TİYATRO Ankara Geçmişi kurcalamanın dramı Altmışbeş kişilik Oda Tiyatrosu ye- nilikçi oyunlara ve genç kuşağın "ilk piyes"lerine ayrılalıberi Türk sahne hayatındaki gerçek o fonksiyo- nunu bulmuş oldu, oynıyacağı umu- lan yetiştirici rolü de oynamıya baş- ladı. Bunu anlamak için son iki mev- sim içinde, yalnız telif alanında, Türk sahnesine kazandırdığı yeni imzaları hatırlamak yeter: Cahit Atay, Gün- gör Dilmen, Şahap Sıtkı... Şimdi de Yıldırım Keskin. Yıldırım Keskin yüksek öğrenim yıllarını geçirdiği İsviçrede, Fransa- da tiyatroyu sevmiş, yakından ince lemiş tiyatro çevrelerini ve sanatçı- larını iyi tanımış genç bir hariciye- cidir. "Le Lointain" adlı bir perdelik bir öyemüril fransızca yazmış, oynat- mış ve "I' Avant - Scene" gibi ciddi bir tiyatro dergisinde yayınlatmış ol ması da bunu göstermektedir. Oda Tiyatrosunda sahneye konul- türkçe yazılmış ilk oyunu "İnsansızlar" adını taşı- yan bu dört tabloluk piyes bir " geç- os'un kalbini kemiren aynı kurt.. Yıldırım Keskin, iki saat BEŞ: ca, bir kadınla bir erkeği karşı kar- şıya konuşturuyor ve son perde ka- panıncaya kadar seyircinin dikkatini, ilgisini, katta heyecanını uyanık tut mıya muvaffak oluyor. Bu kadarı bi- le "tiyatro" bakımından büyük bit başarıdır. Ama yazar bununla kala- cak, teknik hünerbazlıkla yetinecek soydan değil. "Hüner"i "sanat" hali- ne getirmesini biliyor. Bu sayede fırtınalı bir havada, hapishaneden kaçarak terkedilmiş bir dağ evine sığınan, orada biribiriyle karşılaşan, biribirine yakınlık duyan, bu yakın- lıkla birbirinin geçmişini kurcalayan iki bahtsız insanın bir gecelik mutlu- luğu ve bir ömürlük mutsuzluğu dra- matik bir cazibe kazanıyor. Mutlu- lukları, tesadüfün bir gece için birleş- tirdiği bu iki "acılı" ve “yaralı” in- tanın yıllardanberi "insansız" o kal- mış olmanın verdiği susuzlukla biri- birlerine duydukları sıcak o yakınlık- tır. Bu bir gecelik mutluluğu tatmak, doyasıya tatmak mazlar. Kendilerine hiçbir şey kazan- dırmıyacağını bile bile, durmadan bi- ribirlerinin geçmişlerini kurcalarır Ta, onların tesadüfün birleştirmek lut- funda bulunduğu bu dağ evinden alıp AKİS, 19 MART 1962 götürecek, belki bir daha hiç karşı- aşmamak üzere ayıracak kuvvetleri getiren otomobilin farları, (gecenin karanlığında gittikçe büyüyerek, pen- cereden içeri girinceye kadar... azar, övülmeye değer bir usta- lıkla, beşeri bir duyguyu oyunun me- kanizması haline getirmiş, bu meka- nizmayı - kişilerinin ruh hallerini, davranışlarını, geçmişte ve obulun- dukları şartlar içinde (durumlarını türlü türlü yorumlamıya ve air ya alabildiğine imkân veren - nüanslı, ölçülü ve ww bir diya. logla o kullanmıştır. £ Pirandello'nun tesirleri açıkça sezilen "İnsansızlar"- metin, ne dekor, ne de mizansen dili- mizin özelliklerini, söz sanatının her dilde "yerli" kalan rengini, sanatçı- larımızın oyununda jest, mimik ve hareket olarak kendini duyuran "mil- li ifade"yi gideremiyor. Bu sayede seyirci "Kadın'da Tijen Parı, "Er- kek"te de Muammer Esiyi, geçmişe, hale ve geleceğe e bütün kuşkuları, kendine benzeyen başarılı kişiler ola- rak bulabiliyor. İstanbul "Atraksiyon'lu piyes Kent Oyuncularının son oyunu hay- li neşeli, eğlenceli ve ilgi (o çekici i Hovard bir amerikan oyunudur: da yazar, seyirciye: yorsa öyledir..." "Size nasıl geli- demek ister gibidir. Sahnedeki oyun Ceza m stilize dağ evi deko- , bu bakımdan, ince eleyip sık doku um ayan seyirciyi daha kolay yanıltabilir. Bir karış toz içinde oldu- gu söylenen o terkedilmiş dağ evi- nin vernikle pırıl pırıl o parlatılmış simsiyah oduvarları, o lüks ahşap konstrüksiyon, dağ başında da olsa, evlerimizin havasından ne kadar u- zaktır! Asuman Koradın sahne düzeni sa- deliği, ölçülülüğü içinde ifadelidir ve metinle dekorun ortaklaşa havasına uygundur. Yani ifadeli, başarılı (o a- ma bizden uzak... Bereket versin ne “İnsansızlar"dan bir sahne Yaşanamayan mutluluk Lindsay'le Russel Grouse'un yazdıkla rı "Büyük o Sebastiyanlar". o Neşeli, kyn oluşu “insanların kafasın- gösterme- si... Daha önce de, her akşam, Ön sıralarda oturan seyircilere bazı " mara"lara katılmak, daha arka sıra- lardakilere de bu "numara"ları sey- retmek fırsatını vermesidir. İlgi çeki- ci tarafı ise vakanın perde gerisi bir memlekette, Çekoslovakyada geçme- si Başkomutan General Zandekin de Essie ve Rudi Sebastian'ın sanat V meharetlerinden siyasi rakiplerinin, düşmanlarının kafalarından geçenle- ri öğrenmek için faydalanmıya kalk- masıdır, Sebastian'lar bu tehlikeli işe 31