da işçi temsilcisi milletvekili ve sena- tör hemen hemen yoktur. Cumhurbaş- kanlığı kontenjanından bir senatörle, hasbelkader Meclise girmiş olan Nu- ri Beşerin bu muazzam kitleyi temsil etmesi aklın almıyacağı bir gerçektir. Böylece yeşeren fikir, İstanbulda doğmasıyla ölmesi aynı güne rastla- yan İşçi Partisinin durumu da göz ö- nüne alınınca, nisbi temsil sisteminin verdiği imkânlardan faydalanmak iste yen kitleyi harekete geçirdi. Bu mese- lede başı elbette ki en büyük işçi te- şekkülü olan Türk-İş Konfederasyonu çekecekti. Böylece ilk adımlar atıldı. Çalışma Meclisinin toplantısına te- rkedileneden günlerde faaliyet ada- makıllı hızlandı. Sendikacılar teessüs eden havadan faydalanarak partiyi kurmaya karar verdiler ve faaliyetle- rini arttırdılar. Çalışanlar Partisi is- mi o sıralarda doğdu. Kurucular ara- sında bir hayli çekişmeye sebep teş- kil eden isim sonradan benimsendi. Ancak, Çalama Meclisinin dağılma- sıyla. Çalışanlar Partisinin kuruluş hazırlıkları da duraklama geçirdi. E- çasen kurucular arasında o tereddüd hasıl edecek bazı olaylar cereyan et- miş, hele bu aradaT.l. P. idarecileri yeni teşekküle katılamıyacaklarını ka- ti surette açıklayınca, işler adama- kıllı karışmıştı. Çalışmaları baştan derleyip topla- mak ve yeni bir mecraya götürmek İşi, gene Konfederasyon başkanı Sey- fi Demirsoya düştü. Başkan, Çalışma Meclisinin telâsını atlattıktan sonra temaslara başladı. Bu defa tarih ya- ver gitti ve ilk teşebbüste oçekimser davranan, temas imkânı sağlanamayan bazı akademisyenler kendiliklerinden işin içine karıştılar Çalışanlar Par- tisinin kurucuları saflarına ilk (oka- tılan ilim adamı, Muammer Aksoy ol- du. Sendikacılar bu ak saçlı genç pro- fesöre Genel Başkanlık teklif ettiler Aksoy, meselenin daha sonra tartışı- lacağını, evvelâ partinin tüzük ve programının hazırlanması gerekti- gini belirtti. Sonra Siyasal Bilgiler Fakültesinin iki öğretim üyesi daha işe sarıldılar. Prof. Sadun Aren ve Türkkaya Ataöv Bu arada Mümtaz Soysal da kurucu - lar arasına girdi. Çalışanlar Partisinin alemdarı o- lan sendikacılar, aralarına katılan dört akademisyenden faydalanmayı bildiler. Daha evvel Ataöv tarafından hatırlanan tüzük ve program taslağı- nı yeniden ele almalar için, dört aka- demisyeni görevlendirdiler. Kurulan Tüzük ve Program Komi- tesi iki ay müddeti» çalıştı. Dört öğ- retim üyesi taslakları hazırlıyor, Türk -İş Konfederasyon merkezinde yapı- lan komisyon toplantısına getiriyor» AKİS, 23 NİSAN 1962 lardı. Haftada bir, bazen iki defa yapılan toplantılar sonucunda, tüzük ve proGram geçen hafta son şeklini buldu. ProGramın takdimi için hazır- lanacak bölümü Aksoy üzerine aldı. Haftanın ortasında bunu hazırlayan Aksoy, işin bundan sonrasını yürüt- meleri'için sendikacılara öğütte bu- lundu. Böylece artık bir tek iş kalıyordu: Partinin geniş çapta tutulan kurucu- lar heyetini toplayarak resmen mü- racaat etmek! Hazırlanan tüzük ve program, ku- rucu olarak evvelce tesbit edilen ve- ya kendilerinden vaad alınanlara da- gıtılacak, yapılacak nihai bir toplan- tıda son defa gözden geçirilecek ve Çalışanlar Partisi siyasi bir topluluk olarak faaliyetine başlıyacaktır. Temaslar ve prüzler. Ancak