İKTİSADİ VE MALİ SAHADA den çok, karşılarına çıkarılan muha- tapları beğendiler. çi sefer, bunların arasında Şinasi Oreli göre- mediler ama bir "bakkalın oğlu" ü- zerlerinde aynı mükemmel tesiri bırak- tı. "Bakkalın oğlu", Devlet Plânlama Teşkilâtının yeni müsteşarı Osman Nuri Torundur. Devletin bu en önem- li organının başındaki genç adamın hayat hikâyesi, NATO üyelerini ina- nılmaz derecede ilgilendirdi. Bir iktisatçının hayatı 1938 yılında Afyonun Emirdağ ka- zasına bağlı Kılıçlar köyünde dün- yaya gelen Osman Nuri Torun, Kı- lıçlar köyü bakkalının oğludur. Ba- bası Ali Torunun, Osman Nuriden başka üç oğlu daha vardı. Çocukla- rının biraz büyümesini bekleyen Ali Torun, işini Emirdağa nakledip ora- da manifaturacılık yapmağa başladı. Osman Nuri bu sıralarda ilk okula başlamak üzereydi. Küçük Osman Nuri henüz ilk o- kuldayken Ali Torun geriye dört er- kek evlâtla birkaç kuruş borç bıra- du. Ö efeni çocuklarına zaman zaman okumala- nı, ne ya ıp. yapıp okullarını bi- ek Okula gitmele- işti. n ailecinin dört erkek çocu- gunun birden okuması bir hayli güç oldu. İçlerinden sadece büyük ağa- beyleri, şansın oyardımıy- la tahsilini ilerletebildi. o n Nuri Torun, Orta okulu ve liseyi Eskişehirde ikmal etti.. Liseyi bitirdikten sonra Yüksek Okula git- me arzusuna rağmen mali durumları müsait olmadığı için, her şeyi bırak- mak üzereydi. Kardeşleri kısa fasıla- larla hayata atılmışlar, ticarete baş- lamışlardı. Osman Nurinin bu sırada Bir Anane Kuruluyor Bilir misiniz ki, meşhur 12 Tem- uz Beyannamesinden sonra dev- rin Cumhurbaşkanı smet (İnönü D. P. Genel Başkam Celâl Bayara Devlet Protokolunda Muhalefet li - deri olarak yer ve kırmızı plâkalı al resmi ii teklif ettiği za- Kay nin bugünkü sakin ai şiddetle reddetmiştir? Bayar teklifi partisinin Genel İda- re Kurulunda görüşmüş, P, nin iktidarı aldıktan sonra iptidai zih- niyet büsbütün- kuvvet kazanmış ve bırakınız karşı partinin ileri, gelen- lerini, karşı partinin ileri gelenleri- nin yakınlarına selâm vermek ve- ya onlarla bir toplantı, ayaküstü iki lâf etmek jurnali cai hali- ne gelmiştir. On yıl nca, bir halefet takımı bir tek defa yüksek kademede karşı karşıya gelmemiş, bir tek defa memleket meseleleri- ni görüşmemiş, fikir ve görüş tea- tisinde bulunmamıştır. Hatta Muha- lefet ve Muhalif Basın, liderlerin öre en . P. ba adak aile bağlı kaldığı sip ise, yabancılar şerefine verilen yemeklere Muhalefet lideri sıfatı- nı taşıyan eski Devlet Başkanını davet etmemekten ibaret kalmıştır! topluma bir piramittir ve yan ayrılık, en sonda köylerde ca- milerin birbirinden ayrılmasına git- miştir. D. P. idaresi böyle bir düş- manlık havası içinde kapanmıştır. M. B. K. İdaresi, bir selah de- ğilse bir nekahat devri olmuştur. A- dahi yer- ma birbuçuk yıl içinde leşmiş komplekslerin yeni idareci. 10 Celâl Yeni İstanbuldaki haber Kısır lerin ruhundan kaybolduğunu söyle- mek zordur. Hep o aynı "Aman, ne derler! oendişesi, pek az istisna- sıyla genç ihtilâlcilerin yürekleri- ne hakim olmuş ve bu his onları, çevrelerin en kalitesizine ister iste- mez itmiş, ufuklarını inanılmaz de- recede daraltmıştır. Ancak Kuru- cu Meclisledir Oki münasebetler daha normal hal almıştır. r de, bugüne bakınız. Koalis- kapılar arkasında saatlerce görüşü- yorlar, elele, dizdize resimler çek- tiriyorlar, omuhtıralar (o veriyorlar, birbirleri hakkında saygılı (o sözler söylüyorlar. Ne iktidardaki adam- da bir endişe var, ne muhalefet! temsil edenlerde. Her şey, bir eşit seviyede cereyan ediyor. rotokol, siuillere değil kaidelere bağlı ola- muhayyele rak işliyor. Ya, onbeş senelik bir rötarla 1946 nın silâhlarını hâlâ kullanmak sev- dasında olanlar? Onlar inanılmaz bir gayret içindeler. Zamanın değiş- tiğinden, şartların değiştiğinden, telâkkilerin değiştiğinden, usullerin değiştiğinden., adamların değiştiğin- den habersiz, başlıklar (o atıyorlar: aşı Sayın diye , “İnönü ile Alican birbu- çuk saat görüştüler", "Gümüşpala- nın İnönüyü ziyareti neşeli geçti, "Alican ve Bölükbaşı o parti'erinin durumunu konuştular." Ece, bahsetti, görüştü geçti, konuştu.. Ne olmuş? neşeli Tabii, bir şey okluğu yok. Olan, yeni devrin eski oşampiyonlarına. 1962 de Çarliston devrinin uzun e- tekli, beli düşük, salkım saçak elbi- selerim giymiş rüküşlere benziyor- lar da.. AKİS, 19 MART 1962