147' lerin çilesi Üniversltelere (o tırpan atan 114 sayı- lı kanunun 4. maddesi, 147'lerden istiyenlerin oOhemen istemiyenlerin ise, başka görevlere tâyin edilmedik- leri takdirde, altı ay içinde hakların- da 5434 sayılı kanun gereğince emek- lilik işlemi Oouygulanacağını (o bildir- mektedir. Ne var ki, 147'lerin emek- lilik durumları pek eğlenceli bir du- rum arzetmektedir. Bir defa Il ta- nesi, esasen, 65 olan yaş hadlerini doldurmuş olduklarından müracaat- ları üzerine emekliye sevkedilmişler- dir. M.B.K. İdaresi, daha fazla neda- metin tesiriyle (okiymetli insanların güç. yetiştiği memleketimizde 147'le- ri şeref ve itibarlarıyla mütenasip mev kilere atamak suretiyle devlet hiz- metine almak için çırpınıp durmuş- tur. Fakat dâvalarından vazgeçmek niyetinde olmıyan 147ler, parlak tek- lifleri ellerinin tersiyle iterek, 23'ü hariç, inanılmaz bir mukavemet gös- termişlerdir. Resmi Oo vazife almıyan 113 tanesi, aradan bir seneden fazla zaman geçtiği halde, 4. maddeye rağ- men hâlâ emekliye sevkedilememiş- ler ve durumları muallâkta kalmış- tır. İlk altı aylık müddet zarfında 147'lere, son maaşlarının yarısı Ö- denmiştir. Altı aylık omüddet, 28 Nisanda bitmiş ve 147ler 11 Mayısta Rektör- lüklerden birer mektup almışlardır. Bu mektuplarda, resmi vazife alma- dıktan takdirde, emeklilik işlemleri- nin yapılması için lüzumlu vesika- larla müracaattan isteniyordu. 147' ler derhal toplanıp meseleyi müza- kere ettiler. Neticede hepsi Rektör- lüklere aynı mealde sert birer cevap verdiler. Butlan ile malül bir tasarru- fa istinaden emeklilik işlemi yapıla- mazdı. Eğer böyle bir yola gidilirse, mesuliyet emeklilik işlemini yapan daireler ve yetkililerine raci olurdu. Rektörlükler o 147'lerin dosyalarına mektuplarını iliştirip Milli Eğitim Bakanlığına gönderdiler. Milli Eği- tim Bakanlığı Rektörlüklere iade et- ti. Rektörlükler de Emekli Sandığı- na havale ettiler. (Emekli Sandığı, "Onay yoktur" gerekçesiyle Rektör- lüklere geri gönderdi. Hiçbir yetkili şahıs veya daire, 147'lerin emeklilik işlemini re'sen yapmağa yanaşmadı. Ya istemedi, veya cesaret edemedi. Rektörler, “114 sayılı kanunu yürüt- mekle görevli olan Milli Eğitim Ba- kanlığıdır. Dolayısıyla emeklilik iş- lemlerini orasının yapması lâzımdır" diyor, üzerlerinden atıyorlardı. Milli Eğitim Bakanlığı ise, "Üniversitele- rin başı Rektörlerdir, onlar yapsın- lar" şeklinde mütalâa yürütüyordu. Altı ayın dolmasından sonra, 147 lerin maaşları tamamen kesildi. Za- ten emeklilik işlemlerini yaptırsalar- dı bile, 25 senelik hizmet devresini doldurmamış olanlar, 65 yaşına gel- meden emeklilik, ikramiye vesair haklarına sahip olamıyacaklardı. A- ralarında 25 senelik hizmet devresini doldurmuş bulunanlar da, maddi mu- zayakaya düşmüş olmalarına, rağ- men, haklarının en başta kendilerin- ce inkârı anlamına gelecek emekli- lik işlemlerini yaptırmadılar. Meselâ İstanbul Üniversitesinin Rektörlüğü- nü yapmış koskoca bir ordinaryüs profesör, Ali Tanoğlu, ayda 2 bin 500 liradan sıfıra düşmüş, fakrü zaruret ÜNİVERSİTE içinde kalmış, fakat gene de boyun . Kimi otomobilini satmış, site içinde kalan talihlilerin araların- da topladıktan 40 bin lira muhtaç o- lanlara dağıtılmış, kısa zamanda tü- kenip gitmişti. Milli Eğitim Bakanı Ahmet Tahtakılıç keza 147lerden 70'inin resmi görev kabul ettiğini ileri sürmüştü ama, beyanı gerçeği tam mânasıyla aksettirmiyordu. 147 lerden bazıları ek görev olarak yük- sek okullarda da dersler veriyorlar- dı. Tahtakılıç, ek görevlerini devam ettiren öğretim üyelerini, resmi gö- rev kabul etmiş olarak Hesaplıyordu. Yere düşen cevherler 147'lerden 6'sı, dış memleketlerde- ki ölçüleri objektif o üniversiteler tarafından yabancı profesör olarak dâvet edilmişti. Bunlardan İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Ord. Prof. ü Mazhar Şevket İbşiroğlunun hikâ- yesi fevkalâde komik ve acıdır. İb- şiroğlu İstanbul Üniversitesinden u- zaklaştırılmağa omahküm edilince, kürsüsü boş kaldı. Batı Almanyadan vaki dâveti kabul ederek yabancı di- yarlara gitti. Ne var. ki, İbşiroğlunun yerini doldurmaları için Batı Alman- yadan iki profesör dâvet edildi. Şim- di, İbşiroğlu Batı Alman gençlerine, iki Batı Alman profesörü de Türk gençlerine sanat tarihi öğretmekte- dir! Ayrıca oOAmerikalılar, mi sayılı kanunun kurbanlarından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi em ji Profesörü Tevfik Berkmana, Orta- doğuda açacakları İzotop Enstitüsü- Üniversite Rektörü Milli Eğitim Bakanı Tahtakılıç ile AKİS, 13 KASIM 1961 Müdavele-i efkâr 23