karara varılıp varılmayacağı henüz bilinmiyordu. Ama aradan bir saat ikten sonra aynı ve dü- Köşkten ayrıldığını görenler kendisine bir ağır görevin i edildiğini ve İnönünün buna müsbet cevap o verdiğini anlamakta güçlük çekmediler. Toplantı, Köşkün alt kattaki bü- Ortada, köşeli bir masa vardı. mal ki Yuvarlak Masanın hazin ne- ticesi, bu şekil değişikliğine yol aç- mıştı. Salonda, Senato ve Millet Mec- lisi Başkanlarından başka T.B.M.M. de temsil edilen dört partinin Genel Başkanları ile Grup Başkanları var- dı. Masanın başı Cumhurbaşkanının- dı. Omun iki yanı Suat Hayri Ürgüp- lü ile Fuat Sirmene ayrılmıştı. Bir yanda A.P. ve C.K.M.P. liler, öteki tarafta C.H.P. ve Y.T.P. liler yer al- dılar. Toplantıda, sâdece Cemal Gür- sel konuştu. Cemal Gürselin konuşmasını din- leyenler, bundan Ur kaç sene evvel Fransada General de Gaulle'ü vazife başına çağıran devrin Cumhurbaşka- nı Rene Coty'nin hitabesini hatırla- maktan kendilerini alamadılar. Gür- sel, memleketin durumunu hiç bir hayale müsaade etmeyecek açıklık- ta gözler önüne serdi. Aslına bakı- toplantıda bulunanlar um- karşı- sında ne yapmak istediğini açıkladı. Bir şahsiyeti, partisi şu veya bu di- ye değil, memleketi, içinde bulundu- ğu son derece müşkül durumdan kur- tarabileceğinden dolayı Başbakanlık göreviyle ogörevlendirecekti. o Cemal Gürsel, laftan anlayanlara, eğer de- mokratik rejimi gerçekten kurtarmak istiyorlarsa nasıl davranmaları rektiği hususunda da en sarih açık- lamada bulundu. İmkansız olan bir takım şeyler vardı, bu imkansızlık- ları denemeye kalkışmakla ozaman kaybetmenin hiç lüzumu yoktu. Cumhurbaşkanı konuşmasını ta- mamladı ve bir tartışmaya fırsat ver- meksizin, kalkıp gitti. Geride kalan- ların bir kısmının yüzünde, derin bir hayretin ifadesi vardı. Şaşırmış olan- ların bağında, bizzat Gürselin hima- yesine mazhar olduğu bilinen ve bir gün önce, o garip "Döner Başbakan- lık" tezini savunmuş olan Ekrem A- lican geliyordu. Bir teklif ve ötesi Cemal Gürselin salondan ayrılısı, misafirlerini ne yapacaklarını bil- AKİS, 13 KASIM 1961 Osman Bölükbaşı Don biçecek mez halde bıraktı. Aradan çok geç- medi, Cumhurbaşkanının İsmet İnö- nüyü beklediği haberi geldi. kalktı ve salondan çıktı. Gürsel, ya- nında Fahri Özdilekle Sıtkı Ulay ve Suat Hayri Ürgüplü ile Fuat Sir- men olduğu halde Malatya milletve- kili İsmet İnönüye Başbakanlık gö- revini tevdi etti. Memleket, İsmet İnönüden bu yeni hizmeti bekliyor- du. Anlaşılıyordu ki Cumhurbaşka- nının biraz önce bahsettiği şahsiyet. Birinci Cumhuriyetin de ilk (oBaşba- kanlığını yapmış olan İsmet İnönüy- dü. İnönü, görevi kabul ettiğini bil- dirdi. Parti liderleriyle görüşecek ve cevabım mümkün olan en kısa za- manda Cumhurbaşkanına verecekti. Gürsel, İnönünün kabineyi kurması- nın niçin tek selamet yolunu teşkil ettiğini bir defa daha anlattı. liderler Köşkten ayrılırlarken, ka- pının önü gene gazeteciler tarafından tutulmuştu. İnönünün Başbakanlık görevini aldığını, kendine has üslüp içinde Bölükbaşı anlattı. Memnun o- lup olmadığı sorulduğunda, İnönünün memnun olduğunu söyledi ve "Ona sorun!" dedi. Liderlerin en keyifsizi, Ekrem Alicandı. Gümüşpala, babaya- ni bir tavırla söyleyecek şeyi olma- dığını gazetecilere tekrarladı. Bir kaç saat sonra da, Cumhurbaşkanının ye- ni hükümeti kurma görevini Malatya YURTTA OLUP BİTENLER milletvekili İsmet İnönüye verdiğine dair resmi tebliğ yayınlandı. Buna ait tezkereyi, Gürsel İnönünün Me- busevlerindeki ikametgahına gönder- di. o Cumhurbaşkanının, toplantıda yaptığı konuşma da, teferruata ka- çılmaksızın A. A. vasıtasıyla (o mille- te nakledildi. Gürselin, Başbakanlık (o görevini, parti faktörünü nazarı dikkate al- maksızın tevdi ettiğini bilhassa a- çıklamasını Y. T. P. nin tanınmış ka- lemi Aydın Yalçının basiretli eşi Nilüfer Yalçınla A.P. nin büyük kıy- meti Ahmet Gürkandan başka her- kes aynı şekilde tefsir etti: Demek ki, eğer "müesseseleri yerine oturtma ya muktedir tek adam" İsmet İnö- nü kabineyi kuramazsa, bir Başba- kanlık teklifinin Ragıp Gümüşpala- ya veya Ekrem Alicana yapılması sureti katiyede bahis konusu değildi. O zaman durum, bu yeni hadisenin ışığında, yeniden düşünülecek ve ne gerekiyorsa o yapılacaktı. Belki de, müesseseleri yerine oturtmak imkânı kaybolacaktı. Açık gerçeği, bir gün sonraki Öncüde Bayan Yalçın ise şöyle anlattı: Efendim, Ur koalisyon halinde Y. T. P. cüssesiyle mütenasip sayıda Bakanla yetinmeyip, eşit mu- amele istiyor, öteki Gruplar da buna itiraz ediyorlardı ya.. Cemal Gürsel, İnönünün, kendi Grubunun itirazı da- hil, bu yolda hiç bir o sızlanmaya meydan vermemesi için böyle bir yol tutmuştu! Bay Gürkan ise, bilinen zekâsıyla (o hâdiseye teşhis koydu: sabote edilirse, Ragıp Gümüşpalaya yapılacaktı. o zaman bir hükümet teşkili imkânı yaratılır, C.H. P.ileY.T.P. zaten hazır olduklarına göre Başbakanlık bir A. P. linin hazik ellerine oterke- dilirdi! Bu akıllıca tefsirler (sayesinde, partilerin işbirliği yapmak için kol- ları sıvadıkları gün Y. T. P. nin or- ganı Öncüde, birinci sayfanın dibin- de, imza yerine yıldız taşıyan ve pek sinirli bir kimse tarafından kaleme alındığı belli bir yazı çıktı. Yazıda- C.H. P. şiddette itham ediliyor, ko- alisyonun torpillenmesine çalışılıyor- du. Ahmet Gürkan ise, memleket ka- derinde söz sahibi A. P. nin aynı gün yapılan Genel İdare Kurulu toplan- tısında duruma hakim oldu ve D. P. varisi partinin ancak bir Milli Koalis- yona girmesi, başka birleşmelere il- tifat etmemesi gerektiği yolunda bir kararın alınmasını temin etti.