SİNEMA Artistler Torikin ölümü Marx Kardeşler topluluğu, İkinci Dünya Savaşı sonrası seyircisinin yabancısı olduğu üç komedyenden müteşekkildir: Boyama olduğu daha İlk bakışta belli olan kalın bıyığıyla Groucho, eski püskü silindir şapka- sının altından taşan kıvırcık saçları, fıldır fıldır gözleriyle oHarpo ve bu iki delibozuğun arasında sürekli ola- rak bir denge unsuru görevini yük- lenmiş, dünyayı umursamaz Chico... Savaştan önce filmleri ardı ardına Türkiyeye gelir ve seyirci, Marx Kardeşleri daha çok "Üç Ahbap Ça- vuşlar" olarak tanırdı. Bu toplulu- gun, o sıralarda en yaygın bir başka ikili komik olan Stan Laurel ile Oli- ver Hardy'ye karşılık, sevilmesinin ve tutunmasının başlıca kahramanı yine Ferdi Tayfur olmuştur. Marx Kardeşler de, Laurel-Hardy çifti gibi savaş sonlarındaki yıllarda gözden düşmüşler ve sinemadan u- zaklaşmışlardır. . Nihayet, (o evvelki hafta içinde kardeşlerden Chico'nun beklenmedik ölümüyle de bu bir za- manların en ünlü komik topluluğu, bir daha bir araya gelmemek üzere dağılmış oldu. Marx Kardeşler Türkiyede "Pa- labıyıkyan", Torik" ve "Kıvırcık" ad- larıyla vaftiz edilmişlerdir. lıları olan kısa boylu, esmer, kıvır- cık saçlı Chico »Torik-, seyirciyi şa- şırtacak derecede tuşlarına hakim bir piyanistti. Sahnedeki oyunlarında ve filmlerinde akla hayale sığmayacak çılgınlıklar peşinde oOkoşan öbür iki kardeşinin arasında her zaman bir denge unsururolündeydi. Groucho'nun diğer adıyla Arsak Palabıyıkya- n'ın- bütün işi gücü, topluluğun serü- venlerinde kendisine beyin süsü ver- mek, fakat ortalığı bu yüzden de ala- bildiğine karıştırmaktı. Harpo, yâni Kıvırcık ise, Groucho'dan da deli do- luydu. Olmadık işlere burnunu sokar, bir türlü kurtulamaz, dilsiz rolü oy- nadığından da derdini kimselere an- latamazdı. Harpo, Groucho'ya naza- ran çok daha garip tutkulara sahip- ti. Herkese kafa tutar, kadınlara o- racıkta âşık oluverir, gözünü hiç bir- şey yıldıramazdı. Ama bir de bakar- dınız ki, o ele avuca sığmayan dilsiz Harpo birdenbire (oduygulanıvermiş, nerden bulmuşsa bulmuş, eline boyun- dan büyük bir harp geçirmiş, kendin- den geçerek çalıyor. O anda dünya bir araya gelse, içinde bulunduğu bi- na yanıp tutuşsa, Harpo'yu harpının başından kimseler ayıramazdı. AKİS, 13 KASIM 1961 Üç. kardeşin de, kendilere has ko- medi yanları içinde iyiden iyiye yedi- rilerek verilen hoş tutkuları vardı. Harpo'nun harpına karşılık, Chico da piyano çalardı. Çalgı başında duy- gulu birer kişi olurlar, seyircilerine başarısız olmayan bir müzik ziyafeti verirler, bu iş bitti mi, deli dolu se- rüvenlerine bıraktıkları yerden baş- larlardı. Topluluğun müzikle | ilişiği olmayan tek üyesi, gözlüklü ve boya- ma bıyıklı Groucho Marx'tı. Kardeş- lerini toplar, onlara yeni yeni işler uydurur, bu yeni türedi işlerle de hem kendisinin, hem de berikilerinin baş- larım yakardı. Marx Kardeşlerin film- lerinde eksik olmayan birşey de, iki genç sevgiliydi. Birbirlerini seven iki insan, türlü engeller yüzünden birbir- lerine okavuşamazlar, araya giren A. Mekin ve N.Yulaç Marx Kardeşler bir çeşit modern Alâ- eddin masalının devi durumunda en- gelleri ortadan kaldırıp iki genci bir- birlerine kavuştururlardı. Bu yolda yapılacak her türlü savaş onlar için son derece normaldi. Yılmadan döğü- şürler, didinirler, sonunda mutlaka zafere erişirlerdi. Filmin sonunda mutluluğa erişenleri görürler, yeni mutlulukları düzenleyecek başka se- rüvenlere doğru alıp başlarım gider- lerdi. Sonun başlangıcı Marx Kardeşlerin sahneye ve perde- ye getirdikleri komedi o anlayışı, o güne kadar sürdürülen Chaplin an- layışının dışındadır. Gerçi, varış ba- kımından arada belirli bir benzerlik, yok değildir ama, geçilen yol bütünüy- le de ayrıdır. "Komik," Mars Kardeş- ler arasında çokluk ikiye bölünürdü. Chico, pek komiklikten yana değildi. O kardeşlerinin yaptıklarım düzelt- meye, onları doğru olana, daha doğ- Kanerin "Yedi Günlük Aşk'"ında 33