her siyasi iepinleğei başgös- teren pürüzler kuruluş halindeki bu teşekkülde de başgösterdi. Kuru- lacak parti Türkiyenin siyasi ohaya- tına ne bir yeni Demokrat Parti, ne bir Muhafazakâr Parti hüviyetiyle atılıyordu. Türk - İş Konfederasyo- nuna bağlı işçi teşekküllerinin bulun- duğu her ilde kolaylıkla teşkilât ku- rabilecek, daha kuruluş anında seçim kanununun Genel Seçimlere iştirak için şart koştuğu "15 ilde teşkilâtı bu- lunmak" hükmünü rahatlıkla aşabi- lecek kudreti elde edebilecekti. âğıt üzerindeki bu avantajlar, bazı politikacıların Çalışanlar (o Par- tisine hulüs çakmalarına sebep teşkil etti. o Sendikacılara yanaşmalarına, şimdiye kadar mevcudiyetinden ha- berdar olmadıkları Türk - İş Konf- Seyfi Demirsoy Derleyip toparlayıcı YURTTA OLUP BİTENLER derasyonu ileri gelenleriyle temasları - na yol açtı. Öte yandan Sendikacılar da, bazı politikacılarla temasa geçmek üzere faaliyetlerini arttırdılar. Her» şeyden evvel Çalışanlar Partisi oGe- nel Başkanlığını üzerine alacak bir i- sim aranıyordu. Muammer Aksoydan ümit kesilince, başka isim üzerinde duruldu. Bu seferki, yıllanmış bir po- litikacıydı. Şevket Raşit Hatipoğlu, bazı sendikacılar tarafından benim- sendi. Ancak kurucular arasında bir başka fikir, Hatipoğlunun, devrini çok- tan tamamladığı yönündeydi. Hatta Hatipoğlunun politik hayatında za- man zaman, kurulacak partinin geniş anlamdaki tutumuyla taban tabana zıt fikirleri savunduğu oObu kişilerce belirtiliyordu. Hatipoğluyla temasa henüz geçil- memiştir. Sebep, Konfederasyon Baş- kanı Demirsoyun bir gezide bulunma- sıdır. Demirsoy Doğu ve Güney illerin- deki gezisinden bu hafta içinde döne» cek ve temaslarına başlıyacaktır. A- ma, Hatipoğlunun böyle bir teklifi kabul edeceği şüphelidir. Bunun yanında bazı eski ve taze politikacılar yeni siyasi teşekkülü ken- dilerine yakın buldular. Burhanettin Uluç, Çalışanlar Partisinin kurucula- rı arasına girmek fikrinde sendikacı- larla anlaştı. Turgut Göleye gelince, bütün çabalarına rağmen sendikacılar tarafından fazla benimsenmediğini an- layınca daha fazla ısrar etmedi. Bu arada eski Başbakanlık Müs- teşarlarından Necip Sanla anlaşmaya varıldı. Aksoy, sendikacılara Prof» Ragıp Sarıcanın da kurucular arasın- da bulunacağın bildirdi. Bu isimler gelir hanesine yazılır- ken, gider hanesine de birkaç sendi- kacı kaydetmek gerektir İşçi Partisi yöneticileri olan sendikacılardan ümi- di kesmek lâzımdır. İyi bir sendi- kacı olarak bilinen Bahir Aksoyun da C.H. P. saflarından ayrılmağa pek niyeti yoktur. Tüzük ve proğram Çalışanlar Partisinin iki aya yakın ir zaman içinde hazırlanan prog- ramı bir özellik taşımaktadır. Prog- ramda işçi hak ve meselelerine ge- niş yer verilmiş, genel konulardan zi- yade bunun üzerinde durulmuştur. İdareciler, Çalışanlar Partisinin kuv- vetini işçi kitlesinden alacağını gözö" nünde tutarak böyle bir yola gitmiş- lerdir. Genel mânada işçi partilerinin meselelerine programda yer verilmiş- se de, ilk göze çarpan Türk işçisini ilgilendiren dâvalardır. Bir ikinci nok- ta programın dibace kısmında Dev- letçilik ilkesinin diğer partilerdeki gi- bi yuvarlak laflarla geçiştirilmeyişi, kesin olarak belirtilmiş olmasıdır. 15