dir. Adet ve geleneklerine çok o bağlı ülkeler halkının bile, hatta bu gele- neklerinden zerrece fedakarlık etmek- sizin, iyi ve ileri metodlara uyuverdi- ginin sayısız misalleri vardır. Memleketimizde çok sesli (o koro *serlerinin ve bizzat koroların gelişti- rilmesi yönünde 1935 ile 1950 yılları arasında bir gayret gösterilmiş, bes- tecilerimiz birçok armonize halk tür- küleri yazmışlar, daha da ileri gide- rek aslında form bakımından ke lerimizle yabancı olan, "kantat" ve "oratoryo" gibi, besteler yapmışlardır. ri bir kısmı söylenmeye söylenmeye ar- tık unutulmaya yüztutmuş o gibidir gayet biran için bu eserlerin tutul- madığı veya bir tecrübe devresinin ürünleri oldukları ileri sürülüp bu id- dia kabul edilse dahi, bestecilerimizin neden bu yolda yeni ve daha mükem- mel eserler verecek şekilde çalışma- dıklarını sormak gerektir. Koroların, halk türküleri armoni- zasyonu yoluyla Batı müziğine geçiş- te, halk eğitimi için nekadar büyük faydalar sağladığı münakaşa götür- mez. Bir koronun kurulması ne büyük masraflara, ne muazzam bütçeye, hat- tâ ne de virtüöz hançerelere ihtiyaç gösterir. Buna rağmen memleketi- mizde hâlâ sürekli olarak faaliyette bulunan -Ankara ve İstanbuldaki ope- ra korolarından gayri - kaç profesyo- nel veya amatör koro vardır? Müzik öğretimi yapan müesseselerimizde bi- le bir daimi koro mevcut değildir. Toplama üyelerle yapılan geçici çalış- malar da hiçbir esaslı fayda sağlama- maktadır. O halde kabahat kimdedir? Folk- lor kaynakları -1930 sıralarında Tür- kiyeyi ziyaret eden ve Toroslarda yap- tığı gezilerle halk müziğimizi oetüd eden büyük besteci Belâ Bartok'un da belirttiği gibi-, bir hazine değerinde o- lan, hevesli, anlayışlı ve ileri fikirli bir gençlik kütlesine mâlik bulunan bu bakir ülkenin öz kaynaklarım iş- leyeceğine, yabancı ülkelerdeki burs- lar peşinde koşanlarda mı, yoksa bes- teciliği milli karakterinden çıkarıp teknolojinin -müziğe tatbikinden ibaret melez ve gerçek sanattaki değeri çok meçhul alanlara saptıranlarda mı? Sorulması dajma mümkün bunun gibi birçok soruların tek cevabı aydınları- mızın en güzide zümresini teşkil eden bestecilerimizin memleket hayatında gerektiği kadar aktif ve verimli duru- ma, her nedense, bir türlü gelemedik- leridir. Bunda da, öyle sanıldığı gibi. Konservatuar Yasasının bir türlü çık- mayışının veya elde Konser Salonu bulunmayışının hiç mi hiç tesiri olma- sa, gerektir. 30 RAD Teşkilât Yenilik Ankara Radyosu onbeş günden beri yeni yöneticilerle çalışmaktadır. Müdür, Türk Müziği Yayınları Şefi, Başmühendis ve İdari İşler Şefi baş- kent radyosunu yönetenlerin başında görünen yeni kimselerdir. Diğer ser- vislerde de, radyoculuk ve radyocu- lukla ilgili alanlarda tanınmış kimse- ler vardır. Bu yöneticilerden yeni bir radyocu- luk anlayışı, doyurucu programlar ve gerçekten millete faydalı ( olabilecek bir radyo beklenebir Herhalde bu soruyu sormak için vakit rok er- kendir. Fakat sabrı tükenen dinleyi- cinin daha fazla beklemeye taham- mülü olmadığını da ilgililere hatırlat- mak gerekir. Ankara Radyosunun yeni yöneti- cileri eskiden de radyo içinde başka görevlerde bulunmuş veya bir iki yıl önce aynı işte çalışmış kimselerdir. Radyoyu, radyonun çalışma şeklini, radyodaki elemanların durumlarını ve dertleri gayet iyi bilmektedirler. Aralarında başkent radyosuna yıllar- ca emek verenler çoğunluktadır. Bu yöneticilerin yerine başkalarını bul- mak ta bir o kadar zordur Herşeye rağmen, Ankara Radyosu- nun başarıya ulaşmasını beklemekte pek o kadar kolay olmıyacaktır. Bu- nun sebeplerinin başında, bir zaman- lar AKİS'in radyo yazılarını hazırla- YO yan şimdiki Radyo Müdürünün belirt- tiği noktalar yoktur. Gerçi bu nok- talar da çok önemlidir, fakat yalnız eleman eğitimi, ücret, radyo yönetme - liği hazırlama, radyonun tarafsızlığı- nı kesinleştiren bir kanun çıkarma meselelerini yoluna koymak Ankara Radyosunu değil, herhangi bir rad- yoyu bile başarıya ulaştırmak için yet- mesi Bir radyo yönetiminde aranan en önemli unsur, Ankara Radyosunda yıllardan beri görülmeyen özellikler- den biridir. Ankara Radyosu bundan önce de değerli yöneticileri içinde top- lamış, çeşitli sanatçıların tanınmasına sebep olmuş ve dinleyicinin merakla izlediği programlar yayınlamıştır. Fa- kat aynı radyo yönetiminde personel arasında sıkı bir işbirliği, birbirinin görgüsüne ve bilgisine saygı ve tam anlamıyla bir ekip çalışması çok Bn- der görülmüştür. Yenileştirme çabaları Bugün Ankara Radyosu çeşitli (o söz rogramlarım kaldırmış bulun- maktadır. Onların yerine bir iki tane yeni program hazırlanacaktır. Bu a- rada, Türk Müziği Yayınları o esaslı bir revizyondan geçirilmektedir. Bu revizyonun etkilerini, pek sık olmasa lardan başka, radyonun çalışma siste- minde geniş çapta değişiklikler ya-' pılmakta ve herşeyin, ihtiyaçları ba- sit şekilde karşılayabilecek bir düze- ne girmesi sağlanmağa çalışılmakta- dır. Bütün bu yapılanların sonuçları hakkında bir fikir sahibi olabilmek için zaman daha çok erkendir. Bununla beraber, acaba başkent radyosunu yönetenlerin arasında bir anlayış, beraber çalışma azmi, birbir- lerine inanç ve ekip çalışması isteği var mıdır? Bunu da daha ilerde, An- kara Radyosunun yeni programlarını dinlerken kestirmek mümkün olacak- tr. Bu birlik ve beraberlik kurulduğu takdirde yaratılacak olan hava za- manla bütün personele de yayılacak ve muazzam bir kitle tarafından izle- nen başkent radyosunun çalışmasını ahenkleştirmek te bu şekilde mümkün olacaktır Bu arada Türkiye Radyolarına bir yön vermesi beklenen "Türkiye Rad- yo ve Televizyon Genel Müdürlüğü Kanunu"nun da çıkmasını sağlayacak çalışmaların sonuçlanması şarttır. Basın - Yayın ve Turizm Bakanlığın- da bu konuda bir hayli emek sarfe- dildtği halde, kanun tasarısı ohalen Türkiye Büyük Millet Meclisine sev- kedilmemiştir. AKİS, 23 NİSAN 1962