Cemal Gürsel ve eşi Nöbetin sonu merdivenlerinde göründüğünde, bir evvelki ziyaretinin aksine, gazeteci- lerin etrafını sarmasını bekledi. Ba- ın mensupları etrafını alınca da meşhur kahkahalarından -dişler sı- kık yarı tebessüm, yarı kahkaha bi- çimindedir ve eşine emsaline rastla- mak mümkün değildir-birini atıver- di w Kendisine sorulan ilk sual, elbet- te ki,neler konuştuğuna dair oldu. Gülek mâsum bir tavır takındı. Son- ra etrafına göz gezdirerek dikkati malüm taktiğiyle üzerine çekmeğe gelişi ve ağır ağır: — Memleket meselelerini görüş- tük. Türlü konular üzerinde durduk" dedi. Eski C.H.P. Genel Sekreteri ha- linden memnun görünüyordu. Tavır- larına bakılırsa, Başkanla yaptığı görüşmede ondan kuvvet-isterseniz destek deyin- aldığı belliydi. Nitekim Ba gazetecilerin: — Genel Sekreterliğe adaylığını- zı koyacak mısınız?" sualine verdiği cevapla âyan belli etti: — Madem ki Gürsel demokrasi- nin icabı olan çekişmelerin hayırlı olduğunu söylüyor, elbette ki mü- cadeleye gireceğim.. Sabık Genel Sekreter, hikâyenin duyulmasını pek istediğini hareket- leriyle belli etti. Eh, gazeteciler de doğrusu ellerinden geleni yapmakta kusur etmediler ve oGülekin duyul- masını istediği hikâyeyi enine boyuna yazdılar. Gelgelelim Gülek bir kere AKİS, 28 AĞUSTOS 1961 daha yanlış ata oynamış, oynadığı at plaseye dahi girememişti. Nitekim iki gün sonra Kurultayda bu görüş- meyle ilgili olarak kuliste duyulan söylentiler eski Genel Sekreterin pek lehinde şeyler değildi. ai YURTTA OLUP BİTENLER- "C.H A.P, Yok, devenin başı! (Kapaktaki o gerici) e bıraktığımız haftanın EN ında, pazartesi günü A.P. bir Böle patlattı. O gece lslacele hazırlanan bir bildiri, İstanbul gaze- telerinin bazılarına dağıtıldı. Bildi- ride, Ord. Prof. Ali Fuat Başgilin A.P. listesinde bağımsız aday olarak seçimlere katılacağı ilân' ediliyordu. Haber, ertesi gün belirli gazetelerde büyük puntolarla manşetlere çıktı. Böylece, D.P. oylarını toplama yarı- sına girişen iki partiden ileride ola- nı, avantajını muhafaza için yeni bir hamle yapmış oluyordu.Zira,bir gün evvel oYassıadadaki sanık avukatla- rının Y.T.P. ye iltihakları A.P. lileri telâşa düşürmüş ve ellerinde bulun- durdukları ve en kuvvetli saydıkları kozu kırmaya mecbur etmişti. , D.P. oylarını toplama yarışma- sında hakikaten A.P. nin diğer iki YURTTA OLUP BİTENLER partiye -Y.T.P. ve C.K.M.P.- naza- ran talihi yâver gidiyordu. Bu şans açıklığının sebebini, Başkan Gürse- lin bu partiye oyüklenmesinde ara- mak mümkündür. D.P. oylarını avla- ma yarışı, denilebilir ki, (Başkan Gürselin bu iki yeni partiyle C.K.M. P. karşısındaki tutumuyla ters oran- ulı olarak inkişaf etmiştir. İhtilâlin Başının A.P.'ye olan kızgınlığı, ruklar arasında A.P. nin itibar ka- zanmasını sağlamıştır. İhtilâlciler Y.T.P. ye daha mülâyim davranmak- tadırlar. C.K.M.P. ise, ne şiş yansın ne kebap misali,- ortadan gitmekte- dir. Talihsizliğe uğrayan, gecekondu partnerden M.P. olmuştur. Zira Baş- kan, M.P. yi açıktan açığa övmüş, zaten eti budu olmayan bu partinin kuyruklar indindeki itibarını tama- men silmiştir. İşte bundan dolayıdır ki, geride kalan haftanın o başlarında, yarışta kendisine yaklaşmağa başlayan Y.T., P.ile aralarındaki mesafeyi muhafa- za için, A.P., . elindeki en kuvvetli kozu kırmağa mecbur kaldı Başgilin talihsizliği, A.P. den ba- ğımsız olarak adaylığını koyacağım ilân etmesiyle başladı. İhtilâlden bu yana hasta ciğerlerin bütün güçle- riyle şişirmeğe çalıştıkları balon, bir- den hızla hava' kaçırmağa yüztuttu. A..P. Genel Merkezi Hayalhane!,