İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Piyasa Vur, fakat dinle İki Avrupalı oisyoner Afrikaya git- mişler. Yamyamların arasına gir- mişler. Kendilerine insan yemenin ne kötü şey olduğunu anlatmaya koyul- muşlar. Bunda muvaffak da olmuşlar. Yamyamlar, insan yemekten vaz geç- mişler. Bunun üzerine, misyonerler- den biri ailesini görmek üzere, gönül rahatlığı içinde oradan ayrılmış. Dö- nüşünde, bir de bakmış arkadaşı yok. "Hayrola! Bizim ahbap nerede?" di- ye sormuş. Yamyamların başkam, ba- -n1 BERE sallamış: — Sizin arkadaş konuştu o kadar ci biz bulamadık başka çare ki o- nu yemek!" Türkiyenin kalkınmasında en bü- yük rolü olması gereken iki Bakanı, Bayındırlık Bakam Emin Paksüt ile Sanayi Bakanı Fethi Çelikbaşı görme- ye gidenler çıkışlarında, yamyamlara hak vermekten kendilerini alamıyor- lar. Yarım saatlik bir görüşmede Ba- kanları yirmidokuz dakika anlatıyor- lar ve sonra, birden hatırlarına gelmiş gibi soruyorlar "— Sahi, siz ne söyleyecektiniz?" Üstelik iki Kalkınma Bakanının, bütün ziyaretçilerine "söz gelişi" an- lattıkları da hep aynı laflar. Bu yüz- dendir ki şimdi Mecliste, Emin Pak- sütün teşbih hikâyesi, "bu a sizin için hazırlatmadım ama gelmişken” i ve Fethi Çelikbaşın “bey. ler"i ziyadesiyle revaç bulan şakalar. Ama bunların ötesinde, bütün memle- ket iş hayatının açılmasını beklerken, o kapının anahtarını elinde tutan iki Emin Paksüt Yamyamların ağızına layık Bakan laftan fille vakit bulamamak- Bitirdiğimiz haftanın içinde bir gün, İstanbulda oturduğu için piyasa- nın nabzım iyi bilen ve derde doğ- ru teşhis koymuş bir eski Bakan şöy- le dedi: "— Şimdi, ihale ilânlarının muka- yeseli bir tasnifini hazırlıyorum. 4 A- gustos 1958 den önceyi, o tarihle 27 Mayıs 1960 arasım, 27 Mayıs 1960- 15 Ekim 1961'i ve ondan sonrasını bö- lüm olarak seçtim. Şu anda, eğer ger- çek bir salah bekliyorsak gazetelerde ihale ilânlarından geçilmemesi lâzım. Halbuki bunları, mumla ara ki bula- sın.. Gerçekten de, bizzat Başbakan İs- met İnönünün bütün arzusuna, teşvi- kine ve nutuklarında yaptığı açık vaad- lere rağmen devletin iki büyük yatırı- Fethi Çelikbaş “Az iş, çok laf?" mini yapacak Bayındırlık ve Sanayi Bakanlıkları makineyi o çalıştırmaya bir türlü muvaffak olamamışlardır. Onların "özel sektör"deki nutuk me- rakına Maliye Bakanı Şefik İnanın "resmi sektör"deki konuşma merakı katılınca ve emisyon ile enflasyon Ma- liye Bakanlığında birbirine pek karış- tırılınca hareket de, bereket de bir tür- lü başlamamakta, kıpırdanmak için bütün iyi niyete sahip piyasa canlan- mamaktadır. Bir iş adamının teşhisi : "— Sadece huzur değil, canlı piya- sa da kapımızın önünde.. Ama kapıyı açıp onu içeri alırken E kaç kişiyi dışarda bırakmamız şar Herkes gider Mersine Bayındırlık Bakanı Emin Paksütün çalışmadığını söylemek sâdece in- Şefik İnan Konuşkan bir zat safsızlık değildir. £ Aynı zamanda imkânsızdır da.. Paksüt çok za- man pazarları da dahil, makamın- dadır ve bir faaliyet içindedir. Bakan- lığa bir nizam ve intizam verdiği, po- litik tesir için gelenlerin ayağını kıs- men kestiği, bunlara karşı hatta ba- zen lüzumundan fazla sert muamele ettiği, prensibinde titiz olduğu doğ- rudur. Bitirdiğimiz hafta Türkiyede- ki bütün Bayındırlık Müdürlerini baş- kentte topladı, onlara uzun, uzun, uzun nutuk çekti, meselelerin müzakeresini açtı. Bayındırlık Müdürleri en ziyade yol işini görüşmektedirler. Daha son- ra, bu çeşit toplantılarda su ve okul meseleleri de ele alınacaktır. Bunla- rın birer faaliyet olduğu muhakkak- tır. Ancak, "mükemmel memur" ku- maşından yapıldığı ortadayken, kade- rin Bakan olarak bir önemli sahanın başına getirdiği Emin Paksüt, bütün bir milletin, gözünü dikmiş, "Allah Hilali aşkına" şu iş hayatının canlan- dığını elle tutulur, gözle görülür şekil- de hissetmek için yandığı sırada masa başında çalışmaktan -ve konuşmak- tan- kendini alamamaktadır. arabbi, şu yatırımlara başla. Şu ihale ilânları birbirini takip etsin. Bu seneki programında, eksik tesislerin tamamlanması mı var? Onlara sarıl- dığını halka göster. Yol mu tamir edi- yorsun? Bunu bağır, haykır, ilân et.. Hayır! Memleket böyle bir lüzumun tam içindeyken ve rejimin oselâmeti her şeyden çok buna bağlıyken Emin Paksüt için mahviyet gösterişli iş yap- mamak, sessiz kalmak, mızmız faali- yet göstermektir. Dinamik ve canlı bir Bayındırlık Bakanına ziyadesiy- AKİS, 23 NİSAN 1962