teğini belirtip, salondan içeri alının- ca Kurulun gerçek havası yaratılıver- di. Gelenler, baş kaldıranların bazı şartlarını getirmişlerdi. Şartlara ba- kılırsa baş kaldıranlar ricat ediyor- rdı. Şimdi istedikleri tek kelle Ay- barın ikinci Başkanlıktan ayrılması ve Y.T.P. nin gerçek manada mu- halefet yapan parti olarak çalışma- lıydı. İstifa edenlerin istifalarının kabulüne ve Alicanın Genel Başkan- lığına bir diyecekleri yoktu. Bir de, ihraç makinesinin durdurulması iste- niyordu. İşin güzel tarafı şimdiye ka- dar suyun altında kalan müfrit millet, vekilleri birden suyun yüzüne çıkma tehlikesiyle karşıkarşıya, kalınca par- tiden ihraç edilmemelerini aracılara kendileri bir dilek olarak bildirmiş- lerdi. Vuslat bahara.. Genel İdare Kurulunun kararı, her iki tarafı uzlaştırıcı yolda oldu. Alican, Genel Başkan olarak -Mec- lis Grupunun tasvibini aldıktan son- ra- kalacak, Aybar ikinci Başkanlığa devam edecek, ihraçlar yapılmayacak ve istifa eden üç Genel Kurul üyesi- nin istifaları kabul edilecekti. Haftanın sonunda perşembe gü- nü saatler 22,30 u gösterdiği sırada Y.T. P. Kurucular Heyeti yaptığı toplantıyı bitirmiş, parti yeniden der- lenip, topralanmış, herhangi bir fe- sih kararına -şayet işler düzgün git- meseydi Kurucular, tüzükteki geçici 2 maddenin kendilerine verdiği yet- kiyle Genel İdare Kurulunu feshedip, yenisini tanzim edeceklerdi, lüzum kalmamıştı. O gece toplantıyı ilk ter- keden Aydın Yalçın oldu. Yalçın elin- deki anahtar çantasını iki yana sal- lıyarak gülümsedi ve merakla ken- disine bakan basın mensuplarına: AKİS, 19 MART 1962 “— Genel İdare Kurulu parti için- de tam bir hakimiyete sahiptir" de- di ve açıklamada bulundu. Şimdi mesele 27 Martta yapılacak Meclis Grupu toplantısına kalmıştır. Y.T.P nin parti haline geldiği, yetki- li organların otoritelerini kullanabil- me imkanına sahip olduğu Grup top- lantısının sonunda tamamen ortaya çıkacaktır Alican, Aybarı sureti ka- aye bırakmak istememektedir. ça ve etrafındakilere gelince, hiç le bir zaman yalnız kalacak- lardır. Şimdiden sonraki mücadele, partiden İhraç edilme -edilmeme mü- cadelesi olacaktır. Akçaya gelince, bir bakıma rahat lamıştır. Yalanda yapılacak Fener- bahçe Gençlik Kongresi için çalışma- larını hızlandırma fırsatına kavuşmuş bulunmaktadır. Akçanın Fenerbahçe Kongresinde diğer hizbe galebe çalıp, Başkan olma hayali bile mevcuttur! C.K.M.P. Her yol Romaya Haftanın ortasında çarşamba saba- hı başkentte Sakarya caddesiyle İnkılâp sokağının birleştiği noktada- ki kübik binanın yan taraftaki ka- pısından ince, sinirli olduğu her ha- linden belli olan bir adam girdi. A- dam şapkasını ve paltosunu aceley- le kapının sol tarafındaki portman- toya atıp Başkanlık odasındaki tele- fonun başına oturdu. Bir taraftan ö- nündeki gazeteye bakıyor, bir taraf- tan başını sallıyordu. Şehirler arasın- daki memureye: “— İstanbul, Cumhuriyet.. Acele olsun" diye dileğini söyledi ve bek- lemeğe koyuldu. YURTTA OLUP BİTENLER Bu arada İstanbulda Cumhuriyet gazetesi sahiplerinden biri bulunmuş, Ardıçoğluna bağlanmıştı. Ardıçoğlu sinirlerine hâkim olmağa çalışarak: "— Şimdi bu haberi, savcılık ka- nalıyla tekzip etsek, ederiz, zira ya- tandır. Manşetinizde yarın 76 puntoy- la -92 demek istiyordu- Verdiğimiz Haber Yalandır dense, gazetenizin Ciddiyetiyle kaabili telif olur mu?" dedi. Karşıdaki sesin son derece üzün» tülü olduğunu, meselenin düzeltile- ceğini, tashih edileceğini belirttiğini Ardıçoğlunun yumuşayan yüz hatla- rından anlamak mümkün oldu. Tele- fon kapandıktan sonra C.K.M.P. nin bu çilekeş silâhşörü derin derin içini çekti ve başını bir iki kere daha sal- lıyarak Cumhuriyet Gazetesinin man- şetine tekrar göz attı Manşette: "Tahtakılıç ve Evren C.K.M.P. den ihraç edildi" deniliyordu. Hakikaten ertesi günü, durum düzeltildi. Cumhuriyet üç sütunluk Ur manşetle hem kendini, hem C. K, i kurtarma yoluna gitti ve haberi tevil etti. Diğer gazeteler ise C.K.M. resmi basın bülteni- ni yayınladılar, meselenin aslı astan olmadığını ileri sürdüler. Aslına bakılırsa iş ne öyle, ne de böyledir. Tahtakılıç ve Evrenin C.K M.P. içinde Bölükbaşına karşı olduk- ları bilinmektedir. Büyük Kongre- de heriki politikacı dişe diş mücade- le edip Genel İdare Kuruluna seçil- mişler, Kurul içindeki çatışma Bö- lükbaşının istifasına kadar gitmiş, ne var ki Bölükbaşı durumu iyi idare etmiş, karşısındakileri olayların gü- cüyle ve son hâdiseler dolayısiyle fik- ri rakip halinde göstermeğe muvaf- fak olabilmiştir. Bu bakımdan C.K.M.P. içinde- ki bulantıyı dışarı sızdırmama gayre- tindedir. Genel İdare Kurulunun pe- riodik -birbuçuk ayda bir- toplantı- larında sızıltı çıkmasını önlemek a- macıyla bu iki Genel Kurul üyesi top- lantılara çağırılmamaktadır. Tahta- kılıç durumu bildiğinden şimdilik sus- makta, Saadet Evrene gelince o, sıh- hi durumu yüzünden kabuğuna çekil- miş haldedir. Bir söylentinin bu sırada çıkması- na gelince, o boşu boşuna değildir. Genel İdare Kurulu üyeleri oarasın- da Bölükbaşına yüzde yüz bağlı olan- lar, bir "Muvakkat İhraç" yoluna git- meyi düşünmüşlerdir, 22 Şubat olay- larının doğurduğu karışıklık C. M. P. li politikacıları da şaşkına çe- virmiş, bu arada parti içinde başı temizlemeler yapılması lüzumunu his- settirmiştir. 19