İtibaren kadını giydirmektedir. Çün- kü hepsinin kendi kumaşlarından ya kapüşonları, ya küçük bereleri, da şapkaları, en vardır. Baz ları da kürkle süslüdür ve şapkaları da ayni kürktendir. Toprak renkle- rinde tweed kumaşlar, tayyörler için biçilmiş kaftandır. Ceket boyları ne çok kısa, ne de uzundur. Eskinin kla- sik tayyör denilen tip ay de bu sene tek tük meydana çıkmıştır a- ma, bel eskisi gibi oturmamaktadır. Bu da havayı tamamiyle değiştir- mektedir. Etekler aşağıya doğru ha- fifçe açılarak biçilmiştir. Bazı etek- ler önden düz, arkadan plilidir. Bazı- ları yan pillerle zenginleşmiştir. 061 - 962 modasının en büyük Ö- zelliği, gece tayyörlerine verilen ö- nemdir. Burada da akıllı uslu giyim prensibi Öne alınmıştır, Fakat bu güzelliklerinden ve zara- fetlerinden hiç birşey kaybetmemiş- lerdir. Yeni prensibe göre her kadı- nın gardrobunda bir gece tayyörü bulunması şarttır. Tecrübeler göster- miştir ki, kadınlar bazen gece gez- melerinde kendilerini fazla giyinmiş hissederek rahatsız olmaktadırlar. Saten de kendilerini aksine fazla gi- yimsiz bulmaktadırlar. Bir gece tay- yörü bu iki hissin tam ortasındadır birçok fırsatlarda en iyi kıyafet olabilmektedir. Gece tayyörlerinin bir ismi de "tiyatro tayyörüdür" Ve tiyatroya giderken de yarinde bir kı- yafettir. Bunlar, gündüz tayyörleri gibi gayet sade biçimlidir. Ceket ne çok kısadır, ne uzun. Bel, tıkılma- dan gösterilmiştir, fakat daima süs- tü parlak kumaşlardan, pırıltılı ipek- lilerden, pamuklu kadifeden, açık renk satenlerden, değişik, yeni ku- maşlardan yapılmakta ve süslü bluz- ların Üstüne giyilmektedir. Sade bi- çime rağmen kadınvâri teferruatla süslenmeyi de ihmal etmeyen bu tay- yörlerle güzel bir çiçek, bir kolye, değişik bir bilezik takmak modadır. Tayyörlerle düz yaldız dekolte ayak- kabılar giyilebilmekte, taşlı tokalar, süslü küpeler de hoş karşılanmakta - dır. Bu fantezileri gidilecek yere gö- re ayar rlamak, tayyöre birçok siyim yeri kazandırmaktadır. Güzellik Kara makyaja veda 1962 senesi makyaj sanatına büyük bir değişiklik getirmiştir. Genç kadınlara vamp manzarası veren si- yah göz makyajı tam mânasile iflas etmiştir. Kadınlar bu sene gözlerini kömürlük penceresine çevirmekten vazgeçeceklerdir. Aynı lamanda bo- yasız, soluk dudaklarla elde edilen AKİS, 18 EYLÜL 1961 romantik makyaj veya çok koyu bir şekilde boyanan dudaklarla elde edi- len dramatik makyaj da ortadan kalkmıştır. 1962 senesinde kadınlar ancak boyalı olduklarım hissettirecek kadar boyanacaklardır. Bu, yumuşak, çok genç ve tasa bir makyajın yeni- den sahneye çıkması demektir. Fon dö ten olarak kullanılan renk, içinde hafifçe yaldız tonu olan bir pembe renktir. Bunu eşit şekilde bü- tün yüze hafifçe yayarak bir genç kız tazeliği elde edilmekte Ve bu çok hafif tutucu krem üzerine gene pem- pemsi bir hafif pudra sürülmektedir. Gözleri için, türkuaza bakan bir tatlı mavi göz kapağı rengi oçok modadır. Fakat bu, günün ancak ak- şam saatlerinde (kullanılmaktadır. Göz kenarları, çok koyu olmıyan bir kalemle hafifçe gösterilebilir. o Kuy- ruk modası da yok olmuştu». Yalnız göz çizgisini biraz dışa doğru çekip bırakmak, gözleri daha uzun göster- mektedir. Alt göz kapaklarına ise hiçbir surette boya sürülmemektedir. Kaşlar tabii hatlarını muhafaza etmektedir. Yalnız göz kapakların- daki fazlalıkları temizler. "gözlere genç bir bakış verebilmek bakımın- dan önemlidir. Jackie Kennedy'nın ortaya attığı bir moda da, ortan a- lınmış kaş modasıdır. Bu, birbirine yakın olan gözleri uzak göstermeye yaramaktadır. Tabii hatlarını muha- faza eden kaşların fazlalıklarını te- mizledikten sonra, onları çek koyu olmıyan bir kalemle çizerek hudutlan- dırmak lâzımdır. Bu iş için kullanı- lacak kalemlerin uçları hemen her de- fasında yontulmalıdır, yoksa çizgiler ağır ve kalın düşer, yüze yaşlı bir ifade verir. Yalancı nik modası tamamiyle yok olmuştu Dudak a bu sene hep pem- bedir ve iç açıcıdır. sade makyaja rağmen geceleri sala maktadır renk renk küpeler takıl- Basın ll Divanının Tebliği: 2 lül salı günü Prof. Naci li başkanlığında toplanan Basın Şeref Divanı a- şağıdaki (o hususların gla masına karar vermişti Il — Türk Basın amileile. ri taralımdan 6 Eylül 1961 gü- nü imzalanan Amilaşmnda, Ba- sın Ahlâk Yasasına her za- mankinden daha çok titizlikle uymak konusunda yapılan ta- ahhüt divanımızca omemnuni- yetle karşılanmıştır. Ayni And- laşma ile taahhütlerine aykırı davranan yayın Oo organlarının Basın Şeref Divanı yoluyla u- yarılması hususunda bir kara- ra varılması, divanımıza güve- nin bir ifadesi olarak bize kuv- vet vermiştir. asın Şeref Divanı. Türk Basın oOAndlaşmasına (aykırı yayınları Basın Ahlâk yasa- sının ışığı altında İnceleyecek- tir. Bu cümleden olmak üzere Andlaşmanın imzalanmasından sonra çeşitli gazeteler tarafın- dan andlaşmaya aykırı olduğu iddia edilen bazı yayınlar diva- nımız tarafından ele alınmış bulunmaktadır. 2 — Suphi Baykam'ın Ta- nin gazetesinin "Olup Bitenler" sütununda hakkında devamlı yapılan yayınlar konusundaki müracaatını inceleyen Divanı- mız bahiskonusu yazıları Ba- sın Ahlâk Yasasının ikinci maddesine aykırı bulduğundan Tanin gazetesine İHTARda bu- İL mn irde o yayınla- nan Yeni Haber gazetesinin. Şerefiye oOköyü oöğretmen ve muhtarı Necati Aytöre hakkın- da yaptığı yayının asılsızlığı hususunda Mahdumiye Kayma- kamlığının müracaatı incelen- miştir. Bu konuda yürütülen resmi Tahkikat evrakının tet- kikinden, bahiskonusu yayının en anlaşılmış ve Yeni r Gazetesinin, Basın Ah- Ti Yapakinin üçüncü maddesi- ne aykırı bu durumdan dolayı TAKBİHİ ,kararlaştırılmıştır. Fuat Başgil'in, A- kis dergisinde, hakkındaki ya- yınlarının asılsızlığı (o konusun- da yaptığı müracaatın incelen- mesi tamamlanmış ve bahis- konusu yayınlarda hakikata aykırı hususlar tesbit edilmiş- tir. Basın âk Yasasının ü- çüncü maddesine aykırı bu do- rumdan dolayı Akis dergisine İHTARda bulunulması karar- laştırılmıştır. 31