SANAT Haberler 1.Yıl Geride buraktığımız hafta SO- nunda Meydan Sahnesinin birinci o kuruluş yıldönümü kutlan için, Refik Ahmed Sevengil bir açılış konuşması yapacak, Saim Alpagonun sahneye koyduğu, Üner İlsever ile Nur Sabuncunun oynadıkları, genç dekoratör Osman Şengezerin dekor- larını yaptığı "Tedirginler' adlı oyun oynanacak, Oscar Wilde gibi "deha, sını hayatında harcar" görünen, XX. yüzyıl Türkiyesinin Nasrettin Hoca- sı denilebilecek genç Ali Özoğuz Mey- i tanıtacak Palasta hazırlanan büfeye buyur edilecekti. Ayrıca tiyatronun dergisi de bu yıl- mamak kararını da almışlar, hattâ rol dağıtımı yapmışlar, okuma pro- valarına bile başlamışlardı. İlk tasa- rıya göre, kuruluşlarının yıldönümü gecesi, Ankaralı sanatseverlerin önü- ne bir Sartre oyunu ile çıkacaklar- dı. tasarı gerçekleşmedi. e m de bir bakıma oldu. Sartre'ın oyununu sahneye uy- gulayacak "yi bir sahneye koyucu bu- lamadan, bunun yanısıra da, usta bir oyuncu kadrosu sağlamadan Sartre- ın bir oyununu oynamanın tehlikesini ei rai gerçekten cesaret isteyen bir i Ahmed Sevengil, Ankarada başarıya ulaşmış sayılması gereken bir özel tiyatronun birinci (o yıldönü- mündeki açılış konuşmasında uzun bir tiyatro tarihi dersi verdi ve işi, Meydan Sahnesindeki yıldönümü kokteyli Buyurun tarih dersine! dönümü için bir özel sayı niteliğin- de yayınlanacaktı. Bu kutlama töre- ninde belki de en ilgi çekici, en an- lamlı, en güzel adım "Meydan Sahne- si Yayınları olacaktı. Tiyatroyu Ri ii sanatının — bilgi yönünü de geliştirmek (gerekliliğine amemİardı. İlk olarak iki eser bir- den yayın alanına sunulacaktı. Bun- lardan biri Suat Taşerin Richard Bo- leslavsky'den çevirdiği "Aktörlük Sa- natı" adlı kitap, biri de Adalet Ağa- oğlunun Jean - Paul Sartre'dan çe- virdiği "Mezarsız Ölüler" adlı oyun- du. Bu oyunu Meydan Sahneciler oy- Peşinde, Taksitte tek fiat eni AKİS — 189 28 Meydan Sahnesine getirip bıraktı. Bu, elbette ki geceyi düzenliyenlerin su- çu sayılamaz. Kutlama programının tiyatrodaki bölümü Ali Özoğuzun başarılı tanıt- masıyla sona erdi. Özoğuz, öyle görü- nüyor ki, yakında Orhan Sorarları gölgede bırakacaktır. Yüksel Palas- ta verilen kokteyl sabah ezanından çok sonraya kadar devam etti. de, meze de, yemek de boldu. Meydan Sahnesindeki bazı genç oyunculara göz kulak olmak için oradan oraya koşturup duran ve bir hayli içmesi- ne rağmen bir gramcık keyifleneme- yen tek kişi yalnız Çetin Köroğluydu. Köroğlu, Yüksel Palastan çıkıp istas- yona bir yolcusunu uğurlamaya gitti. Dönüp, bir randevusuna yetişmek zo- rundaydı. Derken oyun saati geldi ve Köroğlu, gözünü bile kırpmadan üst- üste iki de oyun oynadı, sonra da: "— Eh, artık" dedi, "ben biraz u- yuyabilirim, ha?" Çetin Köroğlunun eve gittikten sonra uyuyup uyuyamadığı kesin ola- rak bilinememektedir. Uzun Atlar Denizi Genç ozan Ali Püsküllüoğlunun ye- ni şiir kitabı Uzun Atlar Denizi sa- tışa çıktı. Sevimli bir kapak kompo- de ileri bir adını olduğunu söylemek, doğruyu söylemek olur Püsküllüoğlu isiininm Ankarada- ki ozanlardan birine imzalı olarak vermiş, o da yanına alıp Sanatseven- ler Klübüne gitmişti. Ozan bir köşe- ye oturup da, kitabı incelemeye koyu- lacağı sırada, sanatseverligi rivaye- te, ama dişiliğiyle güzelliği gözleme dayanan bir hanım da gelip yanına o- r okuduğunuz?" dedi.. Ozan, başını kitaptan kaldırdı: Yeni bir şiir kitabı" dedi. "A- li Püsküllüoğlunun. Ona bakıyorum." Sanatseverliği rivayete, ama dişi- liğiyle güzelliği gözleme Oo dayanan m e kadar da çok şiir yazan vari" "Her önüne gelen. — Ama, .bunda i iyi şiirler var, ha- nımefendi... — Meselâ?." Kitabı elinde tutan ozanın aklı- na bir muziplik geldi. Püsküllüoğlu, kitabın "İçindekiler"ini başa almış, şiirlerin adlarından hemen sonra bir virgül koyup sayfa numalarını yaz- mıştı. İlk bakışta "içindekiler" o bir ei şiir gibiydi. Ozan Bakın meselâ şu şiire" Mei "içindekileri okumaya "ey korkulu yüce ece, 9 10 o beyaz bir gül ağacıdır şimdi, bir eski korsan o sularda, 11 kıral, geceye varıp söylemeli, 13 sonra da sabah oluyor soluk mavi bir gökle, 14 karanfilsizlikten, 15" "Uzun Atlar Denizi"nin "içinde- kiler"i oböylece devam etti ve bitti. Ozan sordu: "— Nasıl buldunuz şiiri?" Sanatseverliği rivayete, dişiliğiy- le güzelliği gözleme dayanan hanım, ayak değiştirip göğüs geçirdi: Ah" dedi, "ah! Hayatımda bu kadar güzel şilt a la Ne kadar da güzel okudunuz! Memurlara taksit Yeni KARAMÜRSEL de AKİS — 190 AKİS, 19 MART 1962