YURTTA OLUP BİTENLER ucuz kâğıda basılmış, bu yüzden da- ha dolgun görünen bir kitap aldılar. Kitabın üzerinde, Özel Hizmete ait olduğu yazıyordu. Bu, merakı tahrik etti ve bir kısmı Devletin bu seviye- deki bir mevkiinde ilk defa yer alan Bakanlar, içinde bir sırrın bulundu- gu kanısıyla kitabı karıştırdılar. Rastladıkları bir takım istatistikler, rakkamlar, şemalar, plânlardan iba- ret kaldı. Kitap, bir rafa bırakıldı. Kitabın kabında, o alâka çekici özel Hizmet kelimele- rinden başka "Dev- let Plânlama Teş- kilâtı" vs "1962 yı- Şimdi, Plânlama Teşkilâtı adı, e gün bük ii çekin « R di. Kolay herkes sosyalist ya.. istismarcılarına da karşı.. sirler. Açıklama şu: gitmektedir!” Arkadan bir memlekette ne demokrasiden, "Milletin 96 98 ini soyan bu Wo > bâki kaldıkça geniş kütleler açlı- ga mahkümdurlar!", 2 nin koca W in ka- rın önünde Bütçe için zaman, ister -ındaki gün rafa kaplı kitap raftan Devlet Plânlama o Teşkilâtının dik- katli çalışmaları, 1962 bütçesi için yapılmış tek ciddi tasarıydı. Zama- nın kıtlığı Teşkilâtın talihini teşkil etti. İnönü Teşkilât müsteşarını ça- ğırarak uzun uzun konuştu. Müste- Program için bir hafta. indirildi. Herkes, kapitalist "Türkiyede milli getirin tefsirler: "Milli gelirin 96 "Hiç bir cemiyette, bir 96 Edebiyat eni sistemin o avantacılarına, Haftalardır, bir açıklama ma Teşkilâtının adı, haftanın sonun- da başkentin iktidar çevrelerinde herkesin ağzındaydı. İsim, oradan gazete manşetlerine geçti ve kurulu- şundan bu yana ilk defa yaygın şöh- ret kazandı. Böylece, biraz tesadüf- lerin yardımıyla, memleketin kade- rinde çok hayırlı rol oynamaya nam- zet teşkilât birden bire umumi ef- kârın malı oluverdi. Bir iktisat meraklısı 27 Mayış 1960 ü İhtilâlin netice- anlaşıldı- ğında Ankara Ku- mandanlığının Kur ve ona ait tef- may Başkanlığına & 38 i, nüfusun 96 2 sine genç ama beyaz 38 ini nüfusun 9 2 saçlı, orta boylu ne adaletten bahsedilebi- o mütevazi tavını Zaten bir kas nını sülük gibi emmesine cevaz verilemez!", "Hangi sınysız toplum! İş- o si Orel. Şinasi Orel gün önce, koalis- fe, iki sınf karşıkarşıya: Milli gelirin 90 88 ini cebe indiren 96 S ve onu oOdaha önce, komu- yon karan esil- doyurmak için fabrikasında, tarlasında, oatelyesinde göz nuru döken o tanlığım Cemal dikten sonra iki emek) işçisi!" Henüz duyulmayan sâdece su: Türkiyenin 96 98i, 99 2 ye oGürselin (yaptığı partiden heyetler karşı / birleşin! Kara Kuvvetlerin- toplanıp bir prog- Aslında, tarif edilen durumun Oo korkunç olduğu muhakkaktır. Bir (Ode Genel Sekreter ram taslağı hazır- ladıklarında, gaze- nu teciler A.P. temsil- cilerinden A.P. Se- 9 2 nin, koca 9 98i, milli gelirin 96 38 ine el koymak suretiyle istisma- karşısında galeyana gelmek için ne bolşevik, ne komünist, ne o sosya- list mi lâzımdır. Sâdece insan olmak, buna yeter de artar bile.. bulunuyordu. Kur- may subaylardan ekserisinin bir me- rakı olur, Şinasi O İyi mi? nato Grubu Baş- Bir de, madalyonun öteki yüzüne bakınız: Türkiyede milli gelirin 1” relin o merakı, ik- e peri 38 inin nüfusun 96 2 si tarafindan yutulduğunu söylemek bir deli saçşma- (o tisattı. ir sıdır. Neden mit gani adam, "Evvelâ barut yok!" demiş. Zira Türkiye- Gen. Kurma ' de, böyle bir neticeye varmak için gerekli istatistik bilgi yoktur. O ka- Alb $ b y "“— Program iİ- dar yoktur ki, bırakınız 96 38 veya 9 2 gibi teferruatı, kaba taslak bir ayın bu mera- çin Devlet Planla- ma Teşkilâtının ça lışmalanndan fay- dalandınız mı?" yıldız vardır şey söylemek bile kabil değildir. Bu, - 18.436.985. 