YURTTA OLUP BİTENLER rıyordu. Çelikbaş da özel teşebbüsün bu fikirde yatıyordu. Bu iki seramik fabrikası kurulursa yılda 14 bin 500 tonluk istihsal yapacaktı. Memleke- tin 44 bin tonluk porselen ve fayan- sa ihtiyacı vardı. Özel teşebbüsün is- tihsal kapasitesi ise ancak 10 bin ton civarındaydı. Sümer bank bu iki fab- rikayı kurduktan sonra dahi memle- ket ihtiyacının ancak yüzde ellisi kar- şılanabilecekti. Ama Sümerbankın tesisleri mükemmeldi, mamuller da- ha iyi kalitede olacaktı ve fiat ta ö- zel teşebbüsten daha ucuz olarak tes- bit edilecekti. Özel teşebbüs, daha iyi kalitede daha ucuz imalât yapacak bu iki tesisin kurulmasını, kendi çı- kan bakımından istemiyordu ve Çe- likbaş işte bunu bir tahkikat konusu yapıyordu. Sonun Başı Sümerbank Genel Müdürü Selâhat- tin Akyol ile ihtilâl sonrası İnönü Hükümetinin Sanayi Bakanı Fethi yol, Bankanın düzenlediği ikinci dev- re toplantısının açış konuşmasında, hem memleketin genel iktisadi ve sı- nai hayatının genel manzarasını çiz- di, m anlattı, tedbirlerini gös- terdi, hem de İktisadi Devlet Teşek- Kimi çalışma şartlarını ve yapıl- i. Bir açık rejimde, düşün- celeri ve görüşleri serbestçe tartış- manın, İktisadi Devlet Teşekkülleri açısından ilk ve verimli olması bek- lenen fidanı böylece dikilmiş oluyor- du. Açık rejim, kartların açık oynan- ması gereken rejimdir. Akyoldaki bu inançtır ki, onu açık rejimin gerekle- rine uygun biçimde konuşturdu. Üs- telik, okuduğu konuşmanın her bir satırı doğruydu, bugün cari görüşle- ri aksettiriyordu. Akyolun söyledik- leri, sanki Devlet Plânlama Teşki- lâtının bir raporuydu. Ama bunda Çelikbaş Genel Müdürü taltifin def il, cezalandırmanın sebebini bulduğunu sandı. Ancak Bakan, baltayı bu defa ta- Şa vurmuştu. Zira meselede yüzde yüz haksızdır ve hukuki olsa da kara- kuşi tasarrufuyla memleketin en bü- yük müessesesini bir değerli haf- tan mahrum bırakmıştır. İş, Hükümet te ve Mecliste mutlaka görüşülecek- tir. Zira İktisadi Devlet Teşekkülleri- nin bundan sonraki çalışmalarının is- Avrupa Ayarında Konfeksiyon Yeni KARAMÜRSEL de AKİS - 193 Ekrem Alican Balıkçının... tikameti ve düzeni biraz da İktidar "Akyol (Hâdisesi"nde o takınacağı tutuma bağlıdır. Y.T.P. Karanlıkta gölgeler H aftanın sonunda cuma günü kendi- 3w ne: — Vaziyetler nasıl, bey?" diye sual soran AKİS'çiye Ertuğrul Akça, iri gövdesinden umul- mayan çevik hareketlerle ( sözlerini süsliyerek şöyle cevap verdi: — Genel İdare Kurulunun aldığı Ertuğrul Ertuğrul Akça ...balığı kararlar palyatiftir. Hiç bir netice ha- sıl etmiyecektir. Samimiyetsizliğin hakim olduğu bir siyasi teşekkülde esasen çalışılamaz. Zaman göstere- cektir ki alınan afaki kararlar, sa- dece partinin bir müddet daha dağıl- mamasını sağlamaktan başka işe ya- ramıyacaktır. Esasen Genel İdare Ku- rulu zamanını bekliyor. Partiden ay- rılacakların sayısı 60 kadardır! So- nunda partide kalan dört kişi karşı karşıya geçip konuşsunlar... Akçanın sözlerinde gerçeğin yüz- de miktarı az da olsa, bir miktar ha- kikat payı vardır. Ancak Alican ve Aybar Y.T.P. deki fırtınayı, son de- rece iyi oynıyarak atlatmayı bilmiş- ler ve Y.T.P. nin disiplinli pir parti olduğunu ortaya koymuşlardı Y.T.P. nin iki ileri zeleninii bu işi kıvırması kolay olmadı. Hür. P. den bu yana beraber olan iki politikacı, durumun geride bıraktığımız hafta- nın başında hiç de iyi olmadığını sez- e Yapılacak bir tek şey ardı, iki politikacı da onu yaptı- lar, Genel İdare Kurulu üyeleri ara- sında karşı tarafa meyli olanların kulağını çekmek ve bazı gerçeklerden onları haberdar etmek! İlk ağızda A- lican - Aybar ikilisinin sözlerine pek inanılmadı. Ama C.H.P. ye karşı ol- dukları açıkça bilinen Yalçın, Alatlı, Sandalcı ve diğer bazı üyelerin Ay* bar - Alican ikilisinin fikrinde olduk- ları anlaşılınca işin önemli olduğu ve kulağa fısıldananların gerçek payı çok olan olaylar olduğu kavrandı. Böylece Genel İdare Kurulu çoğunluk olarak Alicanın peşinden gitmeyi kabullen- di, partinin politikasının tesbiti işi i- se baş kaldıranlara bir tâviz olara “sonraya bırakılmak" suretiyle veril- di. Başkentte Bayram içinde bu ha- va düzenlenirken, İstanbulda Sandal- cının aracılığıyla İstanbul İl İdare Kurulunun kuvvetli üyeleri bir heyet olarak anlaşmazlığa çare bulmakla vazifelendirildi. Ali İhsan Çelikkan, Gültekin Başak, Avni Akman Fehmi Tevetoğlu ve Süreyya Ağaoğlundan müteşekkil grup -Heyette bulunma- ya söz verdikleri halde Hamdi Ak- ça ve Sami Yücedere katılmaktan son dakikada vazgeçtiler- Y. T. P. Merkezine geldiği sırada ikinci kat- taki toplantı salonunda Genel İdare Kurulu toplantısı başlamış ve üye- n istifasıyla ilgili konuya girebilmek için çare arar olmuşlar- dı. Aracılar toplantıya katılmak is- Kalite, Ucuzluk, Bol Çeşit Yeni (KARAMÜRSEL 'de AKİS-194 AKİS, 19 MART 1962