YURTTA OLUP B İTENLER Nuri Beşer adalet önünde Son pişmanlık Milat olan şeker hastalığı pençesini Sancara da uzatmıştır. Normal bir re- jim yapmaktadır. Günde mutlaka 7 saatlik uykusu vardır. Hayatının en büyük zevki Bostancıdaki evinin bah- çesiyle uğraşmaktır. Dananın kuyruğu Koalisyonun A. P. kanadının kati urumu, salı günü Meclis ve Se- nato Gruplarının yapacağı müşterek toplantıda belli olacaktır. O gün A. P nin temsilcileri 22 Şubat affı için de, Koalisyonda kalıp kalmama husu- sunda da kararlarını o vereceklerdir. Cuma akşamki usun toplantının hava- li, A. P. için şansın Koalisyondaki yerini başkasına kaptırmamak oldu- -u intibaını kâfi derecede uyandır- . mıştır. Anlaşılan başka bir gerçek, şahsi Bakan olma heveslerini tatmin i- gin bir takım kimselerin -tıpkı D. P devrinde olduğu gibi - Romayı yak- mağa hazır bulunduklarıdır. A. P. li temsilcilerin, arabalarını böyle yıl- dızlara bağlamaları ihtimali yakın bir ihtimal değildir. Nihayet, bir takım çevrelerin gerçek temayüllerinin de Yeni İstanbul - Son Havadis- Büyük Zafer triosunun aksettirdiği temayül- den 180 derece uzak olduğu ve A. P. nin birden bire kendisini açıkta mu- allakta hissetmesinin kuvvetle muh- temel olduğu ortaya çıkmıştır. e İnö- nüyle münasebetlere gelince, açıklık ve dürüstlükle her makul görüşün Başbakanın desteğini kazanacağı, a- ma Başbakana açıklık ve dürüstlük dışı manevrayla hiç kimsenin hiç bir şey yaptıramayacağı belli olmuştur. Salı günü, A. P. şunu hesaba ka- tacaktır: İnönüsüz kalırsa, karlı mı çıkacaktır, zararlı mı? Başında İnö- nü bulunmayan bir iktidar Kayserinin kapılarını açabilir mi, açamaz mı? Bu, eğer af Teşkilâtın ciddi arzusuy- sa, dikkatle kaale alınacaktır. Hesaba katılamayacak olan şu- dur: İnönüye rağmen, İnönü ile birilik- te iktidarda oturabiliriz! Adalet Bir serencam Avukat Feridun Hendek, müvekkili Nuri Beşerin tahliyesini talep etti- ği sırada saatler 16.10 u gösteriyordu. Kır saçlı, geniş kırmızı yakalı cüb- besinin içinde olduğundan daha ufak tefek görünen hakim Sırrı Kalayoğ- lu - Osman Bölükbaşıyı D. P. devrin- de tahliye eden Keskin hakimidir- ta- lebi reddettiğini bildirince sanık Be- şerin sıkı sıkıya muhafazaya gayret ettiği itidali kayboldu. Yutkundu ve sendeler gibi oldu. Nuri Beşer biraz sonra Adliye sarayını, geldiği gibi, el- leri kelepçeli terkediyor ve kendisini Merkez Cezaevine götürecek kırmızı otomobile biniyordu. Hâdise, geçen haftanın ortasında çarşamba günü cereyan etti. O gün. Adliye Sarayının koridorlarında belir- li bir kalabalık göze çarpıyor, Emni- yete mensup sivil ve resmi memurla- rın çokluğu ayrıca dikkati çekiyordu. Kalabalığın içindeki meraklı bazı ha- nımların fısıltı halinde konuşmaları ilgi çekici bir olayın başlayacğına delil sayıldı. Saatler 9.05 i gösterirken Merkez Cezaevinin kırmızı otomobili, merak- la beklenen sanığı mahkümların in- dirildiği mahalle üç jandarmanın a- rasında, elleri kelepçeli olarak bırak- tı. İnce çizgili siyah elbisesi itinayla ütülenmiş, desenli siyah kravatı dik- katle bağlanmış, kunduraları boyalı, matruş sanık Nuri Beşerdi. A. P. 11 milletvekili Beşer, Türk Silâhlı Kuv- vetlerini alenen tahkir ve tezyiften sanık bulunuyor, teşrii (o masuniyeti kaldırıldığından dolayı tutuklu olarak Merkez Cezaevinde yatıyordu. Duruşma 9,15 de İkinci Ağır Ceza Mahkemesi salonunda, büyük bir din- leyici kalabalığının önünde başladı. Beşeri, Ankara Barosu avukatların- dan Feridun Hendek ile Samsun Ba- rosu avukatlarından Osman Şahinoğ- lu savunuyorlardı. mutad seremoniyle açıldı. ” hüviyeti tesbit edildi. o 19 tarihinde sorgu yargıçlığınca alman karar okundu ve Beşerin ifa- desine geçildi. Solgun, adaleleri gerilmiş, ellerini önünde bağlayarak konuşmağa baş- layan A. P. nin Zonguldak milletveki- li şöyle dedi: — Olayı başından sonuna bir bir arzedeceğim beyefendi. Sonra, tok sesiyle olm başından sonuna kendi açısından tekrarladı. Beşer hâdisenin bir baştan öte- kine tertip olduğunu söyledi, İller Ban- kası Genel Müdürü Selahattin Babü- roğlu yerini sağlamlaştırmak için böyle bir tertibe başvurmuştu. Üste- lik o gün Babüroğlu, aşırı derecede sarhoştu ve söylenilenleri doğru dü- rüstanlamamıştı. Hattâvehattâ, ken- Selahattin Babüroğlu Bir gecenin hikâyesi