniiki Albayla, Harp Okulunun Komutanı Albay ve Ankara Merkez Komutanı Albayla müzakere etmiş, onlardan direktif almıştır. Türk Si- lâhlı Kuvvetlerinin hiç bir ananesine uymayan bu duruma o gece nasıl son verilmiştir, bunu, Hava Kuvvetleri karargâhında sabahlayanlar, unuta- mazlar. Şimdi, durumun değiştiği havanın farklı olduğu, kuvvet dengesinin oy- nadığı zehabı bu İsmet Paşaya şan- taj yapılabileceği, rest çekilebileeği, boyun eğdirilebileceği, inanmadığının yaptırılabileceği hayalini çeşitli o zi- hinlerde yeşertmiştir. Bunların hepsi, bitirdiğimiz haftanın sonunda' boyla- rının ölçüsünü almış bulunuyorlar. Ama, nasıl unutuyorlar ki kendi- leri gibi, politika anlayışı. "Köprüden geçinceye kadar ayıya dayı demek"- ten ibaret bir başka politikacı daha bu topraklarda yaşamıştır. Başı sıkıştı- ğında "Ban neyim ki? Ben sizin aya- gmız altında, şu kapı önündeki pas- pasım", "Siz her şeye muktedirsiniz v cektir.. Siz isterseniz, Hilğfeti bile geri geti- rebilirsiniz", "Şu kanunu kabul edin, artık her şey bitecek" demekten, gök- teki ayı bile vaad etmekten, ağlayarak "Hiç haberim yoktu, Demek tekaüt etmişler? Ama siz bunun kanuni ol- duğunu beyan edin, bundan böyle o madde hiç kullanılmayacaktır. Size şe- ref sözü veriyorum" diye boyunlara sarılmaktan çekinmemiştir. O sıkışık anı geçiştirdikten sonra ise, kendisine kanmış olanları hiçe saymış, onların üzerine yürümüş, yuvalarını yapmayı marifet bilmiş, politikada ahlakın ah- laksızlıktan ibaret bulunduğunu bu millete kabul ettirtmeye, ona bu inan- cı aşılamaya çalışmıştır. O politikacıyı astılar! Hükümet Akıl için yol (Kapaktaki Bakan) İsmet İnönü, gayet sakin: "— O halde, müzakere bitmiştir!'» dedi. Muhatapları, hayretle Başbakana baktılar. O aynı sükünetle devam et- ti: "— Toplanır ve kararınızı verirsi- niz! Benim için, bu gibi hâdiselerin hiç bir önemi yoktur. Meclisin içinde e dışında, dostluğumuz devam ede- İktidarda olmak veya Muha- AKİS, 23 NİSAN 1962