B A 5S Gazeteler Nümeratörün dediği Bitirdiğimiz haftanın o sonlarında, üyük şehrin üç noktasında yerlsşiiş rotatiflerin sabaha (karşı nümeratörlerine bakanlar bazı gaze- telerde iki hafta kadar önce koparıl- mış olan yaygaranın pek haklı bir sebebe dayandığını farkettiler. Be- lirli bir istikamette yayın yapan ve birken iki, ikiyken üç oluveren, kar- cılarına baraj çıkarılmamış o bulun- saydı mantar gibi çoğalıverecek oo- lan bir tip gazetenin basıldığı bu ro- tatiflerin nümeratörleri hiç de parlak haber vermiyordu. Haftanın sonun- daki gün, o tip gazetelerin durumları hakkında fikri sorulan Bâbıalinin tecrübeli bir başbayii: "— Yıkıldılar!" demekle yetin- di. Gerçekten de, bir ara Hürriyete heves ederek birinci (o sayfalarında "Dün şu kadar basıldık", "Dün bu kadar basıldık" diye yüksek rakkam- lar ilan eden bu gazeteler sesi, oso- luğu işitilmez hale geliverdiler. Sanki çanlarına bir ot tıkıldı. Tirajlarını ilân etmek bir yana, bunu köşe bucak ka- çırıyorlar ve dağ gibi gelen iadeleriy- le nasıl başa çıkacaklarını kara ka- ra düşünüyorlardı. O zaman, bu gazetelerin beyaz bı- rakılmış sürunları veya "Öldük, bit- tik!", "Şimdi, ne yazacağız", "Ka- lemlerimizi 'kırmaktan başka yapa- cak şeyimiz kalmadı" tarzındaki başlıklarını hatırlayanlar gazetecilik diye his İstismarcılığından başka şey I N yapmayan bu esnafın ileriyi ilk defa olarak iyi gördüğünü farketti. Satış ve Adap Gazetecilikte, kısa bir süre büyük tiraj sağlamak, eğer mesleğin yer- leşmiş âdabı gözden uzak tutulursa hiç sor değildir. Bugün Türkiyede bir gazete çıksa da en açık resimleri en müstehcen yazılarla süsleyip ya- yınlamaya başlasa ve bir şehvet tah- rikçiliğine koyulsa ilk hamlede yarım milyon basması işten değildir. Ancak bu, dünyanın her tarafında kanunla yasak edilmiştir. Kanunların yanın- da, mesleğin kendi usulleri de böyle bir teşebbüsün karşısına çıkar. Gene Türkiyede bir gazete çıksa da en tanınmış kimselerin en mah- rem tarafları hakkında en uydurma yazıları, bunlar sanki doğruymuş gi- bi yayınlasa ve hiç bir hudut tanıma- sa, tam bir "Skandal Yaratıcısı" ha- line gelse ilk elde o da kolayca ya- m milyon tiraj sağlar. Ama kanun o davranışı da yasak etmektedir. Za- ten o tip yayınlar bir başka handi- kapla daha karşıkarşıyadır: İlk gün- lerin dedikodusu kaybolduktan, ya- zılanların da yalan olduğu anlaşıl- dıktan sonra okuyucunun aşakası ken- diliğinden dağılır, tiraj yavaş yavaş Şimdi, bir de, bu çeşit bir yayı- nın para getirdiğinin görülmesi su- retiyle böyle gazetelerin adedinin ço- galmasını düşününüz. Hevesli okuyu- cu nihayet belirli miktarda olacağın- dan, her yeni gazete bir yeni rakip veya kârın yeni ortağıdır. O halde ne yapmak lazımdır? O halde herke- Yeni İstanbul, Zafer ve Son Havadisin başlıkları baklava tepsisi boş geldi 20 sin, kendi sahasında ötekilerin hep- sini geçmesi şarttır. Bu, bir yarıştır ki sonu yoktur. Açık resim mi koy- muş ? En açığını sen bulacaksın. Müs- tehcen romana mı başlamış? Daha müstehcenini ml alacaksın. Ya- tak odası dedikodusu mu yazmış Yatak sahnelerini tafsilatıyla anlat- maya koyulacaksın. O da aynı şeyi yaparsa, artık muhayyeleni çalıştı- racaksın da, çalıştıracaksın.. Bu sahaların kanunla kapalı tu- tulmasına karşılık evvela bir gaze- te, İhtilalin hemen ilk aylarından sonra ve bizzat ihtilalcilerin arasın- dan bir grubun desteğini de temin ederek kanunla kapak O tutulmamış böyle bir saha keşfetti, işi ilerlettik- çe ilerletti, onu başka kâr heveslileri takip etti, nihayet sâdece ve sâdece "Yassıada - Kayseri Edebiyatı" üze- rine bina edilmiş bir yeni gazete tipi ortaya çıktı. Şimdi yıkılanlar, bunlardır. o Ge- çen hafta içinde bu tipin en belirli üç örneğinin mecmu baskısı, Cumhuri- yet gazetesinin baskı adedini bulma- maktaydı. Yeni yol His İM kapatıldıktan son. ra, bu tip gazetelerin saptıkları yol "1946 - 1960 arası tarzı muhale- fet" oldu. Ancak, 1946 - 50 arasında D. P. muhalefetinin, bilhassa 1954- 60 arasında C. H. P. muhalefetinin bir haklı hedefi bulunduğundan dola- yıdır ki itibar ve alâka o cepheden yana olmuştur. Buna mukabil, me- sela 1950 - 54 arasının C. H. P. mu- halefeti biç bir rağbet görmemiştir. "Muhalefet için muhalefet'in ticari bir davranış olduğu, sâdece bir takım Politikacılarm Basın aleyhinde vazi- yet almak istedikleri zaman kullan- dıkları bir iddiadır. Yoksa, muhalefet edecek bir durum olmadığında muha- lefete kalkışmak, pek küçük bir züm- ren başka kimseyi ocezbetmemek- . O zümre de, yüreklerinde kin has ve intikam duygusu taşıyanlar- ın ibarettir. Hafta biterken rotatiflerin nüme- ratörleri, gazetecilik mesleğinin ezeli kaidelerini bir defa daha doğrulu- yordu. Mantar gibi bitmiş bu tip ya- yın organlarından iki dergi, sıfırı tü- ketmiş haldedirler ve bunların kapan- ması gün meselesidir. İsimleri az bi- linen gazeteler içinde kapanmış olan- lar vardır. Daha büyüklerinin başı ü- zerinde ise Damoklesin kılıcı tehlike- li tehlikeli sallanımaktadır. Fibran Battaniyeler Yeni EL" AKİS — 188 AKİS, 19 MART 1962