DÜNYADA OLUP BİTENLER Berlin Ateş ve duman Geride bıraktığımız haftanın basında Amerika Dışişleri Bakanı Dean Rusk ile Sovyetlerin Washington Bü- yükelçisi Dobrinln arasında Berline dair müzakereler başlayacağı sırada yayılan söylentilerin büsbütün asıl ve esastan mahrum olmadığı anlaşıl- mıştır. Washington'da başlayan bu görüş- meler, yıl basında Amerikanın Mosko- va Büyükelçisi Liewelyn Tthompson'un Moskovada Gromiko ile, sonra bizzat Dean Rusk'ın yerine Gromiko ile Ce- nevrede silahsızlanma çalışmalarına paralel olarak yaptığı temasların bir nın Berlin hakkında yeni ve cesurane bir planla masa başına oturacağı ve bu plânın şimdiye kadar Batılılar ta- rafından ileri sürülmüş ve savunul- muş olan esaslardan hayli ayrıldığı bildiriliyordu. Haber Bonn'dan sızdırılmıştı. Bir Amerikan gazetesinin Bonn muhabi- ri nasılsa bu vesikaya dair bazı bilgi- ler elde etmiş, fakat vesikanın tama- mı ele geçirilmediği için bazı noktalar biraz yakıştırmaca mahiyetinde kal- mıştı. Bu vesika Amerika Hükümetinin, Washington'da Rusk - Dobrinin gö- rüşmeleri başlamadan evvel mütte- fiklerine bilgi vermek için gönderdiği vesika idi. Bonn, sırrı muhafaza ede- memiş ve söz ayağa düşürülmüştü Olay diplomatik bir çatışmaya bile sebep olmuş. Washington meseleyi Federal Almanya nezdinde protesto- ya yakm bir ifade ile bir serzeniş ha- line getirmiştir. Haberin, Amerikan plânından hoşnut olamayan Federal Almanya yetkilileri tarafından kas- den yayıldığı iddiaları üzerine Bonn hükümeti neşrettiği bir açıklamada Federal hükümetin bu konuda hiç bir yayın yapmadığını bildirmek zorunda kalmış, fakat bu, Amerika Dışişleri- nin teessüf ifade eden bir beyanatı- na, mani olamamıştır. Planda ne var? Amerikan Hariciyesinin açıklama- sında yalanlanan bir nokta şu idi: Amerika Sovyetlerle müzakerede Ba- tı Berlindeki müttefik kuvvetlerin a- zaltılabileceğini ifade edecekmiş. Dış- işleri Bakanlığı bunu kafi surette red- detmektedir ve gerçekten de "Ame- rikan plânı" denen şeye karşı Bonn'- dan ve Paristen yükselen hoşnutsuz- luk mırıltıları da bilhassa bu nokta üzerinde toplanmaktadır. Bonn ve on- dan çok Paris, Amerikanın gıyapla- 20 Dean Rusk İnsanlar konuşa konuşa.. rında bazı taahhütlere girmesinden, bazı anlaşmalara varmasından kuşku- lanmaktadırlar. Gerçi Federal Alman yadan ziyade Fransanın bu husustaki hassasiyeti biraz garipçedir. Zira İ- kinci Dünya Harbi sonunda ne Yalta- ne de Potsdam konferanslarına davet edilmiş olan Fransa, Berlinin dörtlü- rejimine son dakikada katılabilmiş, bu suretle yenilgisini zafere tebdil ede» bildiğine inanmış görünen Batılılar- dandır. Fakat o zaman olduğu gibi bu- günde General De Gaulle'ün büyük a- Imganlığı aynıdır ve şartları değişik olmasına rağmen, Fransa aynı lanmalar içindedir. Amerika Dışişleri Bakanlığının ya- lanladığı bu noktadan başka, üzerin- de durduğu diğer bir nokta da Sovyet- lerle girişilen temasların müzakere mahiyetinde olmadığı, bundan evvel- kiler gibi karşılıklı görüş ve tutumla- rı aydınlatmaya matuf temasların ba- his konusu olduğudur. Geri kalan nok- taların, sızan haberde bildirilen nokta- lar olduğu ve bunların plânda yer al- dığı anlaşılmıştır. Şöyle ki: Batı Ber- line giden yolların kullanılmasının milletlerarası bir organ o tarafından kontrol edilmesi ve bu organa Doğu Almanyanın da katılabileceği, iki Al- manya arasında teknik müzakereler ve karma komisyonlar, hudutların zorlanmayacağına dair.teminat ve a- tom silahları gibi.. sur Hudutlar ve ötesi Batı Berline giden yolların milletler- arası bir kontrol altına konması fikri, Sovyet Rusyanın Doğu Alman ya ile bir sulh akdetmesi halinde tat- bik edilecektir. Bu takdirde Batılılar Doğu Almanyayı, tanımaya devam e- deceklerinden, kontrol organına Do- ğu Almanya İştirak etse dahi, işin so- nunda Batılılar yine Sovyet Rusyayı muhatap tutacaklardır. Ne var ki bu karışık usülün, yine de Doğu Alman- yayı tanıma yolunda bir adım teş- kil ettiği fikri silinmemiştir. Öte yan- dan bazı teknik hususlar için dahi ol- sa Doğu ve Batı Almanya makamla- rının temasa geçmeleri de yine bu yol- da bir adım telâkki edilmektedir. Amerikan tekliflerinde hudutlar hakkında da tehlikeli hükümler bu- lunduğu iddia edilmektedir. - Bun» göre, sulh andlaşmasına kadar Al- manyanın hudutlarını değiştirmek maksadile zor kullanılmayacağına da- ir Varşova ve NATO Paktı devletle- ri bir deklarasyon yapacaklardır. Tabii bu noktada akla ilk gelen Almanyanın Doğu hudutları, Polon- ya ile olan Öder - Nelsse hattıdır. Fa- kat öte yandan bu hükme iki Alman- ya arasındaki hudut da, hatta Berli- ni ikiye bölen duvar da girmektedir. Batılılar ancak birleşmiş bir Alman- ya ile sulh aktedilebsileceğini düşün- düklerine ve bugün için birleşmenin muhal göründüğüne ve nihayet son plânın bu imkânsızlığı âdeta temelli bir hale getirdiğine göre, bazı müşa- hitler bu hudut tekliflerini statüko- nun kabulü, yani Doğu Almanyanın kat'i olarak Sovyet blokuna terkedil- diği geklinde yorumlamaya meylet- mektedirler. AKİS, 23 NİSAN 1962