19 Mart 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

19 Mart 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA eleman, yetiştirmek gerekmektedir. Torun büyük devlet adamının, nasiha- tim kulak arkasına atmamış, bu konu üzerine eğilmiştir. Bu hususta Plân- lama dairesinde çalışmalara başlamış seminerler tertibine girişmiştir. T n çalıştığı müessesede en fazla değer verdiği bir gelenek daha vardır. Kararların bir komite tara- fından verilmesi.. Plânlama dairesin- de kimsenin tek başına karar verme- bu geleneği büyük bir titizlikle ode- vam ettirmektedir. Nitekim, temaslarının Devletle a- lakalı kısmında NATO heyeti bunu da memnuniyetle müşahede etti ve Türkiyede tek ağızdan karakuşi hü- küm verme devrinin geçtiğini gördü. Ya, özel sektör? Ancak, demokratik sistemin koru- cusu NATO'nun temsilcileri, Devletin yetkililerinden ve uzmanla- rından arzuladıkları bilgiyi aldıktan sonra bir sual sordular: "Ya özel sek- tör nerede?" Doğrusu istenilirse, ha- zırlıklarda özel sektör ikinci oplâna atılmıştı. Zira çalışmalar sektörler değil, bütün sektörleri ihtiva eden plân üzerinde oluyordu. Fakat heyet bu isteği ileri sürünce, Odalar Birli- ğinde bir toplantı tertip edildi. Özel sektörün en ileri gelen temsilcileri, İş Bankası Genel Müdürü Bülent Yazı- cının başkanlığındaki bir heyet ha- linde NATO'luların karşısına o çıktı. Toplantıda özel sektörün temsilcileri, aynı Devletin temsilcileri kadar açık Şekilde dert ve ihtiyaçlarını yabancı mütehassıslara söylediler Bu arada, NATO heyetine refakat eden bir Dışişleri Bakanlığı memuru- nun işgüzarlığı oOherkesi güldürdü. Toplantı sırasında münasebetsiz me- mur Türk heyetinin üyeleri arasında bir pusula dolaştırdı. Pusulada, faz- la tenkit yapılmaması, yabancı he- yetin bundan hoşlanmayacağı belir- tiliyordu! Özel sektörün temsilcileri omuzlarını eliktiler ve durumu oldu- gu gibi anlattılar. Onların söyledik- leri kredilerin azlığı, vergilerde yatı- rım muaflığı isteği, bürokrasiden u- zaklaşma talebi gibi şeyler oldu. Bu arada, bir sermaye piyasasının teşek- külü lüzumu üzerinde duruldu. Sana- yicilik, artık bir sermayedar tarafın- dan başarılacak iş olmaktan çıkmış- tı. Anonim şirketlere ihtiyaç vardı. Küçük tasarrufları o istikamete it- mek lâzımdı. Bu ise, ancak istikrar ve güvenle olacaktı NATO temsilcilerinin özel sektör- le teması, 48 dakika sürdü. Meselenin esası Heyet geldi ve gitti. Heyetin bura- da bulunduğu sırada Prof. Tin- 12 bergen de çalıştı. Dış yardım, için bir meblağ tesbiti bahis konusu olmadı- gına ve ortaya atılan bütün rakam- lar hayal mahsulü bulunduğuna gö- re meselenin esası nedir? Meselenin esası şudur: NATO camiası, Türkiyenin kal- kınmasına yardım edecektir. Bu pren- sip kararı alınmıştır. Yardım, bölük örçük olmayacak, bir bütün teş- kil edecektir. Türkiye, beş senelik kalkınmasını bir plâna bağlamakta- dır. Plân, Haziran ayında bizzat Baş- bakan İnönü tarafından ilân edilecek- tir. Gelen heyet, bu plânın esaslarını ve tatbik kabiliyetini (o incelemiştir. İntiba müsbettir. Kaba taslak konuşmak gerekir- ması gerektiğini bildirmiştir. Ama, kalkınma plânının finansmanında -evvelâ Türk milletinin bütün kendi kaynaklarını seferber etmesiyle (o e- sas, kredi olacaktır. Türkiye, hiç kimseden bir şey dilenmemektedir. Gelen heyet, yardım miktarı de- lil, plân hakkındaki raporunu ver- dikten sonra, çok muhtemelen NA- TO içinde bir Türkiye Consortium'u kurulacaktır. Bu Consortium marife- tiyle, plânlı kalkınma hamlesine giri- şen Türkiyenin dış finansman yacı karşılanacaktır. Halen, benzer, DAC adıyla bilinen bir Geliş- me Yardım Komitesi vardır. Türkiye- ye yardım Consortium'u o esas üze- rine kurulacaktır. Bu Consortium'a, Devlet Plânlama Teşkilâtı binası Dev se, plânın portesi 5 milyar dolar ci- varındadır. Plân dahilinde milli ge- lirin yüzde 18'i nisbetinde yatırım ya- pılacaktır. Bunun yüzde 14'ü iç, yüz- de 4'ü dış kaynaklardan sağlanacak- tır. Dış finansman tutan, mali por- tenin aşağı yukarı üçte biridir. Bu da, gene pek kaba taslak bir hesapla bir buçuk milyar dolardır. İşte, NA- TO camiasının bize yapacağı yardı- mın esası budur. Dış finansman bü- yük ölçüde uzun vadeli, az faizli kre- di şeklinde olacaktır. Askeri yardı- mın bununla bir ilgisi yoktur. Baş- bakan İnönü Amerika Büyük Elçisi- ne, askeri yardımı kredi şeklinde ka- bul etmeyeceğini en açık şekilde söy- lemiş, bütün batı camiasının savun- masını ilgilendiren o sektörün ihtl- yaçlarının ancak hibeyle karşılan- teşkilât başta Amerika ve Almanya, NATO camiasının varlıklı bütün üyeleriyle milletlerarası yardım teşekkülleri ve bankalar dahil olacaktır. Böylece, çe- şitli istikametlerden gelen yardımlar orada kanalize edilecektir. Consor- tium'un hem Türkiye, hem Yunanis- tanla ilgilenmesi kabildir. Ancak ik- tisadi bakımdan iki memleket ara- sında bir fark teşekkül etmiş oldu- gundan Yunanistan, (Karamanlisin mahir idaresinde son altı senedir bü- yük ilerlemeler kaydetmiştir- bir de- gil, iki ayrı Consortium kurulması daha muhtemeldir. Her şey, NATO Bakanlar Kurulu- nun Mayıs toplantısında belli (o ola- caktır. İşte, dış yardım meselesinin esası budur. AKİS, 19 MART 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: