kereler çok uzar giderse Amerikanın güvenlik mülâhazası ile nükleer si- lâh denemelerine otekrar başlamak zorunda kalabileceğine dair imalar vardı. Öte yandan Sovyetler, nükle- er denemeleri durdurma müzakerele- rini umumi silâhsızlanma müzakere- çerçevesi içine almayı ileri sürmek suretile, tutumunda tam bir değişiklik yapmıştı. Bu olayların ışı- ğında incelenince son gelişmeler, nükleer denemelere tekrar başlamak için bazı hazırlıklar gibi görünmekte ve gerginliğin artması ihtimali yakı- na gelmektedir. Fakat beyaz kitabın yayınlanmasına (omuvazi olarak, u- mumi silâhsızlanma bahsinde Sov- yet-Amerikan görüşmelerinin 5 Eylül de Washington'da tekrar başlıyaca- gının bildirilmesi işin rengini hayli değiştirmiş oldu. Hatırlarda olduğu devam olunmuş ve birdenbire kesile- rek Başkan Kennedy'nin Silâhsızlan- ma İşleri Müşaviri John McCloy A- merikaya dönmüştü. Hattâ o zaman işin içinde bilinmeyen bir taraf ol- duğundan şüphe edilmiş, gizli me- sajlardan vesaire bahsedilmişti. Şim- diyse tekrar bırakılan yerden başlan- dığına göre, tarafların Almanya me- selesinin yanı başında, bu meseleye muvazi olarak yeni bir müzakere yo- lu araştırdıkları intiba hâsıl olmak- tadır. Üç Batılı arasında Berlin (o buhranının başlangıcından beri Sovyetlere karşı takınılacak tavır bahsinde Batılılar arasında gö- rüş farkı bulunduğu iddialarının so- nu gelmemiştir. Sovyetlerin Alman- ya meselesine dair 3 Ağustos tarihli notalarına Batılıların verecekleri ce- vap bahis konusu olunca, bu iddia- lar daha da arttı. Meseleyi Washing- ton'da incelemekte olan Batılı uz- manlar komitesinin, Fransız delege- sinin tıkama siyaseti yüzünden çalı- şamaz hale geldiği ileri sürüldü. A- merika Dışişleri Bakam Dean Rusk son iki beyanatında bu meseleye te- mas etmiş, daha doğrusu gazetecile- rin Sualleri karşısında temas etmek ki hafta gönderilmesi muhtemeldir. Halen tetkik konusu olan bu cevapta yalnız Almanya meselesiyle iktifa o- lunmayacak, fakat Berlin hakkında- ki Batılı protestosuna Sovyetlerin 18 Ağustosta verdikleri cevap da ele a- lınacaktır. Batılı müttefikler arasın- da Sovyetlere teklifte bulunup bu- AKİS, 28 AĞUSTOS 1961 Dean Rusk Kapalı kutu lunmamak bahsinde bir anlaşmazlık olduğuna dair sorulan suallere Rusk'- ın cevabı çok kapalı ve kaçamaklı görünmekle beraber bayii mânidar- dır. Fransanın, Moskovaya kargı herhangi bir açılış yapılmasına razı olmadığı (o anlaşılmaktadır. o Bunun sebebini büyük ölçüde bizzat Gene- diğer taraftan, öyle anlaşılıyor ki Fransa, Almanya ve Berlin üzerinde ciddi bir müzakerenin evvelâ silâh- sızlanma yolundan geçeceğini, sonra da muhtemelen Birleşmiş - Milletler çerçevesinde yer alacağını düşünerek ürkmektedir. Zira Fransa nükleer de- nemeleri durdurma müzakerelerine iştirak etmemek ve denemeleri tek taraflı olarak durdurmamak suretile Batılı müttefiklerine ayak uydura- mamış durumdadır. Sonra da Gene- ral De Gaulle bilir ki, Birleşmiş. Mil- letlerde bir büyük çoğunluk, Batılı- ların Berlindeki durumu deyince Fransanın Kuzey Afrikadaki, Bizer- tedeki durumunu hatırlatmaya mey- yaldir. DEMET Eğitim ve Öğretim dergisi kuyunuz Adres: P.K. 20 — İsparta AKİS - Reklâm — 128 DÜNYADA OLUP BİTENLER Birleşmiş Milletler Atalet siyaseti Atalet siyasetinden bıkmış usan- mışların yardımıyla işbaşına ge- len De Gaulle hükümeti de şimdi ay- nı bağlarla bağlanmış gibi görün- mektedir. Güvenlik Konseyinin Bi- zerte baklandaki kararı Paris hükü- metince kaale alınmayınca, bir gurup Asyalı ve Afrikalı (omemleketin te- şebbüsü ile mesele Genel Kurula ge- tirildi. Fakat bu sefer de Fransa Ge- nel Kurul müzakerelerine katılmadı. Fransa evvelâ, olayı Genel Kurula getirmede tâkip edilen usülün sakat olduğu, sonra da meselenin iki taraf arasında (halledilmesi o lâzımgeldiği iddiasındadır. General De Gaulle'ü bu türlü savsaklama hareketine sev- keden nedir? Bunun üzerinde çok şey söylendi. Fakat yine en ağırını Fransız gazeteleri yazdılar. Genera- lin, şimdi çok kuvvetli durumda olan ordudan ve bu ordunun mütfritlerin- den çekindiği için Kuzey. Afrikada herhangi bir tâvize (oyanaşmadığını söylediler. Hattâ bu müfrit unsurla- rın, Cezayir savaşını bitirmek için Devlet Başkanına garip telkinlerde bulundukları da ileri sürüldü. Bu tel- kinlere göre, Bizerte üssünü terket- mek değil, aksine olarak Tunusun kuzeyini tamamen hakimiyet altına alarak Cezayir savaşında yeni ve müessir bir cephe daha açmak lâzım- dır. Gerçi Habip Burgibanın Bizerte işini tazelemek için seçtiği zaman hayli karanlık mülâhazalara dayan- makta ise de, buna karşı Fransanın tutumu da hiç aydınlık değildir. Bir- leşmiş - Milletlerde bu konuda açı- lan müzakereler Sovyetler için mü- kemmel bir propaganda ve hücum vesilesi teşkil etmiş, Sovyet delegesi umumi olarak üsler bahsini açmak fırsatını bulmuştur. Buna muvazi o- larak CENTO'ya atfolunan bir takım sözde tecavüz plânlarını da Moskova gürültü ile yayınlamıştır. Batılıların Birleşmiş - Milletler- de işleri kolay değildir. Bu bakımdan gerektiği zaman Berlin meselesini Uluslararası Teşkilâta götürmek fik- ri de simdi en çok tenkit edilen fikir olmuştur. Bu hususta Dean Rusk da- hi iyimser değildir. Amerika Dışişleri Bakam son beyanatında, mesele Bir- leşmiş - Milletlere götürüldüğü za- man çok çok taraflar arasında mü- zakere tavsiyesi elde edileceğini, bu bakımdan o teşkilâta (obaşvurmanın zaruri olmadığım söylemiştir. Birleşmiş . Milletler bugünlerde en bahtsız devresini yaşamaktadır. Müracaat eden pişman olmaktadır. 29