YURTTA OLUP BİTENLER Bakanlığını yetmişiki hizbin ortalığı karıştırdığı bir çorba haline o getir- mekte gecikmedi. İnönü Hükümeti kurulduğunda, oniki elçilik adam bek- liyordu. Dış kadroda bir takım esas- lı değişikliklerin yapılması da zaru- ret halindeydi. Akıllıca iş, herkesi memnun etme sevdasından yazı geçe- rek derhal kolları sıvayıp gerekli lis- teleri yapmak, bunları (Başbakana, Cumhurbaşkanına, Kabineye sunmak, listeleri inançla savunmak, tayinleri çıkartmaktı. Selim Sarper böyle bir imkâna sahip bulunduğu halde, mavi boncuk dağıtma huyunun neticesi, bir takım pazarlıklara girişmeden oede- medi. Bin kere fikir değiştirdi. Aynı yeri bir kaç kişiye birden teklif etti. Bu arada bir takım tazyiklerin Dış işleri Bakanı üzerinde kendini hisset- tirdiğini söylemek farzdır. Ama Sar- per bunları bertaraf edebilecekken et- medi. Kendisinin de bir takım tipleri yok değildi. Her halde, bazı elçilikleri elde bulundurmayı bir z saydı. Yanıldığı nokta da bu oldu. Zira kati bir vaziyet alsaydı, elbette ki memnun olan bulunacaktı, memnun olmayan. Ama işi (o savsaklayınca, herkesi birden aleyhine çevirdi. Haftalar vardır ki başkentte, bir fakım elçi adayları gazete gazete do- laşmakta, haberler uçurmakta, hava- lar yaratmakta, kulis yapmakta, kı- saca ortalığı karıştırmaktadırlar. Gün de her gazete bürosuna asgari böyle Üç tip gelmektedir. Her biri, kendini sâdece en iyi yere lâyık görmekte, Turhan Feyzioğlu Niyet ve Kısmet Selim Sarper "Cihar attım, şeş oynadım" destek aramaktadır. Bunların müşte- rek tek iddiası, Selim Sarperin işleri berbat ettiğidir! Aslında bu adamlar, Bakanın bir ciddi vaziyet takınması halinde gön- derilecekleri yerlere pek âlâ gidebile- cekken sâdece Sarperin oyun oynu- yor intibaı vermesi karşısında sızıltı çıkarmışlardır. Herkes, Türkiyenin u- yanan Afrikaya ilgi göstermesi ta- raftarıdır. Ama, Afrikadaki açık üç elçiliği kimse istememektedir. Bang- o iklimde nasıl yaşa- nır? Santiago mu? O kadar uzakta ki min işi ne? Tiran ha? Allah koru- sun! Moskovada ikinci adam olmak, dehşet vermektedir. Yüreklerde ya- tan, sâdece büyük başkentler asla- nıdır. Dış işleri mensuplarının bu tas- vip edilmeyecek tutumları şımarıklı- gın ta kendisidir ama, bu neticede bizzat Sarperin mesuliyetini sezinle- memek de imkânsızdır. Son günlerde Dış işleri Bakanlı- ğında hava o oldu ki, herkes işini bı- rakıp kumpas kurmaya koyuldu. Ta- bi bu, Selim Sarper aleyhindeki not- lara bir yenisini ekledi. Bu arada, dip- lomatik faaliyetin de memnuniyet ve- rici olmaması ve her şeyin donmuş halde kalması, Sarperin Bakan ola- rak muhafazasının bütün sebeplerini ortadan kaldırdı. "İstiskal çıkar" Başbakan İnönü, Selim Sarperin bir ara sağduyu gösterip elçi tâyinle- ri işini çıkarmaya niyet ettiğinde dı- şarda bulunan üç Büyük Elçiyi ken- dileriyle görüşmek üzere başkente da- vet etmişti. Bunlardan biri de, Feri- dun Cemal Erkindi. İsmet İnönü, bay- ram tatilim Abantta geçirmeye karar verdiğinde Erkini de misafiri olarak oraya çağırdı. Selim Sarper, tabii bu- ruldu. Fakat, ses çıkarmadı. Aslın- da, böyle bir davranış elbette ki İnö- nünün kasıtsız yapmayacağı bir "takat noksanı" idi. 22 Şubattan beri Baş- bakan, Dış işleri Bakanına güvenini kaybetmişti. Bayram tatili dönüşü, NATO heye- ti geldi. İsmet İnönü, heyetle görüş- meleri yapmaya Selim Sarperi değil, Turhan Feyzioğluyu memur etti. Bu, Sarper için tuz biber yerine geçti. As- lı nida, Devlet Bakanının yüreğinde Dış işleri Bakanlığı yattığını ve Tur- han Feyzioğlunun bir nevi yeni Fa- tin Rüştü Zorlu olmaya heveslendiği- ni Sarper sezmiyor değildi. Bir meş- hur 18 numaralı kanun, Feyzioğlunun direnmesi veya oyalaması yüzünden bir türlü kalkmıyordu. 13 numaralı kanun, Dış işleri Bakanlığının o bir takım iktisadi dış temas yetkilerini ortadan yok etmektedir ve doğrusu istenilirse işleri karıştırmaktadır. Bu hal, İnönünün, dış temasların Dış iş- leri Bakanlığı marifetiyle yapılması yolundaki devlet anlayışına da aykı- rıdır. Dışardaki temsilciliklerimizde bir takım gayrımesul şahsiyetler el- çilerle rekabet durumundadır. Ama Feyzioğlu, kanunun kalkması karar- laştırılmışken bunu sürüncemede bi- rakmaya muvaffak oldu. Sarper, ba- zı Bakanlıklardan ve kendi Bakan- İsmail Rüştü Aksal Kapısı kapalı adam AKİS, 19 MART 1962