28 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

28 Ağustos 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Görüşme ih- günlerdeki ol- lideri Ekrem Alicandı. tiyacı, Alicanın son dukça eğlenceli geliyordu. D.P. li Vatandaş avına çı- kan partilerin en gerisinde bulunan P. nin manevra kaabiliyeti zayıf lideri, haftanın incisi olacak demeç- ler vermekte pek usta kesilmişti. D. P. rümuzunun dillere pelesenk olma- sı, yaklaşan zirve toplantısına Y.T.P. liderinin ne düşüncelerle (geleceğini hissettiriyordu. Gürsel, bitirdiğimiz hafta cuma günü Alicanı dâvet etti. Alicanla görüşme o diğerlerinden biraz uzun sürdü. Bu, meselelerin ö- neminden ziyade Yetimler Partisi lideriyle Gürselin konuşacak çok ko- nuları olmasından ileri geldi. Alicana bakılırsa kendilerine obiraz haksız muamele ediliyordu! Halbuki halkın ve götürmekte olan kahveci çırağı "orta" lâfını duyunca pek alâkalan- mış, birkaç saniye duraklayıp kulak kesildikten sonra yoluna devam et- mişti. Alicanın, memleketin genel du- rumu hakkında söylediği vecize Baş- kan Gürsele biraz sonra nakledilince, Y.T.P. lideriyle aralarında geçen ko- nuşmanın mahiyeti obiraz anlaşıldı ve uzun sürüsünün sebebi de aydın- landı. Gürsel bu söze gülümsedi ve memleketin durumunu "orta" gör- meğe gönlü razı olmadığını, iyiye doğru e ve buna çalışıldığı- nı ifade e Y.T,P. nn Yuvarlak Masa toplantısı hakkındaki fikri de artık hayli enteresandı. Lider bundan bü- yük bir fayda temin edileceğini san- M.B.K. üyeleri İstanbulda Faydalı genel olarak düşüncesi hiç te sanıl- dığı gibi değildi. T.P. lideri Başbakanlığın mer- divenlerinde ogöründüğünde, yüzün- den bir şeyler sezinlemek imkansız- dı. Ama sözleriyle durumu açıkça an- lattı. Basın mensupları sordular: "— Neler konuştunuz?" Alican cevap verdi: — Genel siyasi meseleler üzerin- de durduk. Memleketin umumi duru- munu görüştük." Gazeteciler devami ettiler: — Genel durum sizce nasıldır? İyi midir, kötü müdür”? EM sükünetle cevap verdi: Eh, Eri böyle liderden bun- dan iyi bir cevap ta beklenemezdi. Hani, cevap dikkati çekmedi denile- mezdi. Hele o sırada .Yargıtaya kan- 18 temaslar mıyor, üstelik masaya oturacakların samimiyetinden şüpheli olduğunu ih- sas ediyordu. Bunu Başkan Gürsele de ima etmişti. Politikacılar General görüşüyor Aksal, İnönüye doğru eğilerek: "— Memleket meselelerini görüş- tük, değil mi Paşam?" dedi. İnönü tasvip yollu başını sallayın- ca, C.H.P. Genel Sekreteri etrafını saran gezetecilere: — Muhtelif memleket, meselele- rini görüştük. Fikir teatisinde bulun- duk" diye cevap verdi. Hâdise, geride kalan haftanın ortalarında bir gün, başkentin gene alev alev yandığı öğle saatlerinde ce- reyan ediyordu. İnönü ye Aksal Baş- bakanlıktan (o çıkıyorlardı. o Başkan Gürselin vâki dâvetine icabet eden CHP. lideri ve Genel Sekreteri, Gür- selle tam bir saat konuşmuşlardı. Gi- rişlerinde saat 10'du. Başbakanlığın kapısında göründükleri zaman ise, saatler 11.05'i gösteriyordu. İnönü, üç düğmeli bej elbisesini giymiş, üst- ten iki düğmesini iliklemiş, elbiseye pek yakışan şal örneği bir kravat takmıştı. Aksal, İnönünün solunda yürüyordu. Fötrü elindeydi. İki lider neşeli görünüyorlardı. Merdivenleri telâşsız adımlarla indiler. Kendileri- ne Başyâver refakat etmekteydi. Ak- sat köşede bekleyen açık renk otomo- bile eliyle işaret etti. (Başbakanlığın merdivenlerine yanaşan otomobile İ- nönü ile bindiler. Elleriyle gazeteci- leri selâmlıyarak uzaklaştılar. Üç devlet adamının görüşmesi bi- tirdiğimiz haftanın en önemli olayım teşkil etti. Gürsel, bir gün önce do Güleği davet etmiş ve onunla görüş- müştü. İki görüşmenin Kurultay are- fesine isabet etmesi, eski Genel Sekreterin C.H.P. içinde hiç bir yet- kiye sahip olmaması,.buna mukabil bir hizbi temsil etmesi Gürselin Yu- varlak Masadan ziyade C.H.P. içi me seleler üzerine eğilmiş olduğu kanaa- tini doğurdu ve doğrusu istenilirse biraz garip karşılandı. Nitekim, Gür- sel-Gülek konuşmasının akisleri eski Genel Sekreterin lehine deil, aley- hinde puvana yol açtı ve C.HP. adı- na ancak Kurultayca yetkili kılman şahısların, yani Genel Başkan veya Sekreterin parti adına konuşabilecek- leri hatırlatıldı. Gülekin hiç bir sö- zü, hiç bir vaadi elbette ki partiyi zerrece ilzam etmeyecekti. Hizipleş- melere gelince, aslında bir Genel Merkez, bir de hizip vardı W, parti disiplini Kurultaydan sonra hizbi ve körükçülerini mutlaka hizaya çağı- racaktı. Bu bakımdan, Devlet Baş- kanının gayreti, olsa olsa bir iyi niyet tezahüründen öteye geçmedi. Ancak Gülek, bu teması istismar- dan kendini alamadı. Gerçi evdeki hesap çarşıya uymadı ve eski Genel Sekreterin kendisine vermek istediği "Gürselin adayı" süsü faydadan çok fazla zarar getirdi ama, üstad hu- yundan vazgeçme faziletini gene gösteremedi. Ziyaretin o yapılacağı gün Taninden Ankara gazetelerine ve İstanbul gazeteleri bürolarına te- lefon edilerek Kasım Gülekin Gürseli ziyaret edeceği bildirildi, bir fotoğ- rafcı gönderilmesi lüzumu hatırlatıl- dı. Gülek Başbakanlıkta bir saate ya- kın kaldı. Gürselle olan görüşmesi hakkında söylenti, doğrusu istenir- se, muhtelifti Ama ne olursa olsun, gerçek birdi. Gülek Başbakanlığın AKİS, 28 AĞUSTOS 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: