YURTTA OLUP BİTENLER duyuşu burada da galebe çaldı. Boh- çacılık endüstrisinin temsilcileri pek az muvaffak olabildiler. Yurttan sesler Referandumun sonucu kesin olma- sa bile aşağı yukarı hemen o ge- ce alındı. Gerçi alınan haberlerde hata payı'bir hayli, yüksekti. Ancak genel olarak sonucun EVET'ler lehi- ne olduğu ve girişilen meydan muha- vepesinin kazanıldığı anlaşılıyordu. Kesin sonucu çabuk belli olan il- lerden biri de Mardin oldu. Gece ya- rışma doğru tasnif bitmişti. Mardin EVET'çi illerin birincisi durumun- daydı. İştirak nisbeti yüzde 80'in çok üzerindeydi. o EVET diyenlerin sayısı 180 bin 554 dü. HAYIR'cılar ise sâdece 3 bin 78 kişiden ibaretti. Böylece, Mardindeki "Evet" - "Ha yır" nisbeti yüzde 99.8 beyaz oylar lehine tecelli etti. İllerdeki tasnif bittikçe Türkiye haritasının batı kısmı kızarmağa başladı. İzmir, Denizli, Manisa, Ay- dın, Kütahya birer HAYIR memle- ketiydi. Bu illerde kırmızı oylar be- yaz oyları geçmişti. Ancak memnun edici taraf, aradaki farkların birkaç bini geçmemesiydi. HAYIR şampiyonluğu Bursa ilin de kaldı. Bursada kırmızı oylar lehi- ne tecelli eden fark bir hayli fazlay- dı. ME yüzde .40 nisbetinde E- VET, yüzde 60 nisbetinde HAYIR demişlerdi. “ikinciliği Karadeniz ille- rinden birisi elinde tutuyordu. Sam- sun, Bursanınkine yakın bir rakam- la, kırınızı oyların galip geldiği il- lerden biri oldu Alınan sonuçlardan, C.H.P. nin ve CH.P. sempatizanlarının Anaya- saya yüzde yüz EVET dedikleri an- laşıldı. C.K.M.P. de İkinci Cumhuri- yet Anayasasına beyaz oy vermişti. Genel İdare Kurulu olarak Anayasa- ya EVET diyeceklerini bağıra çağı- ra ilân eden Y.T.P. lilerin, alt kade- melerine tesir edemedikleri anlaşılı- yordu. Nitekim Y.T.P. lideri Alicanın ili Sakarya (Anayasaya kırmızı oy veren illerden biriydi. Sakaryada pek kuvvetli olduklarım iddia eden Y.T.P. liler,, bu oyuna pek şaştılar. Referandum bütün yurtta son derece sakin geçmiştir. Hemen he- men hiç bir ilde öyle büyük olayla" cereyan etmemiş, mevzii birkaç olay da kolaylıkla önlenebilmiştir. C.H.P. Çizmeyi çekme zamanı Bvaz saçlı adam, dört bir tarafım sarmış dört torununun arasın- dan, kendisinden cevap bekleyen ga- zetecilere tatlı tatlı gülümseyerek: "— Evvela, neticeleri tam ola- 8 İsmet İnönü denizden çıkıyor İyi adamın mükâfatı rak alalım, ondan sonra yeniden ko- nuşuruz.." dedi. İstanbul, güzel günlerinden birine başlıyordu. İsmet İnönü, başkentten o sabah sessiz sedasız gelmiş, Bos- tancı istasyonunda hemen sâdece ai- lesi mensupları tarafından karşılan- mış ve .doğruca Maltepeye gelmişti. Biraz sonra kahvaltı edecek, onu ta- kiben de kendmi -ve yorgunlukları- nı- Marmaranın serin, mavi sularına bırakacaktı. Ancak ondan o evvel, dertlerini (o halletmesi ogereken bir gençler kalabalığı vardı. Bunlar, İ- nönüyü Bostancıda (o beklemiş olan basın mensuplarıydı. Ankara ekspre- sine Pendikten biner omeslekdaşları daha talihli çıkmışlar ve CHP. Ge- nel Başkanıyla okonuşma fırsatını bulmuşlardı. Bostancı grubu vaziye- ti anlayınca, soluğu Maltepede al- mıştı. İnönü kendilerini gülerek kar- şıladı "Gelin bakalım, atlayanlar!" diye takıldı. Sonra da, sorularına ba- zen ciddi, bazen lâtife yollu cevaplar verdi. Söyledikleri, daha ziyade lâ- tife yollu sözlerdi ve her biri bir, en çok İki veya üç cümleden ibaretti. O zaman gazeteciler Genel Başkana. İstanbula geçen gelişinde vaad ettiği basın toplantısını hatırlattılar. İnö- nü vaadini hatırladığım belirterek başkente acele dönmek zorunda kalı- şı sebebiyle basın toplantısını bu se- fere bıraktığını bildirdi ve o zaman, etraflı görüşeceklerini söyledi. Muhabirlerin işi bitmişti. Ancak, fotoğrafçılar pek ayrılmaya niyetli görünmüyorlardı. İnönünün meşhur çivilemelerini bu yaz oyakalayama- mışlardı. Genel Başkan, tesadüflerin neticesi, denize hep sürpriz sayılan zamanlarda girmiş, fotoğrafçıların elleri boş kalmıştı. gidip yer aldı. Yalnız, bu sefer daha da AKİS, 17 TEMMUZ 1961 fotoğrafçılar ihtivarlı odavran-