942 çocukların oynadıkları 2 - Nereden bildin - Inanmazsan say" oyu- nunun eşidir. Bir yandan İstatistik Genel Müdürlüğünün, Devler Plânlama Dairesinin oOresmen bildirdiklerine göre milli kı, bundan 23 yıl Gökte kaç önce, ilk kıta hiz- Ni metini görmek ü diğer taraftan zere (gönderildiği zel Sarıkamışta başla- i ilci taksimi bahsinde söylenebilecek en kesin şey, sektörlerin aldıkları his- N © Koli br sedir. Yoksa, nüfus nisbeti, gelir nisbeti! Beli saçmasıdır bu, deli o saç- EE — hayretle açtı ve ması mışta vakit kolay yüreğinin bütün ayır, hiç kimseyi itham etmek hatırdan geçmez. Zira, kalemlerini geçmiyordu. Harp saflığıyla şöyle de- öyle kullananlar atasında sâdece milletini, sâdece memleketini en iyi Okulundayken — s- di: hislerle düşünenler, ancak toplumun dertli olmasından üzülenler, bu ya- or ve mü faa- — Devlet Plân- ralara mutlaka çâre bulunmasını isteyenler ve bolşevikliğin bsi ile bile liyetlerine (| katıl* lama Teşkilâtı mı? alâkası olmayanlar kahredici çoğunluktur. Ama,, insaf edilsin, evvelâ Oda.ne? Fakat Bakanlar, kabinelerinin prog- ramı ve daha mü- riasyonlarına himi, 1962 yılı büt- çesini hasırlamak üzere masa başı- na oturduklarında arpacı kumru su vasiyetine düşmekte o gecikmedi- ler. Programı, nihayet bir edebiyat saymak kabildi. Ama Bütçe? Bu bir hesaptı, bir kitaptı.. Üstelik, Anaya- saya göre Bütçe Kanununun 1 Ara- lık tarihine kadar Meclise verilmesi gerekiyordu. Bir Geçici Bütçe yapı- labilip yapılamayacağı hususu Ana- yasada araştırıldığında, buna da im- kân bulunmadığı görüldü. Bakanla- 6 bir yalan ortaya atıp sonra onu doğru gibi alarak olmamız lâzım mıdır, değil midirt Asıl birleşmesi lâzım gelenler, bu memleketin iyi şarın yanında, Hollandalı Baş Müşa- vir de vardı. Ertesi gün Devlet Baka- nı Turhan Feyzioğlu Teşkilât mer- kezine giderek bilgi aldı. Ondan son- ra, yeni bütçe için çalışmalara Teş- kilâttan temsilciler de katılmaya başladı ve mavi kaplı kitap bir nevi nâzım plân değeri kazandı. Hafta başlarken o senatörlerin hattâ bir kısım Bakanların "O da ne?" diye şaştıkları Devlet Plânla- etrafında tahrik va- girişmek, zümreleri birbirine düşürmeye kalkışmak, istismar, avanta, pis kapitalist edebiyatı yapmak klâsik bolşevik meto- du mudur, değil midir? Fikirlerimizi dayadığımız temelleri seçmede bi- raz daha dikkatli ya başlamıştı. ma kemanı, gece- lerini doldurmaya yetmiyordu. o Bir levazım subayı o- lan ağabeysi Or- Orelin iktisat kitaplarını karıştırmaya başladı. İk- tisat kendisini, inanılmaz derecede sardı. Şark hizmetinin sürdüğü üç yıl, okumakta devam etti. 1941 yılı da Ankara Topçu Okulu takım ku- mandanlıgına getirildi. Bir yıl son- ra, üsteğmen rütbesiyle Harp Aka- demisine girdi ve 1944 de kurmay yüzbaşı olarak Akademiden gıktı. Bil tün bu yıllar boyunca, iktisada karşı merakı arttı. Orel, Genel Kurmay İs- AKİS, 27 KASIM 1961 bir niyetlileridir!