KADIN Ankara Türk Kadınlar Birliği hatlı, iddiasız, fakat şah- siyet sahibi genç bir kadın, ağır ağır ve kelimelerin üzerine basa ba- sa konuşuyordu: "— Gayelerimizden biri de vilâ- yet ve kazalarda Türk Kadınlar Bir- liği başkanlıklarını ovali ve kayma- kam eşlerinin inhisarından kurtar- maktır." Bir kaç saniyelik bir osusuştan sonra sözlerine şöyle devam etti: "— Elbette ki vali eşlerinin olsun, kaymakam eşlerinin oolsun Birliğe büyük hizmetleri odokunmuştur ve her aydın Türk kadınının başlıca va- zifesi, bulunduğu yerde Türk kadını- nın dâvalarını obenimsemektir. An- laşılmıyacak şey, bir kadım sırf va- linin veya kaymakamın eşidir diye otomatik şekilde (başkanlığa getir- mektir. Bu, Türk Kadınlar Birliğinin çalışmalarım çoğu zaman felce uğ- ratmış bir kötü gelenektir. Birçok dertler bu yüzden dile getirilemez. İ- dari makamlara hoş görünme gay- reti, hiç değilse onları kızdırma kor- kusu üyeleri serbest konuşup serbest hareket etmekten alıkoyar. İkinci lere, mahalli meselelere kâfi derece- de âşina olmamasıdır. Yerli halktan yetişmiş kadınlarımızın veya bir yer- de uzun zaman yaşamış kadınlarımı- zın o yerler için daha ehil başkan, daha ehil faal üye oolabileceklerine inanıyoruz. Bu, hiçbir zaman vali ve- ya kaymakam eşinden Türk Kadın- lar Birliği Başkam olamaz mânası- na alınmamalıdır. Gaye, hiçbir fark gözetmeksizin, sırf hizmet mukabili üyelerimizi vazifelendirebilmektir. Kadın dâvalarımıza el atan mücade- leci ve faal idare heyetleri kurmanın da başka çıkar yolu yoktur." Hâdise, geride kalan haftanın için- de birgün, Ankara, Necatibey cadde- sinde bir binada geçti. Konuşan sâ- kin sesli kadın, Türk Kadınlar Birli- ği Müteşebbis Heyeti Başkam Feri- ha Öztürktü. Müteşebbis Heyet, o gün Genel Merkezde Maraş ve An- takya Türk Kadınlar Birliği Baş- kanlarıyla bir sohbet toplantısı ter- y yudumlanırken, Birliğinin birçok ö- nemli meselesi ele almıyor ve tartı- şılıyordu. Maraş Türk Kadınlar Bir- liği Başkanı rontgen mütehassısı Dr. Nüzhet Durakbaşa, Feriha Öztürkü tasvip etti. Türk Kadınlar Birliğinin memlekete faydalı çalışmalar yapa- bilmesi en başta idare heyetlerinin seçimleriyle ilgiliydi. Politik mülâha- 32 zalarla seçim yapma geleneğini ter- ketmek ve üyelere, hizmet mukabili vazife verme prensibi üzerinde dur- mak hakikaten faydalı olacaktı. Feriha Öztürkün üzerinde durdu- ğu bir mesele de, Genel Merkezle teşkilâtın birbirine odaha yakın bir şekilde oçalışmaları, (o birbirlerinden haberdar olmaları hususu idi. Genel Merkez, teşkilâtı masa başından ha- yali emirlerle değil, yerinde tetkik- ler yaparak ve realist bir çalışma sis- temi tâkip ederek idare etmeliydi. İhtiyâçlar ve davalar mahalli idi, çâ- reler ona göre aranmalıydı. Âyinesi iştir.. Türk Kadınlar Birliği bilhassa ya- kın geçmişte pek çok tenkide uğ- ramış bir teşekküldür. Bunun sebebi, Feriha Öztürkün parmak bastığı gi- bi, idare heyeti seçimlerinde liya- kattan çok filâncanın veya falanca- nın eşine, kızına, yakınına vazife ver- mek itiyadına dayanmaktadır. Bu, yüzden teşekkül, tüzüğünü -ki güzel bir tüzüktür ve esaslı kadın dâvala- rına el atmaktadır-, çoğu zaman ra- fa kaldırmak durumunda kalmış, ge- ne bu yüzden -faal bir politikacılığı kapılarından içeri sokmamış olmak- la beraber- kadın dâvalarında daima çekimser kalmış, kendi kendini felce uğratmış, sâbık iktidar mensuplarım gücendirmemek pahasına kendi ken- dini inkâr yoluna gitmiştir. 27 Mayıs İnkılâbından sonra ye- niden teşekkül eden Türk Kadınlar Birliği bugün yepyeni bir ruhla ça- lışmaktadır. Teşkilâttaki (okongreler biter bitmez Genel Kongreye gidile- cek ve Türk Kadınlar Birliği yeniden Türk Kadınlığının temsilcisi olarak AKİS, 28 AĞUSTOS 1961