dahildir. Burada da senelerden beri bir sömürge mücadelesi sürüp git- teslime yanaşmamaktadırlar. Bu ba- kımdan federasyon idaresinin Londra ile arası da açılmış bulunmaktadır. Nitekim Katanga savaşının Rodezya hudutlarına doğru kayması karsısın- da ilk olarak harekete geçen Londra hükümeti, Hammarskjoeld'den izahat istemiş ve bu maksatla Dışişleri müs- teşarı Lord Lansdowne'ı alelâcele Kongoya göndermiştir. Diğer ta- raftan Katanganın sözde bağımsız- savunan bir takım Zzıpçıktı konuş- sömürgecilerin meseleye lâkayt kal- madıklarını göstermektedir. Buna mukabil Sovyet Rusya, Bir- leşmiş- Milletler kuvvetlerinin (o hare- kâtını desteklemektedir. Bu suretle Hammarskjoeld ile Moskovanın arası da az çok düzelmiştir, denilebilir. Doğu - Batı Müzakereye doğru Bitirdiğimiz (o hafta içinde Almanya ve Berlin meselesiyle bu meselele- ri istismar yolunda kullanılan nük- bazı önemli gelişmeler Sovyetler 30 Ağustostan itibaren baş- ladıkları nükleer silâh denemeleri se- risine bomba güçlerini arttırarak de- vam ettiler. Başkan Kennedy ile Başbakan Mac Millan'ın bu hususta Krutçefe yaptıkları müşterek teklif müsbet karşılanmadı. İki Batılı dev- let atmosferde nükleer deneme yap- mamak için bir anlaşmaya varılması- nı ve bu konuda 9 Eylüle kadar bir toplantı yapılmasını istiyorlardı. Mos- kova bunu reddetti ve reddederken de hayli beceriksizce iddialar ileri sürdü. Sovyet nükleer denemeleri de- vam ederken talihsiz Cenevre konfe- ransı, yâni nükleer denemeleri dur- durmak için üç yıldan beri devam e- den üçlü konuşmalar da müddetsiz olarak kesildi. Mesele, Birleşmiş-Mil- letler Genel Kurulunun 19 Eylül top- lantısında konuşulacaktır. Bu arada Berlin hakkında nota teatisi devam etmiş, bilhassa hava koridorları bahsindeki tartışma dur- mamıştır. Berlin durumunda değişik- lik yoktur, Sovyetlerin bu yıl sonun- dan evvel Doğu Almanya ile bir sulh andlaşması imzalamak niyetlerinde de bir değişiklik olmadığı gibi... O zaman şüphesiz ki, Berlin krizi çok daha değişik bir renk alacaktır. Fiili durum ve tutumlar böyle o- lunca, ne gibi bir gelişmeden bahse- şeklinde bir sual varittir. Gelişme olsa olsa kötüye doğru gi- diş şeklinde tecelli etmiştir, odenile- AKİS, 18 EYLÜL 1961 bilir. Fakat bir başka yönden ba- kılınca meselenin müzakere yoluna girdiğini, daha doğrusu, müzakere yo- lunda mütereddit adımlar atılmış ol- duğunu ifade etmek yanlış olmaz.. Dört elçi Belgradda otoplanan tarafsızlar kon- feransından sonra Moskovaya gi- den Nehru ve Nkruma ile Washing- ton'a gönderilen Sukarno ve Keyta, görünüşte eli boş dönmüşlerdir. He- le Nehrunun enikonu ümitsizliğe ka- pıldığı zannedilmiştir. Diğer yandan Sukarnonun da Washington makam- larına hiç mi hiç tesirde bulunama- dığı, hattâ bu ziyaretten bir soğuk- luk hasıl olduğu kanaati hasıl olmuş- tur. Nitekim Başkan Kennedy'nin Tarafsızların mesajına verdiği cevap ta bu intibaı kuvvetlendirir mahiyet- tedir. Lâkin Kennedy aynı gün, yâni çarşamba günü verdiği (o beyanatta yeni bir unsur getirmekten hâli kal- madı. Başkanın sözlerinden şu anla- şılmaktadır: Amerika, Berlin ve Al- manya hakkında müzakereye girebi- lir. Şu şartla ki, bu müzakereler nük- leer tehdit altında cereyan etme- melidir. Tine şu şartla ki, bir yüksek kademe konferansı daha alt kademe- lerde yapılacak görüşmelerle iyice hazırlanmalıdır. Bu arada Birleşmiş- Milletler Ge- nel Kurul toplantısına katılmak üze- DÜNYADA OLUP BİTENLER re Amerikaya giden Fransız ve İngi- liz Dışişleri Bakanları ellerini biraz çabuk tutarak, erken hareket ettiler ve Amerikalı meslekdaşlarıyla görüş- tüler. Bunlara Batı Almanya Dışiş- leri Bakam da iltihak etti. Batılılar görüşürken, Başkan Ken- nedy'nin ortaya attığı müzakere fik- ri de gelişiyor, bu fikirle ilgili bazı sondajlar yapılıyordu. Acaba Sovyet Dışişleri Bakanı Gromiko, Birleş- miş-Milletler toplantısına gelen he- yetin başında bulunacak mıydı? Bu- na Moskova müsbet cevap veriyor ve o da bir sual soruyordu: Gromiko Amerikada Dışişleri Bakam Dean Rusk ile görüşebilir miydi? Sovyetler bu suali oldukça garip bir şekilde sormuşlardır. Batılı Dışişleri Bakan- ları toplantıda iken Büyükelçisi kapısına (odayanmı ve Rusk'ı görerek bir şeyler (o söylemiş- tir. Öte yandan NATO'nun eski Ge- nel Sekreteri ve hâlen Belçika Baş- bakan Yardımcısı ve Dışişleri oBa- kanı Spaak'ın da önümüzdeki sah günü Moskovaya hareketi yine mü- tad olmayan şartlar içinde kararlaş- tırılıvermiştir. Büyük tehditler ve gürültüler a- rasında Doğu-Batı müzakeresi hazır- lanmaktadır.